Böylece "çok muhterem Sultan, büyük Şehinşah, Şark'ın ve Garp'ın meliki, İslam'ın ve Müslümanların temel direği, cihanın ve dinin gururu, fetihlerin babası, Halife'nin tek dayanağı" gece vakti, kimseler görmeden, pazardan mal kaçırır gibi bir yol kenarına gömülüverdi. Mezarı bir daha asla bulunamadı. Vakanüvisler, "Bu kadar güçlü bir hükümdarın cenaze namazı kılınmadan, fatihası okunmadan, cesedine kapanıp ağ
lanılmadan, dövünülmeden ölüp gitmesi görülmüş, işitilmiş şey değildi" dediler
Melikşah ölünce Anadoluya gelen Kılıç Arslan İznik'e yerleşti ve İzmirdeki Türk beğlerinden olup korsanlıkla BizanslIları yıldıran Çaka Beğin kızıyla evlendi. Haçlıların akını Kılıç Arslan çağında başladı. Öncülerinden Rainaud'nun buyruğunda olan Alman ve Lombardlara Kılıç Arslan 15.000 kişiyle saldırıp bunları İznik yöresindeki bir
Sultan Selim, saltanat kanunu mucibince kendi oğlu Süleyman'dan başkasını hayatta bırakmamaya karar verdi ve Bursa'ya gelerek ibtida elinde bulunan biraderleri Şehinşah, Alemşah ve Mahmud'un oğullarını boğdurarak işe başladı.
Terbiye, moda, dans, kıyafet, oyun,
İşte bunları istemeliymişiz;
Yazmak ya da okumak ya da düşünmek ya da araştırmak,
Güzelliğimizi gölgeler, zamanımızı tüketirmiş