Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Halim'i kıskanıyor muydu? Selma'dan korkuyor, ondan kaçmak istiyor, fakat aradaki bağları koparamadığı için eziyet mi çekiyordu? Neydi?
. Ölen kocalarına da mı bunu yaptı? Zavallılar! Üç bin senelik bir aşifte hilesine aldanmışlar." Bu sözleri yüksek sesle de söylemek istiyordu. Elinin okşama hareketi ağırlaştı. Galiba şimdi Selma'dan nefret ediyordu.
Reklam
Ya Feriha, karısı? Ya Ufuk, bir buçuk yaşındaki kızı? Dört senelik evliydi. Feriha'yı artık iyiden iyiye şefkate çevrilmiş bir aşkla seviyordu. Bir an için bile olsa, şimdiye kadar ona bu Selma'dan başka ihanet arzusu telkin eden bir tek kadın çıkmadı.
88 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Selamlar. Halil Cibran'dan daha önce birkaç kitap okudum. Kendisi kalemini sevdiği bir yazar. Ama şunu söyleyebilirim ki şu ana kadar okuduğum en iyi kitabı bu kitaptı. Yazar bu kitabında imkansız bir aşkı ele almış. Ama bunu öyle güzel bir dille öyle güzel bir kalemle öyle hoş bir felsefeyle ele almış ki çok sevdim. 80 sayfa ince bir kitap olmasına rağmen yayarak okudum. Neredeyse her sayfada altı çizilecek yerler vardı ve ben bu yerleri defalarca okudum. Kitaptaki kahramanımız Selma adında bir kıza aşık olur. Kız da ilk görüşte kahramanımıza duygular beslemeye başlar. Selma'nın babası Faris Karami ise kızını başka biriyle evlendirir. Evlendiği adamın tek niyeti Selma'nın maddi gücüdür. O yüzden Selma başkasına aşık olsa da babası için bu adamla evlenir. Mutlu olamasa da bu evliliği sürdürür... Aşk gibi çok güzel bir duygunun muhteşem bir edebilikle anlatıldığı bu kitabın sonuysa benim içimi cız ettirdi. Hem konusu o hem anlatılış biçimi gerçekten çok iyiydi. Aşkın girdabına düşmüş kanadı kırılmış kırık kanatlar için bu kitap özellikle tavsiyemdir. :) Lübnan asıllı Halil Cibran'ın her kitabında dili gerçekten çok güzel olsa da Kırık Kanatlar ayrı bir yer etti ben de. Kesinlikle ve kesinlikle tavsiyedir.
Kırık Kanatlar
Kırık KanatlarHalil Cibran · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20189,6bin okunma
289 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
Yalnızız'ı okuyup 'tamam, bundan iyisi yoktur herhalde' demiştim fakat Peyami Safa her seferinde sizi en çok hangisini beğendiğinizi seçemez hale getiriyor. Bir sene önce ölen Matmazel Noraliya'nın evine taşınacağını arkasında okuduğumda küçük bir giriş yapıp taşınmaya geçer ve evin eski hanımıyla tanışır diye beklemiştim; onun
Matmazel Noraliya'nın Koltuğu
Matmazel Noraliya'nın KoltuğuPeyami Safa · Ötüken Neşriyat · 19807,7bin okunma
Enfes bir kitap
Üç kıtayı zangır zangır titreten büyük bir imparatorluğun çöküşüne tanık olduğu sıralarda Selma Sultan henüz yedi yaşındaydı. İstanbul'da Çırağan Sarayı'nda dünyaya gelmesiyle başlayan hayat çizgisi zaten gerçek bir masal olarak yazılmıştı. Üstelik masal olamayacak kadar gerçek, gerçek olamayacak kadar masalsıydı bu hayat. İmparatorluk ailesi, saltanatın sona ermesiyle birlikte sürgüne gönderilip Lübnan'a yerleşmişti. Hem ülkesini hem de babasını yitiren Selma, orada "yamalı çoraplı prenses" oldu, hayatının ilk aşkını tattı ve ömründe hiç görmediği bir Hint racasıyla evlenmeyi kabul etti. Hindistan'da mihracelerin şatafatlı hayatını, Britanya İmparatorluğu'nun son günlerini ve Gandi'nin başlattığı bağımsızlık savaşlarını yaşadı. Ancak Lübnan'da olduğu gibi orada da yabancı kaldı. Sevmek istediği halk tarafından dışlanınca Paris'e kaçmaktan başka çare bulamadı. Sonunda gerçek aşkı orada buldu, ancak savaş yüzünden sevdiğinden ayrılmak zorunda kaldı. Bir kız çocuğu dünyaya getirdikten sonra, yirmi dokuz yaşındayken, yoksulluktan öldü. Selma Sultan'ın kızı olan bu romanın yazan Kenize Murad, Osmanlı sarayını ilk kez sarayın içinden, Fransız mandası Lübnan'dan, feodal Hindistan'dan bakarak gözlerinizin önüne seriyor bu romanda. Saraydan Sürgüne, büyük bir aşkı anlatan, ender bulunabilecek romanlardan... Bugün öylesine alıp okuduğum ama beni çok fazla etkileyen bir roman oldu:')
Saraydan Sürgüne
Saraydan Sürgüne
Kenize Mourad
Kenize Mourad
Reklam
112 syf.
