Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ve insanların arasında yalnız olmaktan daha korkunç bir şey yoktur. (Syf. 26) Sen, beni asla, asla tanımayan, bir su birikintisinin yanından geçercesine yanımdan geçip giden, bir taşa basarcasına üstümden geçen, hep ama hep yoluna devam eden ve beni sonsuz bir bekleyiş içerisinde bırakan sen, kimsin ki benim için? (Syf. 61)
Şimdi sana desem ki kimsin sen?.. Çalmaktan keyif aldığın bir müzik aleti, sahip olduğun bir yetenek misin? O notaları tanımakla ve bunu sese dönüştürebilmekle, o keki mükemmel bir lezzette pişirebilmekle, yeteneğin neyse kullanarak bir şeyler üretmekle yetinmeyen misin? Aldığın alkış mısın? Edilen teşekkür mü? Duyduğun övgüler mi, tebriklerini minik bir gülümseme ile kabul ederken sıktığın eller misin?
Holden Kitap, “Sen Kimsin” bölümü.
Reklam
Beni bağışla patron!” dedi. “Ben, Tanrı kemiklerini aziz etsin, dedem Kaptan Aleksi’ye benziyorum! Yüz yaşındaydı; öğleden sonraları çeşmeye giden kızları seyretmek için kapının önüne otururdu. Ama, gözleri bozulmuştu, iyi görmüyordu. Bunun için kızlara şöyle bağırırdı: ‘Sen kimsin, kız?’ ‘Mastrandoni’nin kızı Lenio,25’ ‘Gel kız, sana dokunayım! Gel kız, korkma!’ Kız da kahkahayı basıp yaklaşırdı. Dedem, koca elini kıza uzatır, yavaş yavaş, tatlı ve kudurmuşçasına yoklardı. Sonra da ağlamaya koyulurdu. Bir gün, ‘Neden ağlıyorsun dede?’ dedim. ‘Ne ağlamayım be çocuğum,’ dedi. ‘Ben ki ölüyorum ve bunca güzel kızı arkamda bırakıyorum!..’” Zorba içini çekti: “Ey zavallı dedem,” dedi, “nasıl anlıyorum seni!.. Sık sık oturup düşünürüm! ‘Ah, ah! Olabilse de, bütün güzeller benimle birlikte ölse!’ Ama, o dişi domuzlar yaşayacak, iyi hayat sürecek, sarılacak, öpüşecekler, Zorba da toprak olacak... Çiğneyecekler beni...”
NEDEN YAZIYORUM Mensur koşuk olarak kaleme aldığım eserlerimi paylaştığım bir site neden yazdığım ile ilgili bir yazı talep etti. Çok ilginç cümleler kurmuşum. Paylaşmak istedim. Hayatta nefes almak kadar önemlidir yazmak.. Yazmakta ki tek amacım yaşadığım toplumun ve insanlığın kulağına aydınlığı fısıldayan metinler bırakmaktır. Yazın
Nelson Mandela, Güney Afrika Eski Başkanı, 1984 tarihli başkanlık konuşması
Nelson Mandela, Güney Afrika Eski Başkanı, 1984 tarihli başkanlık konuşması : ''En derin korkumuzun sebebi, yetersiz olduğumuz duygusu değildir, en derin korkumuzun sebebi ölçülemez kudretimizdir. Korktuğumuz şey karanlığımız değil yaydığımız ışıktır. Kendimize soruyoruz “Ben kimim ki, parlak, harika, yetenekli ve etkileyici olabiliyorum? Sen kimsin ki bu özellikleri reddediyorsun?” Sen, tanrının yarattığı bir varlıksın. Kendini küçümsemenin dünyaya bir faydası olmaz. Çevrendeki ilerin güveni sarsılmasın diye küçülmek, meziyet değildir. Biz, Tanrı’nın içimizdeki gücünün yansımalarını göstermek için doğduk. Bu güç sadece birkaçımızda değil, bu güç tüm insanlarda var. Kendi ışığımızın parlamasına izin verdiğimizde bu şansı farkında olmadan başkalarına da veriyoruz. Kendi korkularımızdan kurtulduğumuz anda varlığımız, bizim çabalarımız olmaksızın başkalarını kurtaracaktır.''
