Gece vakti Hakk'a açarsan sırrını, ertesi gün iftiharla başkasına söylersin aynısını. Eğer bir kul isen, ibadete değer biçme; çünkü bu, Hakk'a şirk koşmak olur. Sen ibadeti yüzlerce kez satarsın ama bil ki Hak olmaz alıcısı! Riya ve kendini beğenmişlik ateşten bir dağdır; cehennem dağının bu olduğunu bilmez misin? Eğer iblis gibi hareket etseydin böyle kibirle iblis olurdun! Dünyada ibadetinden bir arpa kadar kibir duyarsan bu, pamuk ambarına düşen bir ateş misali olur!
Sayfa 88Kitabı okudu
Bu ne hal güzelim, dünya unutulur.
Kalırız bir kaç hafızada, biri sen, biri ben
Dağlar emrine amade, denizler kudurur
Uçan bir martı misali ayazda, biri sen, biri ben
Hep geç olan vaktin içinde üzgün, biri sen, biri ben
M.İlhan Genç
Denemler Haiku'su
1
Şiirler gönül hasadı
Vuslattır muradı
Gül goncası devası
2
Yürek atışının kendisidir kafiye
Salına salına daldım uykuya
Güneşin Gölgesi
Ne kadar yüksektesin öyle sen
Kimse göremiyor seni
Ah bir de ayağımın altından çekilsen
Bırakmasan ardında derdini
Büyüklük tükenmiyor buralarda
Süleyman misali her ademoğlu
Ben görmedim siyahlar altında
En büyük gözüken ademi
Her yıldız parlar güneşi görünce
Ben göremedim o güneşi
Doğmadı bana ay gecelerce
Kızıl oldum güneşin gölgesinde
Esmaül Hüsna دُعٰٓاءُ اَسْمٰٓاءُ الْحُسْنٰى
• Allah’ü Teâlâ’ya ancak Esmâü’l-Hüsnâ’dan biri ile dua yapılır ve ancak Esmâü’l-Hüsnâ’dan biri ile zikir edilir.
• Örneğin: “Tanrım! Tanrım!” diye dua edilemez ve “tanrı, tanrı” diye zikir edilemez.
Âlemlerin Rabbi Allah Teâlâ buyuruyor:
• “Esmâü’l-Hüsnâ (en güzel isimler) Allah’ındır. O halde O’na, onlarla dua edin.” (A’râf, 180)
• “Yer
Ve devam ediyor Ruhim Mücerretim ♡♡♡
"Cennette siestaya dalmış, fevkalade bir rüya görüyordum sanki.
Sesini duyunca nefesim büsbütün kesildi. Kıpırdayamıyordum. Astronot giysileriyle atletizm yarışına katılmış ya da don atletle uzaya fırlatılmış gibi hissediyorum. Kimliği belirlenememiş hedefe ateş eden asker misali karışık duygular içindeydim. Aşk’ın o ilk an’ında miladi bir kesinlik doğar; mazi ile istikbal birbirine kavuşur. Yazık ki benim hayatım kaymıştı. Türkçe’ye hakimiyetimi bir anda yitirdim. Keş cazcının alkollü tükürüğüyle paslanmış trompetinki gibi bir sesle “Dü-ce-ç-b-ak-ta-se-b-o” diye inledim. [“Dünya cennete çok benziyor, aksi takdirde sen burada olmazdın” demeye çalışıyordum.] "
Bir Bilsen
Rüzgar kadar titretici ve rüzgar kadar sessiz bir fırtınayla fısıltılar büyüdü büyüdü ve yine büyüdü ve bir çığın misali yuvarlandı dilden dile yürekten yüreğe şarkı olup çığlıkla yüreğimde büyük bir sevdayla dönüşüyor yok yorgunum bu yolda ekildi bir kere yüreğimizin aşk ışınları nüverlerin yalnız sendeydim dün bugün ve yarın ilk yaz gelinin ardından sesimi içime çekerken gözlerimdeki parlaklığın ortasında akıp sen sen yapan ardında duran ama sana ulaşamadan bu oğlan gözlerinden yalnızlıktan sıyrılıp umutlarım tomurcuklara Yakut gülüşlere tutuldum kök salmış umutlarının yalnızlığına yoldaş gülüşlerine umutsa gülüşlerinin ardında benliğimi aradım
ÖLÜME DAİR KONUŞMALAR
İşte ben hep böyle garip mahzun,
Bir şey beklermişçesine yaşıyorum.
Bazan öyle günlerim oluyor ki, Elâgözlüm,
Ne oldu, nasıl bitti şaşıyorum..
Bazı bilmem, gün nasıl başladığında,
Kayıp kayıp gidiyor dünya bıkkın bakışlarımdan.
Yaşıyorum, yaşıyorum da bitmiyor,
Bir tutam sakız oluyor ağzımda zaman..
Yaşamak ne kadar çekilmez gelse de
Taş yürekli gümüş tenli sevgili
Götürdü benden huzuru, aklı, takati
Çevik ve şen şakrak, külahlı güzel
Zarif ve ay yüzlü, kaftan giyen Türk gibi
Aşkıyla sevdasının ateşinde yanmaktan
Daima kaynarım kazan misali
Onu kaftan gibi kucağıma alırsam
Gönlüm huzura erer gömlek gibi
Kemiklerim çürüyüp gitse de
Unutmam ruhumda senin sevgini
Sayfa 364Kitabı okudu
