Sen yoktun o zamanlar,
çocukluğumda en çok yağmuru severdim ben.
Ne zaman bi dert gelse bana,
yağmur yağar,
dinler, dokunur,
ve topraktan kalkan o kokuyu koklardım.
Ateşim sönerdi.
Sonra büyüdüm.
Gözlerini gördüm,
yandım,
yağmur yağdı,
ve ilk kez sönmedim.
Ben yağmurdan daha fazla bir seni sevebildim.
Hikmet Anıl Öztekin, Elif Gibi Sevmek kitabında birini ‘Bir’ olan için sevmenin hüzünlü huzurunu yazdı. Sevmek ki, Elif gibi dosdoğru sevmek, yüreği abdestli sevmek…
Bu kitap;
Tefekküre meyl ettiren her yolu,
bir Elif miktarı yüreğine yâr edinen,
dünyaya hâlâ daha alışamamış herkese…
“Sana küstüğümde sen yoktun daha, yokluğuna küsmüştüm sonra sen geldin.Kendime isteyemezdim seni öyle güzeldin.Şimdi varmışsın gibi küsüyorum yokluğuna(...)”
Sen yoktun, mutsuzdum, bütün dünya hüzünlü olmalıydı. Doğa olduğu gibi bu acıyı çekmeli, yas tutmalıydı. Bütün başkentlerde bayraklar yarıya indirilmeliydi.
Sayfa 56 - Yapı Kredi Yayınları - 11. baskıKitabı okudu
senin olmanı istedim yine bugün
anlatmaya ihtiyacım vardı biraz
sen olsan anlardın beni hemencecik
daha ben konuşmadan, anlatmadan
hissederdin üzüntülerimi, kederimi
yüzüme bakmadan, sözlerimi umursamadan
ellerimi tutardın yine
sarılırdın biraz bana, iyi edercesine
saçlarımı okşardın usulca
kafamın içinde ki sesleri bastırırcasına
ama yoktun sen, daha önce olduğu gibi
bende susturdum kendimi
usulca köşeme çekilip, yutkundum
boğazıma düğümlenen sensizliği ..