·
Puan vermedi
·
15 saatte okudu
Gözlerine kara gözlükler takıp sonra da güneşi göremediğini söylüyorsun.
Merhabalaaaar! Nevâl El-Seddavî, Mısır'da 1931'de doğan ve 2021'de vefat eden, doktor, yazar, psikiyatrist ve feminist aktivist kimliğiyle tanınan bir şahsiyetti. 20'den fazla roman ve 10'dan fazla öykü koleksiyonu kaleme alan El-Seddavî, eserlerinin 40'tan fazla dile çevrilmesiyle dünya çapında bir üne
Sıfır Noktasındaki Kadın
Sıfır Noktasındaki KadınNevâl El-Seddavi · Metis Yayınları · 201613,5bin okunma
112 syf.
·
Puan vermedi
"Yaşamım boyunca bana gurur verecek, beni krallardan, prenslerden, hükümdarlardan bile üstün kılacak bir şey aradım." Spoiler.. Bir arkadaşımın önerisi üzerine başladığım ve beni inanılmaz etkileyen "Sıfır noktasındaki kadın"dan bahsetmek istiyorum. Kitap o kadar derin bir iz bıraktı ki bende, şu anda bile okuduğum şeylerin
Sıfır Noktasındaki Kadın
Sıfır Noktasındaki KadınNevâl El-Seddavi · Metis Yayınları · 201613,5bin okunma
200 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Doğduğun ev kaderindir...
Safiye ve zorlanan kaderine boyun eğmesi daha doğrusu zorunda kalması hayatın bazen önümüze çıkardıklari hayırmı şermi bilemeyiz insanın kaderi doğduğu evde başlar aslında yaşam tarzı hayat mücadelesi bazen küçük yaşta hayatın acımasızca bizi bu mücadelenin içinde bırakması safiyenin çalışma hayatı ablasının düğün günü aslında onuda bekleyen kötü günlerin kapısı aralanmıştı Selma dan sonra Safiye'yi ailesinin baskısıyla akrabasının aklı hovarda oğluyla evlendirmeleri insanın içine doğar aslında az çok hisseder karşısındakiyle ilerleyen hayatının nasıl gideceği Safiye' nin de tam öyle olmuştu mutlu olmayacağını biliyordu ama elinden birşey gelmez yazgısına boyun eğmekten başka çaresi yoktu evlendi ve asıl mücadelesi başladı iki tane kız çocuğu oldu onu hayata tutunma sebepleriydi kızları hayat onu bir oraya bir buraya sürdü durdu Safiye' nin kaderinde sevdiğiyle mutlu bir evlilik yoktu Kadir'i tanıdı ve ilk defa sevginin ne olduğunu onda öğrendi fakat yakasına çıkmayan leke gibi yapışıp kalan Kamil kocası vardı Safiye de artık biliyordu Kadir'le bir geleceğinin olmayacağını artık aşka dair herşeyi boşverdi kendini kızlarına adadı okuttu evlendirdi ve onların mutluluğuyla mutlu olmaya çalıştı...
Safiye
SafiyeMusa Dedei · Zengin Yayıncılık · 20184 okunma
Çocuğu olmayan kadın, erkeğin kibrinden ötürü dünyadan sürülmüştür. Erkek, hayatını çocuğunun bedeniyle sürdürdüğünü ve yeryüzünde ölümsüzlüğe erdiğini düşünür. Maddiyatçı erkek, çocuksuz karısını yavaş bir intihar gibi görür. Ondan nefret eder, ondan ayrılmak ister, ya da ölmesini arzular, onu düşmanı olarak bilir. Mansur Bey de maddenin hükmettiği, çelik gibi sert, mezar kadar doymak bilmeyen o erkeklerden biriydi. Kendi adını ve servetini devredeceği bir çocuk sahibi olma arzusu tatmin edilmeyince, erdemini ve güzelliğini şeytani kusurlar olarak gördüğü zavallı Selma'dan aldı öcünü.
229 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.