Aziz Dostum
İnsan ayrılığın kuşattığı yollarda kaldığı zaman bir olmanın tadına varabiliyormuş
Film şeridi gibi geçen hayat değil tadına doyulmaz anılar var gözler önünde
Rengarenk parçalardan oluşan tablonun tek siyah parçasının göze çarpması gibidir aziz insanlardan ayrılık
Tüm renkleri unut ve neden burda yer edindiğimi düşün dercesine..
Düşünürken gözlerini kısıp baktığın, göz kenarlarının kırıştığı her an gibi derin olduğun anları insan yoklukta farkediyor.
Öfke, korku, pişmanlık, keşkeler, meğerler, oysalar hepsinin boş olduğu an.
Mesafelerin hükümranlık sürdüğü merhametsiz topraklar..
Son günlerde merhaba dediğim şu yukardaki halet-i ruhiyem..
Toprağında gül bitmeyen, güneşi yakıcı, göğü bakılmaz olan, toprağı dayanılmazca kavruk ve ayakların çıplak olduğu bu hükümranlık son zamanlarda koşmakta, gitmekte olanı duyduğundan beri...
Gidince hissedeceğimin belli olduğu soğukluk şu an avuçlarımda alev alev..
Yanar gibi, yakar gibi değil ısıtır gibi, eritir gibi...
Böyle dağınık düşüncelere yer veren bir ayrılık söz konusuysa insan hayatında,
Dur durak bilmeyen hüzün ve mutluluklar bir aradaysa
Her rengi olan değil benim her rengi bahşedebildiğim bir güzellik varsa yanı başımda
Yol güzergahımdan ya bir dost ya bir sevgili geçmiştir ancak
Bu yüzden
Hoşgeldin, Hoş bıraktın.
Fakat, amma velakin ve velhasıl kelam...
Ne hoş ne de nahoş bırakma Aziz Dostum