İslam toplumları her şeyin hakkının verildiği hukuk toplumu olmaktan çok hakkından fazlasıyla vermenin vazife addedildiği erdem / ahlâk toplumudur. Erdem toplumu, faziletleri önceleyen, vazifeleri merkeze alan, ilişkilerin hakperestliğe değil hakşinaslığa dayandığı, hukukun değil ahlâkın belirleyici olduğu bir atmosferi belirtir... Vazifeyi teğet geçip hak sahibini kışkırtan seküler haklar nazariyesi, modernliğin temel aldığı eşitlikçi yapı, paylaşımı, fedakarlığı, diğerkâmlığı unutturmuş, ben merkezli / bencil, veren değil hep alan el olmak isteyen, kendisi ile baş başa kalmaktan mutlu olacağını düşünen bir insan tipi üretmiştir.
Beyaz elitlerin " prototipi " hiç kuşkusuz Reşat Nuri'nin, Anadolu'ya giderek kendisini halkı " bilimin ve aklan " ışığıyla " aydınlatmaya" ve " adam etmeye" adayan çalıkuşu'dur. Tanrı'nın ışığı gerçek "ışık" değildir. Çalıkuşu "İlerici"dir; seküler bir " mürşit" ve seküler bir "peygamber"dir ve hayatını anlamlı kılan şey, halkın otantik mürşitlerine meydan okuması ve savaş ilan etmesidir.
Reklam
Türkiye'nin umut verisi modern ve seküler bir devlete doğru artarak devam eden dönüşümü -basın özgürlüğü, eğitim ve insani gelişim gibi bazı sosyal alanlarlarda devam eden bazı engellere rağmen- vatandaşlarına vatanseverce bir özgüven veriyor ki bu özgüven, eğer Türkiye kendisinin sürekli Avrupa tarafından reddedildiğini hissederse Batı karşıtı bir egilime dönüşebilir.
Sayfa 166Kitabı okudu
Seküler dünyamız, bizi kendi yerimizde kibarca tutmayı başaran türdeki ritüellerden yoksundur. Zihnimize şu düşünceyi bize hiç fark ettirmeden yerleştirir: İçinde bulunduğumuz şu an tarihin en önemli anıdır ve hayattaki her şeyin ölçüsü insanların elde ettiği başarılardır - sonunda da doğal olarak kendimizi dipsiz bir endişe ve kıskançlık girdabında buluruz.
Sayfa 192
Her organizma, ister bitki olsun, ister hayvan, yaşadığımız gezegenin başlangıcından beri, ilerici bir dönüşüm içinde, kesintisiz bir seküler evrim tarafından üretilmiştir. Böylece her adımda canlılar basitlikten karmaşıklığa doğru yol almışlardır. Bu sebeple, doğayı anlamak için her organizmanın geçmişten günümüze kadar kökenini ve tarih içindeki evrimini araştırmak gerekir. Bu kurala göre 'insan' herhangi bir istisna teşkil etmez. İnsanı kusursuz bir şekilde tanımak için türünün başlangıcından itibaren bir araştırma yapmak gerekir.
Sevdiğim bir insan yazmış bu güzel yazıyı bana da paylaşmak düşüyor... -kendini geliştirme yolları,ogrenildiginde ufku iki katına çıkaran şeyler- yazılanların çoğunun bunları biliyor muydunuz tadında olması sebebiyle (ki emek ürünüdür takdir ve teşekkür etmek lazım), hayata daha geniş açıdan bakmak, ufkunu gerçekten genişletmek isteyenlere kendi
Reklam
Din
FELSEFE KAPİTALİZM VE DİN Düşünce tarihine bakıldığında filozofların gündemini işgal eden konulardan birinin de din olduğu gözlerden kaçmıyor. Birçok filozofun düşünüş tarzı dine karşı aldığı tutuma göre değişiklik gösteriyor. Felsefeyi dinin hizmetine sunan filozofların tüm ortaçağ boyunca etkili olduğu görünürken, Rönesansla birlikte
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.