"Neden benim gibi yapmayı ögrenmiyorsun?" "Sen ne yapıyorsun ki?" "Kimseden hiçbir şey beklemiyorum. Böylece hayal kırıklığına da uğramamış oluyorum..."
Büyük bir acı yaşıyorsun.Ne olursa olsun,başına ne gelirse gelsin,küçük ya da büyük bir şey olmuş fark etmez...Yahu ben acı yaşamışım,ben bunalıma girmişim,düşmüşüm,dibe batmışım ve bunu atlatmışım.Gecelerce kendime neler dediğimi hatırlıyorum.Atlatamam dedim,atlatmam imkansız dedim,bu acı benim sonum olacak dedim ama bu acı geldi üstümden geçti
Reklam
köy enstitüsünde okuma yazma öğrenen
Kastamonu'nun Hasırlı Köyünden İsmail Güneyligil şöyle konuşmuştu: "Köye gittim. Köy muhtarının köy kahvesinde bir işle meşgul olduğunu gördüm. Bana dedi ki: -İsmail, mahkememiz var. Halil, Emmisi Koca Ali 'den miras istiyor. Al, şu kağıdı oku. Kağıda baktım. Başka şeyler yazılı. Yüzüme baktı. Dudaklarını büktü. Demek istedi ki, kağıdı mahkemeden gelmiş gibi oku... Canım sıkıldı. İşe karıştım: -Köyde doksanlık Kara Hüseyin var, onu da çağırın. Şimdiye kadar köyde miras için mahkemeye gitmiş değiliz. Alacakları ne ise burada paylaşmak mümkün. Meğer muhtar bu işi mahsus bu yola sokmuş. Halil, em­misinden miras alırsa 60 liralık bir çift öküzünü muhtara verecekmiş... Muhtarın sahtekarlığını öğrendikten sonra, - Muhtar sen bu işi niçin böyle yapıyorsun? Miras hukuk mahkemesinin kararıyla taksim edilir. Sen böyle sahtekarlık yaparsan kursa döndüğüm zaman şeflere söylerim. Seni vilayete bildirirler. O zaman senin de suyuna bulgur süreriz. Muhtar işi anladı. Konuşmayı değiştirdi. Bu suretle kanunsuz iş unutulmuş oldu.
Peygamberimiz Aleyhisselâm, ahirette kazanacakları üstün sevapları anlatarak, Müslümanlara cihadı özletmeye çalıştı. Malî durumları elverişli olanları da, ahirette karşılığını görmek üzere, askerlere yiyecek ve binecek yardımında bulunmaya davet ve teşvik etti. Bunun üzerine, hali vakti yerinde olan Müslümanlar, mükâfatını Allah’tan umarak, mal
Ey nefis-perest nefsim, ey dünya-perest arkadaşım! Muhabbet, şu kâinatın bir sebeb-i vücududur. Hem şu kâinatın rabıtasıdır. Hem şu kâinatın nurudur hem hayatıdır. İnsan, kâinatın en câmi' bir meyvesi olduğu için kâinatı istila edecek bir muhabbet, o meyvenin çekirdeği olan kalbine dercedilmiştir. İşte şöyle nihayetsiz bir muhabbete lâyık olacak,
Sayfa 148Kitabı okudu
PUT - BALTA - İBRAHİM Ali Rıza KAŞIKÇI Put... İbrahim devrinin putları bir yerde toplanmış, öyle hareketsizce bekliyorlardı. Yeri belliydi hepsinin. Bir İbrahim çıktığında gidip putları nerede hazır bulacağını biliyordu. "Kırılacaklar Listesi" sabitti. Hem sayısı da azdı. Dört büyükler... Yardımcı putlar... Yardımcıların
Sayfa 6 - FilintaKitabı okudu
Reklam
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.