Güvenli alanı sağlamanın yanı sıra, ebeveynimizin adım adım bizim bağımsızlığa doğru ilerlememize izin vermeleri gerekmektedir. Bize tam olarak yeterli yardımı sağlamalılardır. Bu narin bir dengedir; ne çok az, ne de çok fazla. Çoğu ebeveyn ortada bir yerde durur ve çoğu çocuk normal seviyede bir özerklik geliştirir. Ancak iki aşın uçtaki ebeveynin çocuklan Bağımlılık şeması geliştirir. Mümkün olan en iyi durumda, ebeveynler bize dünyayı keşfetmemiz için özgürlük ve ihtiyaç duyduğumuzda destek verirler. Gerçekten ihtiyacımız olduğu zaman yardım sağlarlar ve kendi başımıza başarabilme becerimize güvenirler. Güvende hissetmemiz için koruma ve güvence, tek başımıza gidebilmemiz için de özgürlük ve teşvik sağlarlar. Bağımlılık şeması erken dönemlerde oluşur. Çocuğun bağımlılık ihtiyaçlarını karşılayamayan ebeveynler veya çocuğun bağımsızlığını bastıran ebeveyn genellikle küçük yaşlarda bunu yapmaya başlarlar - genellikle çocuğun yürümeye başladığı zamanlarda. Çocuk okula başladığı zaman şema kökleşmiş bir şekilde yerindedir. Bizim sonradan gördüğümüz, örneğin ergenlikte, çok önce başlayan bir sürecin sadece devamıdır.
Sayfa 223
Yağmur... Sonsuz bir tekrar gibi yağan damlaların metafizik rezonansı. Yağmur damlaları beni bir önceki cümlenin öznesini, üç nokta ile cümlenin kalanından ayırmaya zorluyor. Bir isim cümlesi beni uykusuz bir cümleye, tüm bu karanlık içinde yüklem bulmaktan kurtarıyor. Yağmur, fani oluşun sahnesinde bir sonsuzluk provası yapıyor. Her damla
Reklam
Memleket Hasreti
Şemsi Yastıman
"Şimdi güzelim, seni ölene kadar kışkırtıp tahrik edeceğim," dedi Clay ve eliyle omuzlarından, seksi sırtına ve kalçalarına kadar bedenini okşadı. Başpar- maklarını onun vücudunda en sevdiği noktaya; bacak- larıyla poposunun birleştiği yere koyarak kalçalarını ayırdı. "Gördüğüm en mükemmel kıça sahipsin. Bu kıça yapabileceklerimi
Sayfa 180
ATSIZ'DA TARİH ANLAYIŞI: Atsız'ın lisans öğrenimi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü (Edebiyat Zümresi) olduğu hâlde bilim adamı olarak tarihle daha çok ilgilenmiş, bu konuda daha çok eser vermiştir. “Türk tarihinin içinde yüzüyorum. Diyebilirim ki her günüm 27 asrın içinde geçiyor." diyecek ölçüde (Atsız 1992: 67) kendisini tarihle
25 öğeden 21 ile 25 arasındakiler gösteriliyor.