Ne güzel kitapsın sen bee!
“Devrin ileri gelenleri denilenler aptal olduklarını belli etmekten korkmayanlardır Aziz. Daha fenası bunu görecek kadar ve başkaları görür de utanırım diyemeyecek kadar kör ve herkesten geridirler, bu kadarı bile akıl edemeyene, bundan bile geri duramayana devir öncüleri denir. Bunlar senin bilmek istediğin hiçbir şeyi bilmezler Aziz ama bilmeye tenezzül etmeyeceğin her şeyi çok iyi bilirler. Kendilerini nasıl olsa çoğunluğun ölçemeyeceğini bilir, ölçebilecek olanı umursamazlar. Az'ın sesi çıkmaz ama kalbi atar. Halbuki Azizim hâlbuki bütün dikkatler, tedirginlikler ve özenler hep o bir, birkaç kişi içindir. İnsanın gerçekten korkacağı ve seveceği ama onu daha yukarı taşıyabilecek kimseler zaten hep bu kadardır, yeter ki onların gözünde ol, oradan düşme, onların kalbinde bir yerin olsun. Her devir, öne çıkan aptalı kadar aptal ve onun şeklindedir. Her devir öne geçen aptalı kadardır. Devrin ölüsünü bu eşşek sürüsü çeker.
Ne güzel kitapsın sen
Hayır, insan sadece ölürken ayrılmıyor, arkada bırakmıyordu. Belki bütün ömrünce her an birçok şeyler onu arkada bırakıyordu. sonra olduğu yerde birdenbire kabuklaşıyor, çok ince, görünmez bir şeyle o anda etrafında olanlardan ayrılıyordu. "Biz mi gidiyoruz, onlar mı?..." Sual buydu...
Reklam
Sen çok güzel bir kitapsın
Öyleyse yaşamak, hayata karşılık hayallerden vazgeçti­ğimiz bir kaybetme biçimidir.
Sen çok güzel bir kitapsın.
*.. bencil bir insanı küçük bir menfaatten vazgeçerek daha büyük kârlara kavuşacağına ikna edebiliriz; ya da kötü bir adamı, başkalarına acı çektirdiği taktirde kendisinin de daha büyük acılar çekeceğine inandırabiliriz. fakat bu insanları bencilliğin ve kötülüğün bizzat kendisinin yanlış bir şey olduğuna ikna etmek, kediyi ciğerin kötü bir şey olduğuna ikna etmekten daha güçtür..
Sayfa 49 - Karbon Kitaplar YayınlarıKitabı okudu
Düşünceyi küçümsüyoruz
En güzel kitap bir kalkan balığı fiyatına. Alan nerede? Umumi kütüphaneler resmî ziyafetler kadar pahalıya mal olsa idi hükümetimizin daha çok iltifatına mazhar olurdu şüphesiz. Kitaplar bileziklerin onda biri kadar etse beyefendilerimizle hanımefendilerimiz arada bir okumak hevesine kapılırdı belki. Ah sen nasıl da zihin açıcı bir kitapsın. Her satırında durup düşünmek zevkini tattırıyor, iç muhasebeye sevk ediyorsun ️
Ah, sen ne güzel bir kitapsın...
Ştolts’la dostu arabaya binip uzaklaştılar. Ştolts sordu: “Nasıl, bu dilencinin hikâyesini dinledin mi?” “Bahsettiği İlya İlyiç kim?” “Oblomov; sana ondan çok bahsetmiştim.” “Evet, hatırladım; senin bir dostun, bir okul arkadaşın. Ne oldu?” “Öldü, hayatı yok yere harcandı gitti.” Ştolts içini çekip biraz daldıktan sonra: “Zekâca kimseden aşağı değildi,” dedi. “Tertemiz, billur gibi bir ruhu vardı. Asil heyecanları olan bir insandı. Ama hiçbir şey yapmadı.” “Niçin? Ne yüzden?” “Ne yüzden mi?.. Oblomovluk!” “Oblomovluk mu? O da ne demek?” “Biraz zihnimi, anılarımı toparlayayım da anlatayım; sen de yazarsın, belki birisinin işine yarar.” Ştolts dostuna işte bu okuduğunuz hikâyeyi anlattı.
Sayfa 618 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam