Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Volga boyuna serpilen Stalingrad, nehrin bir yanından von Paulus ordularının bombalarını yerken, öbür taraftan da Sovyet ordusunun yangın bombalarının (Katyuşa) tahribine uğramıştı. Stalingrad ahşap bir şehirdi; ahşap evin en kıymetli eşyası yangından kurtulması umuduyla bahçelere çıkarılmıştı; şehir âdeta bir piyano ormanıymış.
Sayfa 189Kitabı okudu
allı turnanın havada gezmesinden daha normal bir şey yok bence şehir şehir gönderilip yare ona buna selam götürmemiş en azından
Reklam
115 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
23 saatte okudu
Merhaba arkadaşlar. Hepimize mutlu sabahlar. Uzun yıllar sonra oldukça doyurucu olacağını düşündüğüm Anton Çehov serisine bitirmek üzereyiz. Yaklaşık 10 kitabını bu süreçte okuyoruz ve okuyacağız. Bunun dışında onun öykülerinin seri olarak basımları var. Bunların Cem - İletişim ve Yordam Yayınları üzerinden yapılmış setlerinin de dağıtıma hazır
İvanov
İvanovAnton Çehov · Bilgi Yayınevi · 1967160 okunma
Unut beni, unuttuğum gibi seni Unut ki beni, yanındakini aldatma Giden kaybedendir, gittin, kaybettin Bir şehir yakınıma bile yaklaşma
Şehir Dile Gelse ~Tahsin ATAMAN
"Gerçekten neden bu kadar gözümüzü hırs bürümüştü, içimizdeki neydi? Bu doğal olanı yok etme dürtüsü ve çevremize karşı bu kadar acımasız ve duyarsız olmaya ne zaman başlamıştık? Kim yerleştirmişti bu duyguları içimize? Doğa'ya karşı nasıl bu kadar acımasız ve fütursuz olabiliyorduk? İnsan, kendini her şeye hakim, mağrur görüp, nereden gelip, nereye gideceğini, unuttuğunda, doğa ve evren ile olan bağını kopardığında galiba bu kadar acımasız ve cahil olabiliyordu. Bunun örnekleri tarihte de vardı. Kör cahil bir nesil gibi hareket etmeye ne sebep olmuştu? Daha fazlası, çok daha fazlası için sahip olduğumuz, oturduğumuz dalı kestiğimizi ne zaman anlayacaktık. Dal kırılıp düşünce mi?"
Sayfa 193 - Kepez Belediyesi Kültür YayınlarıKitabı okuyor
Şehir Dile Gelse ~ Tahsin ATAMAN
"Şehirler o toplumların iç yüzlerini yansıtırlardı. Bizim iç yüzümüz bu kadar kararmış mıydı? Düşündüğü şeyden korktu. Oğluna baktı, onun daha zor bir dünyada yaşayacak olmasına üzüldü."
Sayfa 184 - Kepez Belediyesi Kültür YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Standartlar monotonluk getirir mi?
Osmanlı topolojik yaklaşımı, bunun evlere uygulanması sonunda ortaya çıkan akıl almaz çeşitlilik, pencereler hep birbirinin aynı olsa bile her evin tamamen müstakil bir şahsiyet olması, her sokağın tamamen şahsi bir hüviyete sahip bulunması, Türk-Osmanlı şehir çözümlemesinin müthiş bir katkısıdır insanlığa. Standartlar düzeni doğru kurulduğu takdirde Osmanlı-Türk şehrinde olduğu gibi objektif âlemin kısıtlanmış ve steril bir görüntü kazanması önlenir, maddi ve manevi âlem arasındaki karşıtlık ortadan kaldırılmış olur.
Sayfa 213 - TimaşKitabı okuyor
' Sadece istiyorum ki sizin sofranız yemeklerle dolup taşarken şehir halkı insanı dans ettirecek kadar büyük bir açlıktan ölmesin. '
Sayfa 97 - Sel YayıncılıkKitabı okudu
İçimde bir sızı var Göğsümde büyür anne Koskoca bir şehirde Yalnızım yine anne ..... Kavgalardan küslüklerden Yalanlardan dolanlardan İki yüzlü dostluklardan Yoruldum artık anne .... Bu şehir hüzün kokar Kaybolmuş tüm sokaklar Hepimiz yıldız gibi Yalnızız yine anne -Barış Akarsu 🕊 -
Gırtlağımda bir harf büyüyor buna dayanacağım dişlerim kamaşıyor yıldızlardan buna da. Kabaran bir çarpıntı oluyor şehir. Artık yırtarak açtığımız zarflarda ne kargış, ne infilak yalnız koynunda çaresiz, çıplak isyan işaretleri taşıyan bir ergen cesedi. Kabaran bir çarpıntı oluyor şehir uyusam bir dağın benimle uyuduğu oluyor her gün şehrin ortasında bir ergen ölüyor domuzuna ölüyor bankerlere durarak noterden onaylı kâğıtlara durarak mevlit ilanlarına durarak. Yunmadık saçlarını okşuyoruz, yavrum. - yüzümüzde dolanan bir mayhoş kahkaha - Gırtlağımda bir harf büyüyor gırtlağımızda. İsmet Özel
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.