MEHMETÇİK
Sen ben uyurken biri var uyumaz
Bir tıkırtı olsa derhal doğrulur
Nöbette talimde ayakta kış yaz
Memleket namusu ondan sorulur
Haydi Mehmet dedikleri gün müdür
Ne çift ne çabuk ne avrat düşünür
Mehmet'im bu toprağın düşkünüdür
Bu aşk ile ya vurur ya vurulur
En temiz en güzel insanlık onda
Gerekli aydınlık karanlık onda
Tarihler boyu kahramanlık onda
Mehmetçik ölür meçhul asker olur
Gecenin renklerinden ayırt ediyorum seni
Rengi kıvırcık bir turuncu
Peşinden koşuyorum
Kayboluyoruz
Yıldızlarda
Seni kovalamak güzel
Bir masal içinde
Bir masal gibi
Ruhlar tanıştı
Sen uyurken
Saçının önüne düşen perçemden biliyorum
Masalla gerçek arasında ben varım
Gülümsüyorsun
Turuncu bir gülüş
Rüyandayım
Bir masalım.
Bu sana son mektubum. Ben yaralarımı sardım öyle geldim sana.
Sen yaranın nerede olduğunu bile bilmiyorsun.
İçimde bir tek ''hoşça kal'' yoktu sana, ben uyurken koymuşsun cebime.
Hoşça kal..!
Eskiden az oyuncağım vardı ama birlikte oynayabilecekbir annem babam vardı Artık , odalar dolusu oyuncağım vardıama oynayacak kimsem yoktu . Ben uyurken eve gidip gelen babamın yüzünü unutmuştum.
Bir gece uyandım ve su içmek için mutfağa gittiğimde adamın birini gördüm.
"Tövbeler olsun, sen de kimsin?" dedim.
"Asıl sen kimsin?" dedi.
Babammış! Sakal bırakmış, zayıflamış. Ben de büyümüşüm. Oturduk sohbet ettik.
"Kaç yaşındasın sen?" dedi bana. İlgi gösterdi. Özlemişiz birbirimizi. Sarıldık. Bir daha da görmedim kendisini.
Ahhh benim en uzak gurbeti gösteren sılam
kendimi bulduğum her yerde ,kayıp bir evreni ararken kullandığım pusulam
sen yerini bilirsin ;git ve bana güldüğümüz bir memleket getir !
bana ,ikinci kişiye giden tek kişilik bir yolculuk getir,
Getir bana ,belki biraz beyaz belki biraz mavi bulutların oynaştığı,
henuz kimsenin gözlerinin değmedigi
Öf bu kitabın her bir detayında mantık aradım ama o mantığı bulamadım. Öeraktan okumuştum ve beğenmeyeceğimi biliyordum ama en azından elime bir şey vermesini ummuştum. Tek verdiği psikopat bir sapığın "ceza" vereceğim diye zorla karımsın diyerek evine aldığı kadını taciz etmesi ve istemiyorum diyip buna azan kadındı.
Kitabın başında
Ben bütün bunlara niçin katlandım?.. Niçin o, o edepsiz bedeniyle huzur içinde uyurken ben hala burada yatıp kendi kendime eziyet ediyorum?.. Niçin derhal odasına dalmadım ki ayıbını bildiğimi anlasın?.. Niçin orada onun kemiklerini kırmadım?.. Zayıf olduğum için... Korkak olduğum için... O ikisine karşı her zaman zayıf oldum... her şeylerini
(Müzik sesleri yine tüm apartmana yayılmış.)
-Geldim bekle!
-Benim ben!
(Kapı açılır.)
-Biliyoruz herhalde “benim ben” diyor ya, geç hadi hocam bey.
-Bütün gün bu anı bekliyorum.
-Hm. Hangi anı?
-Evime geldiğim anı yavrum?
-Bak sen. Gelişme kaydedilmiş Tolga Bey? Evimler falan filan.
-Ee bebeğim öyle davran, evinde hisset kendini, yoksa uyurken