"Sonra aramıza şehirler girecek, hiç karşılaşmayacağız. Tesadüfler bile bir araya getiremeyecek. Sonra belki birimiz öleceğiz, diğerimiz hiç bilmeyecek.." Nazım Hikmet Ran
“Sonra aramıza şehirler girecek, hiç karşılaşmayacağız. Tesadüfler bile bir araya getiremeyecek. Sonra belki birimiz öleceğiz, diğerimiz hiç bilmeyecek.”
Nazım Hikmet Ran
Nazım Hikmet Ran
Reklam
Bazı şehirler kimileri için yalnızca bir aşkın anısıyla var olurlar.
Murathan Mungan
Murathan Mungan
Belki bir gün son kez görüşeceğiz, ikimiz de bunun son olduğundan habersiz. Son kez el ele gezeceğiz, belki de son kez söyleyeceğiz birbirimizi sevdiğimizi. Yine beraber planlar yapıp, tutamayacağımız Son sözleri vereceğiz birbirimize. Ve elbette yollarımız yine ayrılacak bir gün. Sonra aramıza şehirler girecek, Hiç karşılaşmayacağız. Tesadüfler bile bir araya getiremeyecek. Sonra da belki birimiz öleceğiz, diğerimiz hiç bilmeyecek. N.Hikmet
Bahçesi ağacı olmayan şehirler
Şehirlerde bahçeler yok edildikçe bülbül ormanlara sığınacak, ormanlar tükendikçe onceleri kendisine dar gelen bahçelere inecek
Reklam
Kudüs
Kudüs şehir değildir. Bilakis samimiyettir, unutmamaktır ,vefadır, ümmet olmak veya olamamaktır. Kat ettiğimiz yolumuzu onda ölçeriz. Dünümüzü de yarınımızı da onun üzerinden tartarız. O şehir değildir; şehirler kuran medeniyetin beşiğidir Kudüs. Onunla ölçeriz onunla ölçülürüz biz. Onunla uyur onunla kalkarız. •NY
Sonra aramıza şehirler girecek, hiç karşılaşmayacağız. Tesadüfler bile bir araya getiremeyecek. Sonra belki birimiz öleceğiz, diğerimiz hiç bilmeyecek...
zeka oranına göre elektrik dağıtımı yapsaydık karanlıkta yaşayan şehirler olurdu bizi test etmeyin tedaş
Bazı şehirler kimileri için yalnızca bir aşkın anısıyla varolurlar.
Reklam
İslamiyet hayatı, aklı, mantığı, zamanın icaplarını reddetmez. İslamiyet dini, ölüler dini değildir. Ama batı dünyası ilim ve fende ilerlerken biz Müslümanlar ne yaptık? Her şeyi Allah'a havale ve emanet edip tembellik, cehalet ve bağnazlık içinde donup kaldık. Sonuç ortada: Dilenerek yaşayan hükümetler, harabeler, ekilmemiş tarlalar, yakılmış ormanlar, hastalıklar, hurafeler, üfürükler, yolsuz, okulsuz köyler, pis şehirler. Milletin hayrı için ne düşünsen 'Olmaz!' diye dikilen ilimsiz hocalar. Her yeniliğe, 'Biz dedemizden böyle görmedik' diye karşı çıkan yobazlar. Milletlerin hayatında duraklamak bile ölmek demek iken, biz tamamen durmuşuz. Geriden de geri hale düşmüşüz. Görünen köy kılavuz istemez. Yaşadığımız, ilkel bir hayattır.
Sayfa 522 - BilgiKitabı okuyor
En eski Sümer şehirlerinin bile sularla korunmadıkları kanıtlanmıştır. Bu durum, ilk şehir yapımcılarının henüz bir savunmaya ihtiyaç duymadıklarını ortaya koyar. Buna karşın, Gılgamış’ın Uruk şehrinin nöbetçi kuleleri ile donatılmış duvarlarla çevrili olduğunu biliyoruz. Bu, “ Enmerkar ile Aratta’nın Efendisi” destanı ve çivi yazısı tabletlerinin de gösterdiği gibi, Sümer şehirleri arasında rekabet savaşlarının başladığına işaret eder… ilk şehirler savunma amaçlı olmaktan çok, İş ortaklığının mekanıydılar. bu yüzden de Avrupa’daki eski tarım şehirleri ile belirli bir benzerlik gösterirler.
Şehirler gördüm ben. Sefaletin utanç olmadığı şehirler gördüm. Bencilliklerin birer apartman gibi yükseldiği ve şereflerin çamurlara düştüğü şehirler gördüm. İnsanlar bir sel gibiydi caddelerinde. Hiç kimse ne aradığını bilmiyor, ne yaptığını anlamıyordu.
Sayfa 242Kitabı okudu
Kul hakkı da olsa Allah kefil olup affettirir.
Kardeşinin Elini Tut ve Onu Cennete Sok • Enes b. Malik'ten (ra) rivayetle: Resûlullah (sas) bizimle oturuyordu. Bir an onun güldüğünü gördük o kadar ki dişleri gözüküyordu. Hz. Ömer (ra) sordu: "Ya Resûlullah, anam babam sana feda olsun, seni güldüren de nedir?" Buyurdu ki: "Ümmetimden iki adam, İzzetin Rabbi önünde
Sümer şehirleri ile birlikte tanrıların gücü ve nüfuzu da gelişti… tanrılar ve şehirler birbirine tamamen bağımlıydı.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.