Memleket Hikâyeleri veya Gurbet Hikâyeleri gibi başyapıtları, okumadığım Nilgün adlı oldukça hacimli eserini de düşünürsek, Refik Halit Karay'ın bizim için ne kadar kıymetli bir yazar olduğunu kabul ederiz herhalde hepimiz, hatta hangi kitabın arka kapağında yazıyordu, hatırlamıyorum; ama Karay için ressam yazar gibi bir ifade kullanılıyordu,
Memleket Hikâyeleri'ni ilk kez, seneler önce Rize Fındıklı'da, deniz kenarındaki binamızda, küçük dairemizde, sıcak, güneşli, pırıl pırıl bir günde okumuştum. Hemen ardından Gurbet Hikâyeleri'ni okuyarak Refik Halid Karay'ın böylesi güzel üslûbunun raslantı ve tek kitapla sınırlı olmadığını da görme şansım olmuştu.
Memleket Hikâyeleri gerçek,
İzne giderken ha bire nar götürürdüm. Çoluk çocuğun önünde şakkadak yarıyorum, kan-kırmızı dâneler saçılıyor etrâfa.
Abooo, diye gözleri şaşkınlıktan irileşmiş bakıyorlar.
Yiyin ulan yiyin... Ömrümüzde nar görmedik demeyin. Yiyin de bu garip onbaşıya duâ edin, diyorum.
Akşam olup, konu-komşu asker görmesini bitirip evlerine çekilince; biz bize
1888 yılında Beylerbeyi'nde doğan Refik Halit Karay Meşrutiyet sıralarında gazeteciliğe başlamış. Hiciv yazılarıyla üne kavuşmuş, fecri Ati edebiyat topluluğunun kurucularından olmuştur. Sabah gazetesi başyazarlığı, Posta-Telgraf Genel Müdürlüğü yapan Refik Halid, Aydede mizah dergisini çıkarmıştır.
Dergi ve gazetelerde günlük yazılar yazmış ve 20 kadar roman kaleme almıştır.
Memleket hikayeleri içinde 7 ayrı hikaye (Şeftali Bahçeleri, Koca Öküz, Sarı Bal, Şaka,Boz Eşek, Yatır ve Garip Bir Hikaye) bulunan ve günümüz Türkçesine uyarlanan eserleriyle hiciv anlatımı seçmiştir.
Ben okurken büyük keyif aldım.
Refik Halid Karay, mutlaka okunması gereken yazarlarımızdan, evvela bunu belirtmek isterim.
Memleket Hikayeleri, bir çok bakımdan toplumsal ve kişisel eleştirilere yer veriyor. Her hikayenin altında bir mesaj, düşündürücü bir hal barındırıyor.
Kitabın ilk iki hikayesi, Yatık Emine ve Şeftali Bahçeleri. Bunlar arasında bir bağlantı olduğunu
Memleket Hikayeleri , Karay'ın 1919'da ilk basımı yapılan ve kendisinin de kronolojik olarak ilk önemli eseridir . Birinci Dünya savaşı ve akabininde Kurtuluş savaşı yıllarının Anadolu'sunu ,"Memleket" olarak adlandırdığı hikayeleriyle gözler önüne serer . Bizzat kendi gözlemlerinden oluşan bu hikayeler Türk okuruna da Istanbul yaşamı