Şenay U.

Şenay U.
@senays_bookjourney
Dünya’nın sana ne kattığı önemli değil, senin dünyaya ne kattığın önemli
Dantes “kibirli değilim ama mutluyum ve mutluluk insanın gözünü kibirden daha çok körleştiriyor.”
Sayfa 32 - 1. CiltKitabı okuyor
Reklam
Zaten karakter, yaradılıştan daha kuvvetli olmasa yaradılışa galip gelebilir miydi?
Dünya medeniyetinin böyle bir takım köşeleri olsun da kimse bunları bilmesin? Hem de yüzlerce binlerce adam bu köşeleri mesken saydıkları halde yine medeniyet âleminin en meçhul köşeleri bunlar olsun! Ahmet Efendi bunları düşündükçe hayreti artıyor ve hayreti artttıkça düşünüyordu.

Reader Follow Recommendations

See All
“Köylere kitap götürmek çöle su götürmek gibidir. “
Akşam aklımda bu, sabah aklımda bu. Bir gün, ‘Eşekle götür ulan eşekle! dedim kendi kendime. ‘İli sandık yaptır üçer gözlü. Doldur kitapları sandıklara, sür eşeği köylere! Böyle böyle köylüleri okumaya alıştır. Önce kendin götür köylere kitapları, sonra eşeği bir hizmetliye ver, o götürüp dağıtsın. On beş gün sonra gidip dağıttığı kitapları geri alsın. Almaya giderken yenilerini götürsün; yani birlikte götürelim!’
Reklam
Kitap sevgisi de bütün öbür sevgiler gibi doğuştan vardır; ama uyuyordur. Onun, zamanı gelince uyandırılması gerekir.
Cahilliği yok edecek ilaç bilim değil mi? Evet, bilim. İşte o da kitapların içindedir. Cahilliği ancak okumakla yenebiliriz. Karanlığı okuyup öğrenmekle, kafayı ışıklandırmakla yenebiliriz.
Sayfa 40 - LiteratürKitabı okudu
Belki de bir şey üzerinde çok yoğunlaştık. Belki de bir şeyle çok fazla yıprandık. Belki çok sevildik, belki az sevildik, belki çok çalıştık, belki az çalıştık... Tüm bunların bedeli ağırdır.
Yazdıkları şeyler yetkin görülmese de , kadınlar bir şekilde hep ışıldadılar. Yaptıkları resimler kabul görmese de bir şekilde ruhu beslediler. Kadınların sanatları için ihtiyaç duydukları araç ve yerler için yalvarmaları gerekiyordu ve hiçbirini bulamadıklarında ise ağaçlarda, mağaralarda, ormanlarda ve dolaplarında kendi alanlarını yarattılar. Dans etmelerine neredeyse hiç katlanılması öyle ki, kimsenin onları göremeyeceği ormanda ya da gizli köşelerde veya çöpü boşaltmaya çıkarken dans ettiler. Süslenmelerine kuşkuyla bakıldı. Neşeli bedenleri ya da giyecekleri, incitilme ve cinsel saldırıya uğrama tehlikelerini artırdı.
Ben ki aşkı Ayasofya’nın ışığından, sağ elimde tutttuğum güneşin yakıcılığından, sol elimde tuttuğum ayın ise gizeminden aldım. Gönül bir aşka bağlandığında ne kadar çırpınırsa o denli batar. Sizin bana edeceğinizi düşündüğünüz eziyetin bin katını kalbim bana yapmaktadır.
Sayfa 72 - SinanKitabı okudu
Reklam
O gece ben gül şarkıları söylerken” Müjdeler olsun, müjdeler olsun! diye birbirini muştulayan canlı ve cansızlardan pek çok varlık tanıdım. Ben hepsine şahidim. Tıpkı gülün doğuşuna şahit olduğum gibi. O gece, ta kıyamete kadar gül şarkıları söylemeye duyurabildiğim herkese gülü anlatmaya and içtim. Yeter ki kulakları ve kalpleri mühürlü olmasın….
O minicik kanatların beni kurtarmayacağını sen de biliyorsun a kuş; neden böyle yapıyorsun? Çünkü sen hakkı savunuyorsun İbrahim, doğruluk üzerindesin. Teşekkür ederim ama bak, alevlere dokunmak üzereyiz, uzaklaş artık. Asla! Seni kurtarmadan olmaz! Boşa öleceksin... Hiç olur mu İbrahim, kimden yana olduğum bilinir.
Artık ne mutlu ne de mutsuzum. Her şey geçip gidiyor. Bu zamana kadar yaşadığım, soğuk bir cehennemi andıran sözde "insan" dünyasında tek gerçek şey bu. Her şey geçip gidiyor.
Sayfa 112Kitabı okudu
Bu tür azarlanmalar, karşılık vermek şöyle dursun, nesilden nesile ve sonsuz çağlar boyunca yankılanan derin bir “gerçeğin” beyanı gibiydi. Bu “gerçeği” ihtiva edecek gücüm olmadığı için o yaştayken bile insanlar arasında yaşayamayacağından şüphelenmeye başlamıştım. Ne başkalarıyla tartışabilir ne de kendimi savunabilirdim. Biri beni eleştirirse, ilk düşüncem karşımdakinin tamamen ve bütünüyle haklı olması gerektiğiydi, çok büyük bir hata yapmış olmalıydım,her şey bu kadar basitti işte…
28 Ekim akşamı Mustafa Kemal Paşa Çankaya’da yemekte arkadaşlarına o güne kadar gizli tuttuğu bir kararını açıkladı: Yarın Cumhuriyeti ilân edeceğiz. Ertesi akşam 101 pare top atılarak Cumhuriyet’in ilânı duyuruldu. Bu olay bütün yurtta Coşkun gösterilerle kutlandı.
Sayfa 280 - Remzi KitabeviKitabı okudu
81 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.