ümitlerim vardı tespih misali sen giderken dağılıverdiler birden
hacet yok hatırlatmasına seni hatıraların bir dakika bile çıkmıyorsun aklımdan koşar gibi yürüyüşün karanlıkta bir ışık gibi aydınlık gülüşün hacet yok hatırlatmasına seni hatıraların uzak uzak yıldızlarla çevrilmiş kainatın karanlık boşluklarında akıp giderken zaman adımla nasıl berabersem öylece beraberiz seninle her saat seninle her dakika seninle her saniye gönlümüz mutluluğa inanmış olmanın gururuyla rahat koltuğumuzun altında birer dinamit gibi kellemiz ve sonra her zaman her ölümlüye aynı şartlar altında kısmet olmıyan gerçekleri görmenin aydınlığı alınlarımızda hacet yok hatırlatmasına seni hatıraların sen bana kalbim kadar elim kadar yakınsın Attila İlhan
Reklam
Sen giderken, aramadım ama elim gitti telefona
~Keşke öldürseydinde bana bunu yaşatmasaydın~
Anladım ki senin gözünde benim zerre kadar değerim yokmuş. İyimiyim, kötümüyüm, ölümüyüm, dirimiyim benden hiçbir haberin yok. Bir kere olsun sormadın herkese vaktin olduda bir bana vaktin olmadı. Herkesi kalbine sığdırdında bir beni sığdıramadın. Herkes için o kadar yolu giderken bana bir adım bile gelmedin. Var olmama rağmen hep yokmuşum gibi davrandın. Ben seni canımdan çok severken sen hep başkalarına gittin. Ben seni çok ama çok sevdim ama sevgime değmedin. keşke öldürseydinde bana bunları yaşatmasaydın. Yüreğimde öyle bir yara açtınki hiçbir zaman kapanmayacak yıllarda geçse hep izi kalacak... canımı bu kadar yakmak seni mutlumu ediyor?
herkes güzeldir sustuğu kadar sen de güzelsin...
Sayfa 30 - Profil YayıncılıkKitabı okuyor
Seni ben anladım, beni sen. Bir yaşam daha verdim Beklerken, giderken, dönerken. Kaldı elimde üç-beş mektup, Üç-beş yaşam.
Reklam
Her İşin Başı İslâm
Muaz Ibni Cebel Radiyallahu Anh’den rivayet edildiğine göre Rasûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle buyurdu: “- Tamamıyla işin aslını (başını, temelini) haber vereyim mi sana?” “- Ver, Ya Rasûlallah!” “- İşin başı (aslı) İslâm’dır...” ( Tirmizî, İman 8; İbn Mâce, Fiten 12; Ahmed b. Hanbel, Müsned, V, 231, 236, 237) Her şeyin temeline İslâm’ı
Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da Hatta sevda yüzünden ölmek de ayıp değil bütün iş tahirle Zühre olabilmekte yani yürekte. Mesela bir barikatta dövüşerek, mesela kuzey kutbunu keşfe giderken , Mesela denerken damarlarında bir serumu ölmek ayıp olur mu ? Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da hatta sevda yüzünden ölmek de ayıp değil. Seversin dünyayı doludizgin, Ama o bunun farkında değildir, Ayrılmak istemezsin dünyadan ama o senden ayrılacak, Yani sen elmayı seviyorsun diye elmanin da seni sevmesi şart mı ? Yani tahiri Zühre sevmeseydi artık yahut hiç sevmeseydi Tahir ne kaybederdi tahirliğinden? Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da hatta sevda yüzünden ölmek de ayıp değil. "Nazım hikmet"
Senin şehrin masmavi bir gökyüzü Senin gökyüzün bulutlu bir düş Senin düşün kanatsız bir kuş Gözlerin yağmurlu mevsimlerin resmi Ellerin, dilinden ayrı söyler Aşk neymiş, ayrılık var mıymış Bir terk, bin dertmiş, kime ne! ... Sesin tutsaktı, titrekti, korkaktı Suyumdu, yolumdu Büyüden bir şarkıydı sesin Bo/zul/du... ... Büyü safsatadır, bildin mi Uçup giderken aşk! Uçup düşerken sen! Uçup kaybolurken söylenenler ... Öktem Gündoğan
Sen edebiyatçısın ben borsacıyım ama benim edebiyata ilgim seninkinden daha çokmuş değil mi canısı sen giderken Biz geliyorduk:)
Reklam
Tahir'le Zühre Meselesi
Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da hatta sevda yüzünden ölmek de ayıp değil, bütün iş Tahir'le Zühre olabilmekte yani yürekte. Mesela bir barikatta dövüşerek mesela kuzey kutbunu keşfe giderken mesela denerken damarlarında bir serumu ölmek ayıp olur mu? Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da hatta sevda yüzünden ölmek de ayıp değil. Seversin dünyayı doludizgin ama o bunun farkında değildir ayrılmak istemezsin dünyadan ama o senden ayrılacak yani sen elmayı seviyorsun diye elmanın da seni sevmesi şart mı? Yani Tahir'i Zühre sevmeseydi artık yahut hiç sevmeseydi Tahir ne kaybederdi Tahirliğinden? Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da hatta sevda yüzünden ölmek de ayıp değil Nazım HİKMET
Sayfa 18 - Akdeniz KitabeviKitabı okuyor
Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da hatta sevda yüzünden ölmek de ayıp değil, bütün iş Tahirle Zühre olabilmekte yani yürekte. Meselâ bir barikatta dövüşerek meselâ kuzey kutbunu keşfe giderken meselâ denerken damarlarında bir serumu ölmek ayıp olur mu? Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil. Seversin dünyayı doludizgin ama o bunun farkında değildir ayrılmak istemezsin dünyadan ama o senden ayrılacak yani sen elmayı seviyorsun diye elmanın da seni sevmesi şart mı? Yani Tahir'i Zühre sevmeseydi artık yahut hiç sevmeseydi Tahir ne kaybederdi Tahirliğinden? Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil.
bizim tükettiğimizi sandığımız hayat denilen şey, tuhaf ve anlaşılmaz bir şey ve kimse kendi hayatının bile neden öyle olduğunu bilemiyor. durup durup bekliyorsun ve o, bir yerden bir yere, neden kimse bilmeden, öyle giderken, sen kendi hayatın içinde, nereden nereye gittiğine ilişkin birçok düşünce düşünüyorsun; yanlışı, doğrusu olmayan ve bir sonucu bile olmayan, tuhaf düşünceler derken bir bakıyorsun, yolculuk burada bitti Fatma, haydi in bakalım
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.