Semerkantlı Muhammed Ebu Mansur el-Maturidi (853-944)
Bölgedeki tüm dinler üze­rinde yetkin bir isim ve müthiş bir fakih olan Maturidi'nin izahları Doğu Asya'dan Kuzey Afrika'ya kadar birçok yerde okurların ilgisin celp etmişti. Artık en az Araplar kadar Orta Asyalılar da kendilerini İslam' ın sancaktarı ve İslami meselelerde hakem olarak görüyorlardı. Ayrıca bölgelerini kita­bi dinlerin merkezi haline getirecek adımlar atmışlardı. Tüm inançlara mensup dindar kimselerin Fergana Vadisi' ndeki Celalabad kentinin yakınlarında Eyüp'ün, Kırgızistan'daki Oş kentinin yakınlarında Süley­man'ın, Semerkant yakınlarında Danyal'in ve Belh'te Zülkifl 'in kabri olduğuna inanılan yerleri ziyaret etmelerine müsaade ediliyordu.
Sayfa 345 - Kronik KitapKitabı okudu
Firdevsi'nin Büyük Edebi Eseri Şehname
Şehname' nin coğ­rafi mevkii ne günümüzdeki Irak ne de İran olup Orta Asyanın Ceyhun Nehri'nin ötesindeki kısmıydı. Destanlarda "Turan" diye bahsedilen bölge büyük bir kültür savaşına şahitlik etmiş olması hasebiyle eserin coğrafi çe­kirdeğini oluşturmaktaydı. Şehname'de Pekin'den Romaya kadar yüzlerce tarihi yerin ismi geçmektedir. Fakat asıl odaklanılan coğrafya Horasan, Sistan, Afganistan, Semerkant, Harezm ve Doğu Türkistan da dahil ol­mak üzere Orta Asyadır. Firdevsi'ye göre İran medeniyetinin kaderi Türki ve İrani dünyalar arasındaki fay hattı üzerinde Orta Asyada şekillenmişti.
Sayfa 290 - Kronik KitapKitabı okudu
Reklam
Araplar Kılıçla Orta Asya'ya girdiler.Türkler Kılıçla İslama girmediler
Orta Asya'daki krallar o güne kadar batıdaki Türki kuzenlerinin bölgede zaten yerleşik olduğu gerekçesiyle uzak tut­tukları doğudaki Türki boylara müracaat etmişlerdi. Doğudaki Türkler bunun üzerine her yeri kontrolleri altına almışlardı. 721 'de Orta Asya'nın birçok bölgesinde ayaklanma başlamıştı. Arap idareciler doğudaki bölgelerden hızlıca çıkartılmışlardı. Bu es­nada Pencikent'in idarecisi Divaştiç Araplarla yaptığı barış anlaşmasını feshetmiş ve doğudan gelen Türklerin yardımıyla Arapları toprakların­ dan atmıştı. Arap karşıtı direnişin yeni merkezi bu sefer doğudan gelen Türk­ lerin 730'da yeniden ele geçirdikleri Semerkant olmuştu. Araplar yüz elli sene boyunca kontrol etmeye uğraştıkları kenti geri almak için ye­ niden mücadeleye girişmişler ama Türk ve Soğd güçler tarafından püs­ kürtülmüşlerdi. Bölge sonunda 730'larda sakinleştiğinde Araplar Merv ve Horasan'ın bazı bölgeleri dışında Kuteybe'nin ölümünden sonra ele geçirebildikleri çok az sayıdaki merkezde güvenlik kontrolü uygu­layabiliyorlardı. Dahası Orta Asya, Afganistan ve hatta Horasan'daki varlıkları her an tehdit altındaydı. Tarafsız bir gözle bakıldığında Arap­ların üç çeyrek asır süren mücadelesinin neticesiz kaldığı sonucuna va­rılabilir. İç savaş esnasında Araplar farkında olmadan Orta Asya halkı arasında Arap karşıtlığının yayılmasına sebebiyet vermişlerdi. Bu duru­mun gelecek kuşak için ağır sonuçları olacaktı.
Sayfa 175 - Kronik KitapKitabı okudu
İndus ve Fergana Vadisi günümüz aksine, Medeniyet inşa edilen Kentlerle doluydu
Her şey bir yana Orta Asya bir kentler bölgesiydi. Orta Asya'nın kentleri büyük ölçüde kentleşmiş olan Orta Doğu'dan gelenleri bile büyülüyordu. Belh her hali ile geç antik dö­nemin en muhteşem kentlerindendi. Orta Asya'da birçok kent büyüklük bakımından Belh ile rekabete girişebilirdi. Bunlardan birisi Semerkant'ın atası olan Efrasiyab idi. O dönemde Merv dünyanın en büyük kentiydi.
Sayfa 77 - Kronik KitapKitabı okudu
Birçok Orta Asyalı bilim adamı,
Hayret verici derecede isabetli ast­ronomi tabloları hazırlamışlardı. Hayatı boyunca astronomiye tutkuyla bağlı olan Semerkant' ın hükümdarı Uluğ Bey yıldız yılının süresini Kopernik'ten daha doğru bir şekilde hesaplamıştı ve tespit ettiği dünya­nın eksen eğikliği öylesine isabetliydi ki bugün bile kabul görmektedir. Uluğ Bey' in talebesi Ali Kuşçu kuyruklu yıldızların hareketlerinin dün­ yanın döndüğünün ampirik bir kanıtı olarak kabul etmiş ve astrono­miyi "doğa felsefesinden" tamamıyla bağımsız kılan ilk isim olmuştu.
Sayfa 50 - Kronik KitapKitabı okudu
***** İlim talep etmek her Müslümana farzdır. ***** -Semerkant'ın idarecisi ve gökbilimci Uluğ Bey'in, 1420'lerde yaptırdığı medresenin duvarına yazdırdığı Hadis (Ebu İsa Muhammed Tirmizi (824-892) tarafından kayda alınmıştır).
Sayfa 5 - Kronik KitapKitabı okudu
Reklam
22 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.