Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Selma

Ben gitmeliyim artık… Sanki öylesine yaşıyorum, Sanki öylesine nefes alıyorum. Boş anlamsız gelen her şeyin içinde Bir Umut dalıp giderken dünyanın seyrine , Kendimi bulamıyorum hiç bir renginde…!
Reklam
Gün Eksilmesin Penceremden
Ne doğan güne hükmüm geçer, Ne halden anlayan bulunur; Ah aklımdan ölümüm geçer; Sonra bu kuş, bu bahçe, bu nur. Ve gönül Tanrısına der ki: - Pervam yok verdiğin elemden; Her mihnet kabulüm, yeter ki Gün eksilmesin penceremden! Cahit sıtkı tarancı
İnsan ancak yüreğiyle baktığı zaman gerçeği görebilir, gerçeğin mayası gözle görülmez.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bir gün ben olmazsam hayatında , Denizi seyret… Bensizlik üzmesin seni, Kırlangıçlarla çağır beni, GELiRİM… Yosun kokusunu içine Çek, HiSSEDERİM… Bahçeye çık, Su ver güllerine… Birini benim için seç, Benim için sev, Benim için bak, GÖRÜRÜM… Sonra o çok sevdiğim ellerini, Yüreğine götür, Sıkıca bastır, Orada olduğumu, ANLAYACAKSIN…
Anneciğim
Ak saçlı başını alıp eline, Kara hülyalara dal anneciğim! O titrek kalbini bahtın yeline, Bir ince tüy gibi sal anneciğim! Sanma bir gün geçer bu karanlıklar, Gecenin ardında yine gece var; Çocuklar hıçkırır, anneler ağlar, Yaşlı gözlerinle kal anneciğim! Gözlerinde aksi bir derin hiçin, Kanadın yayılmış, çırpınmak için; Bu kış yolculuk var, diyorsa için, Beni de beraber al anneciğim! ... Necip Fazıl KISAKÜREK
Reklam
Hz. İbrahim yüzünü Beyt (istikametin)e çevirdi. Sonra ellerini kaldırarak şöyle dua etti: –Ey Rabbimiz, ben soyumdan bir kısmını saygı duyulması gereken mukaddes evinin yanına, ekin bitmez bir vadiye yerleştirdim. Ey Rabbimiz, orada namazı dosdoğru kılsınlar diye, insanlardan bir kısmının gönüllerini onlara yönelt (Kâbe’yi ziyarete gelsinler). Onları (dışardan gelecek) her türlü meyvelerle rızıklandır ki sana şükretsinler.
Bir bedevî Hz. Peygamber (ASM)’ın mescidine girdi ve: “Allahım! Ben, senden affımı istiyor ve sana tevbe edip, sığınıyorum!” dedi ve tekbîr aldı. Namazını bitirince, duâsını işitmiş olan Hz. Ali (ra) ona hitâben: “Ey adam! Dilinin yaptığı tevbe, yalancıların tevbesidir. Senin tevben bile, ayrıca bir tevbeye muhtaç!” dedi. Bunun üzerine o bedevî: “Ey mü’minlerin emîri! Peki tevbe nedir, nasıl yapılır?” diye sordu. Hz. Ali Efendimiz (ra) ise: “Şu altı şey ile: Geçmiş günahlara pişman olmak, yapılmayan farzları kazâ etmek, haksız yere alınan şeyleri iâde etmek, nefsi Allah’a isyan husûsunda terbiye ettiğin gibi itâatte de eritmek, nefse günah lezzetini tattırdığın gibi itâatin acılarını da tattırmak, her gülüşe bedel ağlamaktır!”