Cihad dolu bir günü şehadetle süsleyen Rabbe hamdolsun. Şehitlerin sözleriyle süslenmiş duvarlar, şehitlere verilecek sözler ve tek nihai hedef; Allah'ın rızası.
"Biz özgürlük savaşçılarıyız, Alnımızda bin yıllık secde izi... Şehrin sokakları, meydanlar ve kampüsler iyi tanır bizi. Bir öğrenci evinin gazete kâğıdıdır sofralarımız. Biz özgürlük savaşçılarıyız. Kimi zaman Metin'dir adımız, Fatih Cami avlusuna damlar durur kanımız. Kimi zaman Esma'yızdır, Rabia Meydanı'ndan arşa yükselir ahımız. Her savaşta ölen biziz. Her mücadelede yenilen, Uslanmaz, durulmaz, ele avuca sığmaz. Biz özgürlük savaşçılarıyız. Hepimiz aynı kavganın çocuklarıyız. Aynı duanın peşinde, aynı şehadete âşığız. Selâm olsun bizden önce mücadele eden öncülere, dava adamlarına, liderlere ve şehitlere..."
Reklam
❝ Sahavet nedir?
Dört türlü sahavet (cömertlik) vardır: 1. Mal cömertliği . Onlar malı verirler, marifeti, Allah'ı tanımayı alırlar. 2. Beden cömertliği . Müçtehit olan âlimlere mahsustur. Onlar da Allah’ın yolunda vücutlarını harcarlar ve hidayeti alırlar. 3. Can cömertliği . Şehitlere mahsustur. Onlar da canlarını vererek cenneti alırlar. 4. Kalp cömertliği . Ariflere mahsustur. Onlar da gönül vererek muhabbeti alırlar.
Sayfa 91 - Destek YayınlarıKitabı okudu
Ah Justine, bir Tanrı fikrinden nasıl da tiksiniyor, nefret ediyorum! Aklımı nasıl da şoke ediyor, yüreğime tiksinti veriyor! Ateizmin şehitlere ihtiyacı olduğunda bana söylesin yeter, kanım her şeye hazır. Bu dehşetlerden iğrenelim, sevgili kızım; onları aşağılamak için en okkalı hakaretler olsun borcumuz. Gözlerim açılır açılmaz bu kaba saba hayallerden nefret ettim ve kendime onları ayaklar altında çiğneyecek bir yasa yaptım... Asla vazgeçmeyeceğime yemin ettim. Mutlu olmak istiyorsan beni takip et; iğren, inancından dön, hakaret et, benim gibi. Bu ürkütücü ibadetin iğrenç nesnesi, hatta hayallere yönelik bu ibadetin kendisi, tıpkı bu hayaller gibi, bilgeliğin aşağılamasına layıktır.
Sayfa 112 - Fol kitap ağustos 2006Kitabı okudu
6.cilt
1326. Ebû Hureyre radıyallâhu anh'den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Sizden biriniz karıncanın ısırmasından ne kadar acı duyarsa, şehit olan kimse de ölümden ancak o kadar acı duyar." Tirmizî, Fezâilü'l-cihâd 26. Ayrıca bk. Nesâî, Cihâd 35; İbni Mâce, Cihâd 16. Açıklamalar
Ehl-i sünnet inancına göre, hayat için beden şart değildir. Örneğin, madde ötesi ruhsal varlıklar olan meleklerin bizim gibi et ve kemik yığınından oluşan bedenleri olmadığı halde, onlar diridir ve bizden daha akıllı, daha bilinçli ve daha güçlüdür. Allah’ın dinini egemen kılmak, iç ve dış düşmanlara karşı vatanı savunmak, din kardeşlerinin canını, malını ve namusunu korumak için Allah yolunda çarpışırken ölen ve öldürülenlere şehîd-i hükmî denir. Yani bu tür şehitlere dünyada ve âhirette şehitlik hükümleri uygulanır. Şöyle ki: Hanefî, Şâfî, Mâlikî ve Hanbelî mezheblerine göre, Allah yolunda din düşmanları ile çarpışırken yaralanan ve hastaneye ya da başka bir yere nakledilmeden savaş alanında ölen şehitlerin cenazeleri yıkanmaz ve kanlı elbiseleri ile gömülür.
Reklam
Enes bin Nadr
Uhud Savaşı… Ve savaşın en kızgın anı, Bedir’den sonra ikinci bir mağlubiyeti tadan müşrikler, Gerisin geri kaçmakta idiler. Fakat bu henüz kesin bir zafer değildi; Dönemeyecekleri bir noktaya dek, Müşriklerin takibi, savaşın gereğiydi. Müslümanlar bir an bunu unuttular, Ganimet toplamaya koyuldular, Ve Ayneyn tepesindeki okçular, Ne olursa olsun
Kimse, en aklıselim bile, bu vahim hac yolculuklarının aslında şehirlerde yaşayan sürü sürü insanı temizlemenin ve görevlerini icra ederlerken onlara güzel bir ölüm sunmanın en etkili yolu olabileceğini düşünmüyordu. Üstelik Kutsal Savaş'ın da aynı amacı taşıdığı, işe yaramaz ve sefilleri, yüce be kullanışlı şehitlere dönüştürdüğünü bir kişi olsun aklına getirmiyordu.
Sayfa 21 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
403 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.