Belki sende katılırsın....
"Size Whitman'm bir şiirini okuyorum: "Ah ben! Ah hayat!' Durmadan tekrarlayan sorulara,
Ağzını kokluyorlar seni seviyorum demiş olmayasın sakın Yüreğini kokluyorlar garip bir devrandır sevgili ve aşkı devrik yol direkleri yanında kırbaçlıyorlar aşkı evin zulasında
Reklam
Şehitler, aziz dostum, unutulmak, alaya alınmak ya da kullanılmak arasında bir seçim yapmak zorundadırlar. Anlaşılmaya gelince, asla.
Sayfa 55 - Can Sanat YayınlarıKitabı okudu
Bilge Tonyukuk 723 yılında dev­let meclisinde Kağana karşı çıkıyor. 'Biz şehirlerde yaşayamayız' diyor ve devam ediyor; 'Çünkü sayımız az ve düşman geldiğinde onlarla savaşabiliyoruz ancak çok kalabalıklarsa geri çekilmesini de biliyoruz. Eğer şehirlere yerleşirsek kaçamayız, yok oluruz.' Bu çok önemli bir tespittir.
Gül Toplamak
İçinden geçen çocukluğunu, gençliğini gördüm senin. Yüzünde yol alan can kuşunu, aşka dair cümleni. Ben gördüğümde bütün zamanlardaydın sen. Anladım bir kadına düşerse ışık nehirlere fısıldayandan, gecenin koynundan gül toplar,başka şey gelmez elinden. Sadece bunlar değil, sadece bunlar değil.. Yokluğunda çınlayan boşluklardan mezunum. Çok şey hissediyorum senin için Ama değil bunlar senin istediğin.
Bizler birlikte yaşıyoruz, birbirimizi etkiliyor ve tepki gösteriyoruz; ama her zaman ve her koşulda kendi başımızayız. Şehitler savaş alanına el ele girerler; tek başlarına çarmıha gerilirler. Birbirlerine sarılmış aşıklar bireysel coşkularını umutsuzca tek bir yüce benlik halinde kaynaştırmaya çalışırlar, ama boşunadır. Doğası gereği her vücut bulmuş ruh tek başına acı çekmeye ve zevk almaya mahkumdur. Duyular, duygular, iç görüler, hayaller… Bütün bunlar özeldir; sembollerle ve ikinci ellerin aracılığı olmadan iletilemez. Deneyimler hakkında bilgi alışverişinde bulunabiliriz ya da bilgi toplayabiliriz, ama deneyimin kendilerini değil. Aileden ulusa her insan grubu bir ada-evren teşkil eder.
Reklam
1,000 öğeden 401 ile 410 arasındakiler gösteriliyor.