Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Korkmayın! Filistin'deki insanlık dramını dillendirmek, oradaki insanları savunmak, İşgalci İsrail'i eleştirmek ya da boykot etmek sizi "İslâmcı" yapmayacağı gibi "modern, çağdaş, seküler" kimliğinize zarar da vermez. Örnek alıp onlar gibi yaşamak istediğiniz Avrupa ve Amerika'daki her kesimden insan, hiç kimseden çekinmeden cesurca Filistin'e destek verip İsrail'i çeşitli şekillerde protesto edebiliyor. Onları bu konuda örnek almanız daha isabetli olur!
Ebû Tûrâb
Ebû Tûrâb
Hindistan Devam Eden Kültür
Hindistan'da Veda kutsal yazıları ve önemli destanlar az çok değişmez bir ilham kaynağı olmuş ve devamlı bu kaynaklara geri dönülmüştür. Aynı zamanda batıda olduğu gibi hegemonik (baskıcı) tektanrıcı bir dinin müdahalesi insanları klasik eserlerden uzaklaştırmamıştır. Gerçekten de Hindistan her zaman yalnızca çok sayıda tanrı ve dine değil kendi seküler düşün geleneğine sahip oldu. Bu nedenle Hindistan herhangi bir inancın seküler yönde ve kendi klasik eserleri doğrultusunda değiştirmek için "Dünyanın büyüsünün bozulması" sürecine gerek duymadı.
Sayfa 197Kitabı okudu
Reklam
Dilin seküler yanını budayalım propagandası yapacak, yeni bir düzlemde yeni bir lisan yaratımını güdüleyecek ey ruh, üç kere tıklat.
“Gittiğim okul tamamen seküler bir okuldu. İngiltere’deki çoğu insan gibi ben de hiçbir zaman Hristiyanlığı kabul veyâ reddetme imkânı bulamadım, çünkü din bana sunulmadı. Genç neslin durumu genelde budur. Kimse Hristiyanlığın ne olduğunu tam anlamıyla bilmez. Bunun sebebi de kısmen seküler bakış açısı, kısmen de Anglo-Sakson kültürünün din konusundaki zayıflığıdır. İnsanlar din üzerine konuşmaktan pek hoşlanmazlar. Özellikle kültürlü ve eğitim görmüş kesimlerde din konuşma konusu değildir, dolayısıyla çocuklar ve gençler de konuşmazlar.”
Bu argümanlar inandırıcı da değil. Kanıt oldukları söylenemez. Dolayı­sıyla, bir ateist olmamın yanı sıra, bir biçimde agnostiğim de. Sonuç olarak, büyük ihtimalle sağlam nedenlerle, Tanrı'nın var olduğunu inkar ettiğiniz sürece bir ateist de olabilirsiniz; (siz de dahil) hiç kimsenin Tanrı'nın var olup olmadığını kesin olarak bilmediğini ileri sürdüğünüz sürece bir agnos­tik de. Bu bileşim benim bakış açımı yansıtıyor; yani ben, bu bağlamda hem ateistim hem de agnostik. Terminolojik akıl karışıklığından kaçınmak için, ateist ya da agnostik olan kişileri seküler ya da sekülarist diye niteleyeceğim.
Rönesans "seküler modernizmin doğum yeri" olarak tanımlanır.
Sayfa 13 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Reklam
Seküler bir dünyada yaşıyoruz. Bu dünyaya uyum sağlamak için çocuklar, vecd halinden vazgeçerler. ("L'enfant abdique son extase" demiş Malarme.) Manevi olanın yaşantısını yitirmişken bizlerden iman etmemiz bekleniyor. Ama bu iman vaki olmayan bir gerçeğe inanma şeklinde ortaya çıkıyor. Amos'da, ülkede bir kıtlığın ortaya çıkacağı bir zamanın geleceği, bunun "ne yiyecek kıtlığı ne de susuzluk değil, Tanrı'nın sözlerini işitme " kıtlığı olacağı hakkında bir kehanet vardır. Bu zaman halihazırda gelmiştir. Bu, içinde bulunduğumuz çağdır. ·
Sayfa 139 - Vadi YayınlarıKitabı okudu
Tanrı’nın ölümünün ilanı beklenenin aksine toplumu çöküşe sürüklemedi. Tarih boyunca peygamberler ve felsefeciler, büyük kozmik plana duyulan inanç olmazsa düzen ve birliğin yok olacağını iddia etmişlerdi. Bugünse kozmik bir tasarıya inanmaya devam edenler, küresel düzen karşısındaki en tehditkar unsurlardır. Allah’tan korkan Suriye, seküler Hollanda’dan çok daha şiddet dolu.
Sayfa 233 - kolektif kitapKitabı okuyor
Teslim olan değil Teslim alan
Seküler bir din anlayışına sahip olan Müslüman modernisler de, dünyayla onların kurduğu türden bir ilişki kurmadığı için ümmete burun kıvırarak bakmakta, yüzyıllar boyunca ümmetin tahrif edilmiş bir din anlayışına sahip olduğunu iddia edip durmaktadır. Oysa dine modern/seküler pencereden bakarak onu yeni baştan anlama/ yorumlama sevdasındaki modernistler bu davranışlarıyla "teslim olan" değil "teslim alan" olmak istediklerini ortaya koymuş oluyorlar.
Sayfa 248
Ortalama bir antik şehrin sokaklarında yürümek bizi her türden dini görselin bombardımanına tutardı: kapılara çizilen ev tanrıları, kötü ruhları uzak tutmak için kullanılan deforme olmuş cüce şeklinde rüzgar çanları, çarmıha gerilmiş eşek kafalı İsa gibi aşağılayıcı çizimler... Din, mahalledeki kilisenin içine sıkıştırılmış bir şey, tapınaklar da haftada en fazla bir kere veya daha çok arada sırada vuku bulan büyük bir olay için gidilen yerler değildi ve seküler toplumla bağları da kesilmemişti. Din, antik dünyadaki her şeye hakimdi: Yunan tiyatrosundan tavernalara, oyunlar öncesi yapılan dini geçit törenlerdeki toplu kurbanlara kadar hiçbir şey tanrıların onayı olmadan yer alamazdı. Antik dünya, ateizmin hayal bile edilemeyeceği bir dünyaydı.
Sayfa 14 - Domingo Yayınevi, 1. Baskı: Şubat 2019
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.