Sayfa 205 - KoridorKitabı okudu
Her şeyi göze alıp gitsem, birilerini bulsam, onların karşısına çıkıp yalvarsam... Peki sormayacaklar mıydı, sen kimsin, diye? Ne diyecektim onlara? O zaman anladım ki ben aslında onun hayatında yalnızca bir söylentiyim. Bana en çok ihtiyacı olduğu zaman bile istesem de onun yanında olamam.
Reklam
“Senin de herkes gibi kendine tuhaf bir güvenin var. İyi de kimsin sen ?Tek bir renge isim koymadın , senden önce çıkılmamış tek bir yola çıkmadın, önceden kullanılmamış tek bir kelime kullanmadın, ne giyineceğine bile başkalarının bedenlerine bakarak karar verdin. Tarihin, toplumun, kültürün, yonttuğu bir taşı kendi varlığın sanıyorsun .Eğer biraz düşünme zahmetine katlanırsan, “ben” dediğinin bir “can” dan ibaret olduğunu sen de görürsün .İnsan bir “can”dır ve ne kötü ki ancak cansızlaşarak itibar kazandığı bir dünya kurmuştur kendine .” Ali Ayçil
Sayfa 7
Aslında bütün suç aşkta yada aşık olduğun adamda
Sen beni asla, asla tanımayan, bir su birikintisinin yanından geçercesine yanımdan geçip giden, bir taşa basarcasına üstüme basan, hep, ama hep yoluna devam eden ve beni sonsuz bir bekleyiş içerisinde bırakan sen, kimsin ki benim için?
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu
Çocuğum öldü, bizim çocuğumuz. Şimdi dünyada, senden başka, sevebileceğim kimse kalmadı, fakat sen kimsin ki benim için? Sen, beni asla, asla tanımayan, bir su birikintisinin yanından geçercesine yanımdan geçip giden, bir taşa basarcasına üstüme basan, hep, ama hep yoluna devam eden ve beni sonsuz bir bekleyiş içerisinde bırakan sen, kimsin ki benim için?
Sayfa 52 - Türkiye iş bankası kültür yayınlarıKitabı okudu
Kalbim ne kadar kurşundan olsa da ağlamamı durduramıyorum
Mutlu Prens'in gözleri yaşlıydı ve gözyaşları, altın yanaklarından aşağı düşüyordu. Yüzü ay ışığının altında o kadar güzel görünüyordu ki küçük kırlangıcın kalbi acımayla doldu. "Sen kimsin?" diye sordu. "Ben Mutlu Prens'im." "O zaman niye ağlıyorsun?" diye sordu Kırlangıç, "Beni burada sırılsıklam ettin." "Ben hayattayken ve bir insan kalbi taşırken," diye cevap verdi heykel, "gözyaşı ne bilmezdim. Çünkü acının, kederin yasak olduğu Sans-Souci Sarayı'nda yaşardım. Gündüz vakti arkadaşlarımla bahçede oynardım, akşam da büyük salonda dans ederdim. Bahçenin etrafında yüksek bir duvar vardı, ama etrafımdaki her şey çok güzeldi ki hiç duvarın arkasında ne var diye sormayı akıl etmedim. Arkadaşlarım bana Mutlu Prens derlerdi ve gerçekten mutluydum, eğer keyif mutluluksa. İşte öyle yaşadım, sonra öldüm. Ben öldüm ve beni böyle yüksek bir yere diktiler ki şehrin bütün çirkinliğini ve sefaletini görebileyim. KALBİM NE KADAR KURŞUNDAN OLSA DA AĞLAMAMI DURDURAMIYORUM."
Sayfa 12 - KızılpandaKitabı okuyor
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.