Seren Kotanak

Bana gelince; bir ölü gördüğümde, ölümü, bir gidiş anına benzetirim. Ceset ise, üzerimizden çıkardığımız giysileri hatırlatır. İçimizden biri çekip gitmiş, hem de o benzersiz, biricik giysisini yanına almadan.
Reklam
Büyük tutkularım, sınırsız düşlerim oldu -ama o kadarı çıraklarda, terzi kızlarda da vardır, çünkü bütün dünya hayal kurar: Bizi birbirimizden ayıran şey, o hayalleri gerçekleştirecek gücümüzün ya da kendiliğinden gerçekleştiklerini görecek kadar şansımızın olup olmamasıdır.
Yaşadığı odayı -ister istemez bazı temel ihtiyaçlardan vazgeçmek pahasına- pek ahım şahım olmasa da, gene de lüks döşemişti. Üzerine oturulan eşyalara -derin ve yumuşak koltuklar almıştı-, perdelere ve halılara ayrı bir düşkünlüğü vardı. Böylelikle "çektiği acıya saygınlık katacak" bir iç mekan yarattığını söylüyordu.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"...Bu düşünceye takılı kalıp daha fazla geliştirmeye ihtiyaç duymuyorsunuz kendinizi! Çünkü yeterince iyi ve üstün hissedebilmeniz için yeterince eğitimsiz yoksul adam var bu ülkede! Bu üstünlük duygusu yetiyor size! Çok çok iyi ve üstün hissediyorsunuz bizlerin varlığını seyrederek. Ve bu sizi aptallaştırıyor! Çünkü zorlamıyorsunuz kendinizi..."
Sayfa 101 - Destek YayınlarıKitabı okudu
"...Artık, Bicetre'den fazlasıyla usanmıştım. İyi kalpli Tanrı'nın bana merhamet etmesi gerektiğine ve en azından karşı binanın çatısında, benim için ötecek minik bir kuş gönderebileceğine inanıyordum."
Sayfa 48 - Olympia YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Reklam