Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Ama benim babam Ali ölmüştü....
Kaybettiğim şeyleri yeni yeni idrak etmeye başladığım zamanlardı. Şehitler ölmez sanıyordum. Babamı günlerce beklememe rağmen gelmeyince anlamıştım gerçeği. Şehitler ölmezdi. Uzman çavuş Ali Alptekin ölmemişti. Ama benim babam Ali ölmüştü.
İnanç.
"Ölürdün ama." "Yanılıyorsunuz kaptan, şehitler ölmez."
Reklam
Hiçbir Türk milliyetçisi Türk ordusunu ayrı, milleti ayrı bir varlık gibi göremez. Türk ordusu Türk milletinin kutsal ve şerefli bir parçasıdır. Tarih boyunca Türkler bir ordu-millet gibi yaşamışlardır ve ordu-millet anlayışı bugünün şartlarında da devam etmektedir. Askerlik her Türk'ün vatan borcudur ve her Türk genci bu borcu seve seve yerine getirir. Düğüne gider gibi askere gider; askerlik yapmayana kız vermezler diye inanır. Paralı askerlik veya vicdani ret gibi kavramlar normal bir Türk'ün aklından dahi geçmez. "Sivile karşı askerden yana taraf" veya "askere karşı sivilden yana taraf" gibi ifadeler Türk milliyetçilerine göre ihanetle eşdeğer ifadelerdir. Sivil ile askeri karşı karşıya imiş gibi göstermek ancak bir bölücünün ağzına yakışabilir. Aklını yitirmiş veya vicdanını satmış insanlar da bazen bölücüler kadar ihanet içine girebilirler. Türk milliyetçileri elbette askerini de sivilini de gözü gibi korumak ister. Bölücü terörle ölümüne vuruşan Mehmetçiğe elbette toz kondurmaz ve elbette bir Mehmet'in şehadeti karşısında yüreği parçalanır. Ve elbette ülkeyi bölmek isteyen silahlı eşkıya karşısında "Şehitler Ölmez, Vatan Bölünmez" diye haykırır. Askeri sevmek, "Vatan Bölünmez" diye haykırmak "şovenlik" filan değil, basbayağı milliyetçiliktir. Ve yine elbette bu değerleri savunanlar her zaman ve her yerde birlik olurlar; ülkeyi bölmek isteyen, bölücülere taviz vermeye yeltenen kim olursa olsun, hangi makamda bulunursa bulunsun hep birlikte ona cephe alırlar.
"Ben izindeyken, bizim oralardan şehit düşmüş bir çocuğun cenaze merasimine katıldım. Olup bitenleri uzaktan izledim. İnanır mısınız komutanım, utandım ve yerin dibine geçtim. Tamamen, saman alevinden farksızdı toplum. 'Şehitler ölmez, vatan bölünmez, klişe laflarıyla bağırıp durdular. Bunları uzaktan inceledim. Sanki suni bir havayla doldurulmuş balonlardan farksızdılar. Ve on yıllardır bu içi boş kalabalıklar hep aynı şeyleri yaptılar. Sonuç ne? İşte geldiğimiz nokta. Hele, musalla taşının etrafına dizilen o siyasi partilerin temsilcileri yok mu? Onları dişlerimi sıkarak izledim ve kendi adıma yakası açılmamışlarla nasiplendirdim. Şehidin defninden sonra, ki hiç bilip tanımadığım, genç yaşta hayatını ülkesi için feda eden rahmetlinin mezarının başında sadece ben, anne ile babası, genç yaşta dul kalan bir kadın ve üç yaşında küçük bir oğlan kaldık. Ertesi gün ise, ki bizim orası küçük bir yer, her şey eski tas eski hamamdı. Bu anlatıklarım her taraf için geçerli."
Sayfa 149Kitabı okudu
Reklam
Şehitler ölmez, vatan bölünmez derken parçalanan bir aile
Sayfa 72 - CanKitabı okudu
Kuşçubaşı Eşref’in Çölde Yatan Şehitlerimize Hitabı
Sizler milletimize has kahramanlıkla dövüştünüz. Peygamber Efendimiz’in insanlığa rahmet olan sancağının burçtan inmemesi, dinimizin ayaklar altına düşmemesi için aslanlar gibi vuruştunuz. Aziz milletimiz sizleri unutmayacak, kıyamete kadar hatıralarınızı fatihalarla yad edecektir. Kafkasya’dan Cezayir’e, Avrupa içlerinden Çin Seddi’ne kadar topraklar mezarı olan ey talihsiz nesil! Sizi gurbet ellerinde bırakmıyor, yüreğimizde götürüyoruz.
Sayfa 312 - Kuşçubaşı EşrefKitabı okudu
“Şehitler ölmez, peki kimler ölür? Yarın tanışsan birlikte gülüşeceğin o delikanlıların neşesi ölür. Aynı yerde çalışsan kanka olacağın o delikanlının dostluğu ölür. Barda sarhoş olsan çılgın gibi dans edeceğin o delikanlının hevesi ölür. Maça gitsen birlikte heyecanla tezahürat yapacağın o delikanlının coşkusu ölür. Politika tartışsan çayına iddialaşacağın o delikanlının inancı ölür. Tanısan kardeşin kadar seveceğin o delikanlı ölür. Ve sen ölü sayarsın. Üç onlardan, beş bizden. Beş onlardan, üç bizden.
Reklam
Şehitler ölmez diye bağırıp durmuşlardı cenaze boyunca. Şehitler ölmüyorsa benim babam neredeydi?
Her şehit çocuğu yaşardı. Şehitler ölmez diye bağırıp durmuşlardı cenaze boyunca. Şehitler ölmüyorsa benim babam neredeydi?
Bölüm 2Kitabı okudu
‘’Şehitler ölmez!’’ diye bağırıp durmuşlardı cenaze boyunca. Şehitler ölmüyorsa benim babam neredeydi ?
Sayfa 32 - ephesusKitabı okudu
"Ben izindeyken, bizim oralardan şehit düşmüş bir çocuğun cenaze merasimine katıldım. Olup bitenleri uzaktan izledim. İnanır mısınız komutanım, utandım ve yerin dibine geçtim. Tamamen, saman alevinden farksızdı toplum. 'Şehitler ölmez, vatan bölünmez,' klişe laflarıyla bağırıp durdular. Onları uzaktan inceledim. Sanki suni bir havayla doldurulmuş balonlardan farksızdılar. Ve on yıllardır bu içi boş kalabalıklar hep aynı şeyleri yaptılar. Sonuç ne? İşte geldiğimiz nokta. Hele, musalla taşının etrafına dizilen o siyasi partilerin temsilcileri yok mu? Onları dişlerimi sıkarak izledim ve kendi adıma yakası açılmamışlarla nasiplendirdim. Şehidin defninden sonra, ki hiç bilip tanımadığım, genç yaşta hayatını ülkesi için feda eden rahmetlinin mezarının başında sadece ben, anneyle babası, genç yaşta dul kalan bir kadın ve üç yaşında küçük bir oğlan kaldık. Ertesi gün ise, ki bizim orası küçük bir yer, her şey eski tas eski hamamdı. Bu anlattıklarım her taraf için geçerli. "
Sayfa 150
250 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.