Semra Atilay

Semra Atilay bir yorumu yanıtladı.
112 syf.
5/10 puan verdi
·
17 saatte okudu
Öncelikle bir konuda anlaşalım: Küçük Prens kesinlikle bir çocuk kitabı değil. Belki yazarın amacı gerçekten bir çocuk kitabı yazmaktı -ki hiç sanmıyorum-. Bu kitap masal adı altında birkaç konuyu çocuk dilinde eleştirmek için yazılmış. Yalnız, kitap bizi nasıl etkilemişse, birkaç ayrıntı hiç konuşulmuyor. Dediğim gibi bu kitabın hiçbir cümlesinin bir masal amaçlı yazıldığına inanmıyorum. Küçük Prens'in gezegeninin keşfi hakkında yazılan yazıda bir Türk "diktatör"ünden bahsediliyor. Ben kitabı Can Yayınları'ndan okudum, orada "Türk lideri" diye çevrilmiş olmasına rağmen başka yayınlar orijinaline sadık kalıp diktatör diye geçirmiş. Kıyafet devrimi ile fesler ve şalvarları ortadan kaldırıp Batı kıyafetlerine yönelten bir "diktatör" söz konusu. Yazar neden bu kelimeyi kullanmayı tercih etmiş anlamıyorum. Bahsedilen kişinin bariz Atatürk olduğunu düşünüyorum. Onca Türk okur bu kitabı okurken bu satırlara dikkat edip azıcık olsun sorgulamadı mı? "Büyükler bu kitabı anlamaz." cümlesi midir sizi büyüleyen? Bilmiyorum. Ayrıca Dünya'da "zencileri sayarsak" 11 kral var, diyor kitapta. Ne demek bu?  Küçük Prens aklımda soru işaretlerine neden oldu. Bilmiyorum. Bu kitabı özetleyecek kelime şu: "bilmiyorum.'
Küçük Prens
Küçük PrensAntoine de Saint-Exupéry · Can Çocuk Yayınları · 2015237,7bin okunma
DD okurunun profil resmi
Çok gereksiz abartılmış bir kitap. Ayrıca, Atatürk’e açıkca diktatör dediği için hiç sevmediğim bir kitap.
Semra Atilay okurunun profil resmi
Benim aklımda hâlâ soru işaretleri uyandırıyor. Tekrar tekrar okuduğum bir kitap oldu bu yüzden. Ben de gereksiz abartıldığını düşünüyorum.
Reklam
Matta 16:18
Ben de sana şunu söyleyeyim, sen Petrus'sun ve ben kilisemi bu kayanın üzerine kuracağım.*
Sayfa 36 - *yorum kısmına yazıldıKitabı okudu
Semra Atilay okurunun profil resmi
*Petrus, Grekçe Petros, kaya parçası veya taş demekmiş. Kaya ise Grekçe petra, büyük taş kütlesi veya kaya demekmiş. Bu alıntı Matta'nın "Petrus'un Mesih'i Tanıması" kısmından. Bayıldım.
"Geçimini topraktan sağlayan bir toplum için hayati önem taşıyan bu bilgiler, kapalı bir sınıf tarafından, politik gücün bir kullanım aracı olarak, kıskanç bir biçimde korunur ve gizli tutulurdu."
Semra Atilay okurunun profil resmi
*Antik Mısır'da astronomik bilgiler yalnızca rahip sınıfı tarafından bilinirdi.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Semra Atilay bir yorumu yanıtladı.
59 syf.
6/10 puan verdi
·
1 saatte okudu
Bir daha, boş kafayla okumam gereken kitap. Açıkçası hiçbir şey anlamadım ve ne olup bittiğine dair net bir fikir dahi edinemedim. Kafam başka yerlerdeyken okursam olacağı budur.
Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutkuİlhami Algör · İletişim Yayıncılık · 201429,6bin okunma
Deniz Terzi okurunun profil resmi
ben once filmi izlemistim o yuzden karakterler net canlandi gozumde. ama filmi daha cok begendim sanki. filmde duygular net sahneler uzerinden gorunuyor. kitapta hayal etmek zorlasiyor biraz.bi olay icinde anlatmiyorlarmis gibi
Semra Atilay okurunun profil resmi
Kitap biraz ağır betimlemelerle yazıldığından hayal edebilmesi zor kaçıyor diye düşünüyorum.
Semra Atilay bir yorumu yanıtladı.
402 syf.
4/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Franz'dan nefret etmemi sağlayan derleme. Edebî kişiliğe saygım çoktur ama karakteri beni ondan uzaklaştırdı. Uzun süre Kafka okumamama neden olacak bu, eminim.
Milena'ya Mektuplar
Milena'ya MektuplarFranz Kafka · Ren Yayınları · 201755,4bin okunma
Caim okurunun profil resmi
Sizi uzaklaştıran detayları paylaşırsanız benim gibi henüz okumamış insanları bilgilendirebilirsiniz.
Semra Atilay okurunun profil resmi
Hemen belirteyim: Kafka'nın Milena'ya Mektuplar dışında iki kitabını daha okudum ve üslubunu çok beğendim. Yeteneklerine lafım yok. Ancak karakteri ve Milena ile aralarındaki "aşk" beni ondan uzaklaştırdı. Özetleyecek olursam mesele şudur: Milena evli bir hanımefendi ve ikisi bunun farkında olmalarına rağmen bir işe kalkışabiliyorlar. Buraya kadar hiçbir sıkıntım yoktu; ancak Milena'nın "Onu seviyorum Franz ama seni de seviyorum." satırlarına mektupta yer vermesi ve Franz'ın bunu normal karşılaması, birbirlerine aşık olduklarını savunup ardından kimsenin yan yana gelmek için gerektiği kadar çaba sarf etmemesi. Ya da Kafka'nın bir yerde "Sürekli sizi sevip sevmediğimi soruyorsunuz Milena ama bunun cevabı o kadar zor ki, bunu yüz yüzeyken söylemek isterim." gibi bir cümle kullanıp, ilerde yollayacağı mektuplardan birinde aşkını itiraf etmesi beni şunu düşünmeye zorladı: Acaba o anlar sevgisinden emin değil miydi? Bu tür karşı görüşler edindim. Eğer okunmak isteniyorsa bence önce Franz'ın diğer eserleri okunmalı. Ben üslubunu sevmeme rağmen Kafka'ya uzuuuun bir ara verdim ve mektupları unutana kadar arayı kapatmaya da niyetim yok açıkçası.
1 sonraki yanıtı göster