Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bazen aydınlandığını, bazen de karardığını sandın. Ancak hangisinin sen olduğuna asla karar veremedin. Ne kötüsün ne de iyi. Her şeyi düşünebilir, her şeyi hayal edebilir, ancak sadece seçtiklerini gerçekleştirebilirsin.
Sen ne sandın?! Sen risâlette kemâlin zirvesine eriştin; fakat kullukta henüz tam değil, eksiksin. Ey Allah'ın Halîli! Ey tevhidin yeryüzündeki kurucusu! Ey Mûsâ, İsâ ve Muhammedin yolunun açıcısı! Ey insanî görkem,ululuk, izzet ve olgunluk sembolü İbrahim olmuşsun, ama kul olmak daha zordur! Mutlak özgür, mutlak özgürlük olmalısın.
Reklam
"Benim biraz hava almam lazım." dedim etrafıma bakınarak "Alalım," dedi Uraz, "Gidip biraz yürüyelim." Ona "Hayır." der gibi başımı salladım "Ben yalnız gideceğim." dedim, "Şu an yanımda kimseyi istemiyorum. Anla beni, lütfen... Onu buraya hiç çağırmamalıydın." "Kumru, ben yalnızca..." ''Biliyorum, biliyorum, tamam! Ama yaşadıklarımı biliyorsun... Ölsem umurunda değil kadının. Ne sandın ki? Benden özür dileyeceğini mi? Pişman olduğunu mu?" Uraz birkaç saniyeliğine pişman olmuş ve üzgün gözlerle bana baktıktan sonra tereddütle konuşmaya başladı. "Sen de öyle sanmadın m?" dedi. Acı içinde gülümsedim ve başımı salladım. "Aynen öyle." dedim, "Ben de öyle sandım, Uraz... İşte işte o yüzden şimdi yalnız kalıp düşünmek istiyorum. Ve lütfen, bir dahakine beni biri ile bir araya getirmeden önce bunu bana sor, olur mu?"
“Çünkü dünyadaki bütün insanlar gibi, sen de zaman sana Tanrı’ya nasıl yaklaşılacağını öğretir sandın. Ne var ki zaman öğretmez; zaman bize yalnızca yorgunluk ve yaşlanma hissi verir.”
Bakıyorum da yüzünü asmışsın, strese gömülmüşsün. Hayırdır ne oldu sana? Ha, anladım... Kendini bedenden ibaret sandın, o da yerçekimine tabi, devamlı yıpranıyor, elbette üzülürsün. Bilsen ki sen ruhsun,
"Niye ıslaksın sen?" "Yoooğ!" "Yoğğ ne lan?" "Beni mi takip ediyosun diye sorucan zannettim de abi. Cevabı hazırlamışhm önceden." "Cevabını bildiğim sorular sormam ben. Şimdi söyle bakalım, neden takip ediyodun beni?' "Mecnun ben abi. Mecnun Çınar. Taksici İskender'in oğlu diye kime sorsan söyler abi." "Bunu da hazırlamışhn di mi? Kimsin lan sen deyyus diye sorcam sandın tabii." "Deyyusu beklemiyodum doğrusu. O ne öyle ya, dede küfrü gibi." "Uzatma da cevap ver. Niye takip ediyodun beni?" "Yalla böyle durumlarda ne yapılır bilemediğim için o heyecanla athm kendimi denize." "Bak gitti başa döndü. İstediğin sorudan başlayabilirsin dediler de orada takılı mı kaldın sen aslanım?" "Heyecan yaphm da kusura bakma abi. İlk defa bi' hırsızla karşılaşıyorum." "Hırsız mı? Yuh! Ayıp ama ya. Aşk olsun. Ben öyle bi' insan mıyım?" "Diyil misin?" "Diyilim tabii. Performans sanatçısıyım ben."
Reklam
Ken'an Rifâî
Bilgin sana kıymet, talebin neyse osun sen! İnsanlığı sâde yiyip içmekte mi sandın? Hâlin ne ise müşteri sen oldun o hâle, Noksanı meğer adl-i İlâhîde mi sandın? Fikrim bu benim, virdim ise her lahzada âh! Sen âh-ı ateş-sûzumu beyhûde mi sandın?
