Ne ararsın kalbimde? Bulabildin mi bir avuç külden başka? Girme! Bir dikili ağacım yok ki , Çorak gönlümde açan gülden başka. Sana göre değil buralar! Ben ekmeğini taştan çıkaran adam, Sen, şiirin ekmeğinden imgeler koparan kadın...
Nasılsın nasıl gitti, Alıştın mı sende Rahat mısın artık İstanbul`da? Evlenmişsin nasıl oldu? Bulabildin mi sonunda Hep anlattığın o meşhur huzuru İyiyim ben hep aynı şeyler işte Uyku hapları, yalan dolan gülümsemeler İyiyim ben, hem sen tanırsın beni Ne yapsam, ne söylesem O geç kalmışlık hissi Son defa görsem seni Kaybolsam yüzünde son defa Yenilsem sana, hiç anlamasan da Son defa benim olsan Uyansam yanında..
Reklam
Papatya gibi, dikensiz birini buldum.
-Aldığın güllerle reçel yapan birini bulabildin mi ya? -Hayır. Ama çiçeklerin solmasına izin vermesine rağmen çiçek almaya değecek birini buldum. Ya sen? Sana her çarşamba güller alan birini bulabildin mi? -Hayır ama merak etme. Ben de güller olmadan sevgisini gösterebilen birini buldum. Papatya gibi birini. Dikensiz birini.
Anne
Dizlerinin üstünde başımı koyacak yerim hâlâ var mı anne Bir solukluk düş kursam yeter orada Beşikten çoktan vazgeçtim, eteğinde oturmak mümkün mü şimdi Saçlarım dikken diken senin elinden ayrılalı Dalıp gittiğin boşlukta ne var bulabildin mi anne Şimdi ben de aynı boşluğa dalıp dalıp gidiyorum Bir çıkar yolu var mı anne yoksa kaybolmaya meyilli bu aklım Hâlâ ekmek kokar mısın eskisi gibi, ben hangi ekmeğe dokunsam sen kokuyor Büyüdüm ben anne, ne mel’em bir şeymiş bu büyümek Büyüdükçe kendime sığamıyorum, yurdumdan taşıyorum Kuşlar yuva yaptıkça saçlarım azalıyor Ama olsun kuşlar üşümesin bana yeter Büyüdüm ben anne hem de çok Baba oldum, şimdi kızımla sohbet ediyoruz Onunla çocuk oluyorum, yine ve yeniden Seni anlatıyorum ona, gözlerim yan çiziyor hemen sulanıveriyorlar Yutkununca geçiyormuş gibi yapıyorlar Gittikçe büyüyorum anne, yokuşları çıkmakta zorlanıyor dizlerim Nefes alıp vermek de zahmetli olmuş Büyüdükçe sana yaklaşıyorum anne, oturduğun taşın üstünde bekle beni Beklemek doğum sancısı gibidir derler sen daha iyi bilirsin Ama fazla bekletme seni kuşluk vaktine kalmaz yetişirim sana.
5,4,3,2,1, uyan
üzme, bırak yıldızları dağılsın kalemin eskisinden daha kuvvetli şimdi cümlelerinde kullanılan her metafor bilinçdışıydı deriz a n l a y a m a y a n l a r a ve ekleriz "büyüyoruz ama daha zeki değiliz dünden" inanırlar, hep inandılar birbirini tanımak istemeyene "tamam" kâfidir bende en güzel kahkahamı bir bakışa
Selam sevgilim sabah adı altında bıraktığın, karanlık gök ile savaşıyorum bugün. Oysa hiç bilmezdim göğün bu yüzünü; Her gün yeni birşey öğreniyorum sayende. Oturdum burada konuşuyoruz seninle, eskiden yaptığımız gibi sorguluyoruz. Hayat neden böyledir? nasıl oldu bu dünya? nelerden oluştu bu insanlar? saçlarınla oynuyorsun, izliyorum seni tam
Reklam
47 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.