Sen beni asla tanımayan, bir su birikintisinin yanından geçercesine yanımdan geçip giden, bir taşa basarcasına üstüme basan, hep, ama hep yoluna devam eden ve beni sonsuz bir bekleyiş içerisinde bırakan sen, kimsin ki benim için?
Sayfa 52
Oğuz Atay'a Mektup...
Sevgili Oğuzcuğum Atay; Yaşarken anlaşılmaya mecburum, demiştin sanki anlaşılmayacağını bilirmiş gibi. Anlamak istemediler seni. Neden anlasınlar ki? Bütün sahteliklerini gün yüzüne çıkardın, maskelerini yırttın. Bütün bunları mizah malzemesi yaptın. Neden kendileriyle yüzleşsinler ki? Üstelik bunları bir mühendis olarak yaptın. Sen kimsin ki be
Reklam
Ama sen benim için kimsin ki, beni asla, asla tanımayan, suyun kenarından geçer gibi yanımdan geçen, taşa basar gibi üstüme basan, sürekli çekip giden ve beni ebedi bekleyiş içinde bırakan sen....
Fakat sen kimsin ki benim için? Sen, beni asla, asla tanımayan, bir su birikintisinin yanından geçercesine yanımdan geçip giden, bir taşa basarcasına üstüme basan, hep, ama hep yoluna devam eden ve beni sonsuz bir bekleyiş içerisinde bırakan sen, kimsin ki benim için?
Fakat sen kimsin ki benim için? Sen, beni asla, asla tanımayan, bir su birikintisinin yanından geçercesine yanımdan geçip giden, bir taşa basarcasına üstüme basan, hep ama hep yoluna devam eden ve beni sonsuz bir bekleyiş içerisinde bırakan sen, kimsin ki benim için?
Ama sen kimsin ki beni asla, asla tanımayan, bir su birikintisi gibi yanımdan geçen, üzerime bir taşa basarcasına basan, durmadan ve hiç durmadan yoluna devam eden, beni sonsuz bir bekleyişin içinde yalnız bırakan sen, kimsin ki?
Reklam
Sen, beni asla, asla tanımayan, bir su birikintisinin yanından geçercesine yanımdan geçip giden, bir taşa basarcasına üstüme basan, hep, ama hep yoluna devam eden ve beni sonsuz bir bekleyiş içerisinde bırakan sen, kimsin ki benim için?
Rastgele bir numara çevirdim, genç bir kız açtı. “Pardon devlet memuru musunuz?” “Sapık mısın?” “Hayır. Memur musunuz?” “Değilim.” “Güzel. Ben sapık değilim siz de memur değilsiniz. Peki o zaman bu şehrin en işlek caddesi neresi acaba? Herkesin bir gün mutlaka geçeceği cadde.” “Ne bileyim, İstiklal Caddesi herhalde. Sen kimsin?” “Bu hayatta rastgele çevirdiği telefon numaralarında karşısına çıkan seslerden başka kimsesi kalmamış biriyim. Belki de ben senin şuuraltınım.” “Kaç yaşındasın sen?” “Beni boş ver. Konu ben değilim ki. Hiçbir zaman da olmadım. Asıl sen kimsin? Senin heyecanların neler, tutkuların neler, hayal kırıklıkların neler? Şu hayatta başın sıkıştığında ilk kimi ararsın? Seni karşılıksız seven insan kimdir, ne bok yersen ye seni bağrına basacak insan kimdir? Eğer böyle biri varsa bu akşam onu ara, halini hatrını sor bu vesileyle. Yoksa sen de bir gün benim gibi yapayalnız kaldığında, ufacık bir şeyi danışmak için bile arayacak kimseyi bulamazsın. Bu sözlerimi harcanmış yıllarımın manifestosu olarak kabul edebilirsin. Çünkü büyük bir tecrübeyle konuşuyorum, tecrübe ıstıraptır güzelim ve zannettiğinden çok daha fazla ıstırap çektim. İstersen sonra yine araşalım, daha 64 dakika bedava konuşma hakkım var çünkü.”
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.