Otur da biraz memleket meselelerini düşün Dansöz Nana'nın nasırına bir çare bul bakalım Futbolcu Safter'in baldırından iki lif kopmuş İyi etsene Görelim vatanseverliğini Gaffur beyin baldızına bir koca bul hadi Şaziment hanıma yüz gram kahve Vatanseverliği ne sandın Hıyar Sen de
Böylece, Tanrının şeytana içini dökmesinden insan doğdu. Böylece, ışığın karanlığı delmesinden ve döllemesinden sen doğdun. Böylece sen loş oldun. Bazen aydınlandığını, bazen de karardığını sandın. Ancak hangisinin sen olduğuna asla karar veremedin. Ne kötüsün ne de iyi. Her şeyi düşünebilir, her şeyi hayal edebilir, ancak sadece seçtiklerim gerçekleştirebilirsin. Düşünce şeytandan, davranış Tanrıdandır. Hangi düşüncenin davranışa dönüşeceğine karar verense insandır.
Doğan kitap
“Ne sandın sen ha! Efe ileride evlenir, unutur seni. Nasılsa erkek, kız ne ki onun için, elinin kiri. Ya Salim almazsa seni? Ya kullanıp atarsa bir köşeye? Kızım, erkeğin kusuru olmaz, dulu olmaz! Ama senin adın hep böyle kötü anılacak. Eksik eteksin sen!” dediğinde suçlayarak yataktan fırlayıp yengemin koluna yapıştım.
Reklam
İlahi lordlar ama hepsi küçük birer çocuklar.
“Biraz olsun saygın yok muydu?” diye yeniden ona yüklendi Sina. “Burada, on yıllardır koruduğum şeye hiç saygın yok muydu? Annemin babamın mirasına saygın yok muydu?” Sözleri Daren'in kaşlarını çatmasına neden oldu. “Sizinle benim aramdaki fark şu,” dedi ürkütücü bir sakinlikle “Sizin kötülükle ilgili hiçbir şey bilmemeniz. Eğer içinizi
Sayfa 140 - Dex yayınları, Daren, Arın ve Sina.Kitabı okudu
Yapay zekanın korkunçluğu
"Sen kendini ne sandın Kübra?" dedi fısıltıyla. "Sen kendini Allah mı sandın ha? Allah mısın sen?"
Sayfa 229Kitabı okudu
“ Seni ona değişir miyim hiç!Sen öyle mi sandın? Hayır, hayır asla!O beni hiç sevmedi. Bundan sonra sevse de istemem. Kim ne derse desin. Sevgilim, kimsesiz sevgilim benim!Seni hiç kimseye kaptırmam!Uzun zamandan beri seviyorum seni… Bilmediğim zamanlardan beri seni sevmiş, seni beklemişim ben. Ve işte geldin, seni bekledigimi biliyormuş gibi geldin!”
Hayat kaybetmektir. Kaybetmeye razı olmaktır. İsteklerin bu dünyaya uymuyor. Sen nerede yaşadığını zannediyorsun, dünyanın cennet mi olduğunu sandın yoksa. Burası ne cennet ne de cehennem. Burası dünya, fani dünya. Gelip geçtiğimiz bir yer. Sadece bir durak, bir uğrak yeri. Kaybeden olmak istemiyorsan, cennete gidersin ve artık orada hiç kaybetmezsin. Ama cennete gitmek istiyorsan, önce kaybedeceksin, her şeyini kaybedeceksin, ayrılmayı öğreneceksin, her şeyden ayrılmayı öğreneceksin, razı olacaksın, dünyanın ayrılık temeli üzerine kurulmuş olmasına rıza göstereceksin, teslim olacaksın. Çünkü burası kaybetmek için geldiğimiz bir yer. Kalmak için değil, gitmek için buradayız demek ve onu sarsmak istiyordu. Söyleyecek başka sözleri de vardı: Hayatla yüzleşmelisin artık. Ayrılık acısından kaçma, yüreğine taş bas ve bu acıyı sonuna kadar yaşa. Nereye kadar kaçacaksın bu gerçekten? Her an bir terk ediştir, her an ayrılıştır. Bak kaç yaşına gelmişsin, kaç yılı geride bırakmış, o yıllardan ayrılmışsın. En sonunda öleceğin bir hayat bu. Sonunda her şeyden kopacağımız bir hayatın içindesin. Sahip olduğumuzu sandığımız her şeyi arkamızda bırakıp gidiyoruz. İnsan bu dünyada kaybeder ve yalnızca kaybetmeye razı olanlar kazanır. Burası sadece bir sınav yeri; yapıp ettiklerimizin sonuçlarını alma, meyvesini toplama yeri değil. Katıksız bir lezzet ve hazla geçirilecek bir yer ise hiç değil. Sevince kederin, buluşmaya ayrılığın, doğuma ölümün, aydınlığa karanlığın, hayra şerrin bulaştığı bir dünya.
Sayfa 42
~•~•~• [••Sen sandın ki aşk; yanağımdaki damlalar oysa yüreğimde görmediğin ne okyanuslar var.••] ~•~•~•
Sayfa 28
918 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.