Pelin'i de bu değişik arkadaşları da uzunca bir süre görmemem daha iyi olacaktı ama. Kendimi daha fazla okumaya ve özellikle de bol gürültülü pespaye müziklere iyice adadım. Elime geçen her şeyi okuyor ve dinliyordum bok varmış gibi. Güzel bir kaçış yöntemi, oku babam oku, dinle babam dinle! İşte, Montaigne bile benimle taşak geçiyordu Pelin mevzusunda: “Aslında insanlar seni hayal kırıklığına uğratmıyor" diyordu. "Sadece sen, yanlış insanlar üzerinde hayal kuruyorsun."
Sayfa 163 - Destek YayınlarıKitabı okuyor
"Zaten aşk hakkında ne biliyorsun ki? Bir insanı çok sevmenin ve ondan ayrı kalınca fiziksel acı duymanın nasıl bir şey olduğu konusunda hiç bir fikrin yok. Arzunun şiddetini bilmiyorsun!" Soğuk bir gülüşle devam etti. "Belki de böylesi de daha iyi. Sen bir ilişkiyi kaldıramazdın!"
Sayfa 27
Reklam
Ve Buck, acımasızdı. Sopanın ve dişin yasasını gayet iyi ögrenmişti. Yakaladığı üstünlükten asla vazgeçmez ve bir düşmanını sonu ölüm olan yolculuğa çıkartmışsa işini asla yarım bırakmazdı. Spitz'den ve polis teşkilatıyla posta idaresinin en kavgacı köpeklerinden dersini almıştı; orta yolun olmadığını biliyordu. Ya O efendi olacaktı ya da birileri onun efendisi... Acımak, merhamet etmek, zayıflıktı. Vahşi hayatta merhamet diye bir şey yoktu. Merhamet, korku sanılırdı ve bu yanlış anlama, ölüm getirirdi. Ya sen öldürürsün ya da seni öldürürler, ya sen yersin ya da seni yerler; yasa buydu ve Zamanın derinliklerinden gelen bu buyruğa uydu Buck.
Eğer sonsuzluk içinde bir hiçsek, yaşamak acı çekmekse ve doğarken aslında ölüyorsak bu tantanayı neden yapıyorlar? Belki bu kadar şen şakrak kahkahalar atmasalardı...Belki bu kadar hayatı kutsamasalardı... Yaşamı bu denli sevmek, ne saçma...Şu güneş, deniz, kum, yosunlar, her şey ne kadar geçici ve yalancı... Tıpkı Umut ve Can gibi...Bir tek şu ağaçlar arasında tek başımayken nefes alabiliyorum... Sadece geceleri uyurken...Ve gündüzleri de çadırdayken varlığımı hissedebiliyorum. Onun dışında her şey bana sonsuz ezayı çağrıştırıyor ve... ...Ve sonsuzlukla bir bütün olmayı özlüyorum.
Sayfa 157 - Destek YayınlarıKitabı okuyor
Bana yaklaştı, eğildi ve beni yumuşak bir şekilde öprü. "Yaşıyorsun," dive fısıldadı dudaklarıma doğru. "Kalp atışlarım da öyle söylüyor." "Güzel." Doğrulduktan sonra kollarını göğsünde kavuşturdu. "Artık kavga edebiliriz o zaman. Cat'i kurtarırken aklından ne geçiyordu?" Gözlerimi kırpıştırdım. "Affedersin, bana mı kızıyorsun? Bir ejderhaya karşı savaşarak bir mağaradan sağ çıkıyorum ve sen bana mı kızıyorsun? Poromiel tahtının varisi olan kadını kurtardığım için hem de?" Geriye çekildi, dehşerle irileşen gözlerini bir anda öfke kapladı. "Cat'i tahtta üçüncü sırada olduğu için mi kurtardın?" "Birincisi, herhangi biri olsa da onu kurtarmaya çalışırdım..." Yavaşça geriledi, "Seni şuursuz, pervasız..."
ben pişman değilim sevgilim benim, sen gecenin soğuk sokaklarında işte yine bu aşık gözlerinle yeniden bulacağın başka bir benle söyleş ve beni göz altlarının sevecen çizgilerine konacak olan onun hüzünlü öpücüğünde anımsa
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.