“…ancak bugüne dek kendimle hiç dost olmadım. Kendimi kalabalıktan kurtarmak ve bir bağışla onurlandırmak için ne gerekiyorsa yaptım, ancak sonunda kendimi silahların önüne atmaktan ve zarar versin diye kötü niyete sunmaktan başka hiçbir şey yapmamış oldum!”
zaten birçok şeyi hırsla arzulamış, mağrur bir şekilde küçük görmüş, sakınmadan ele geçirmiş, sinsice aldatmış, açgözlülükle gasbetmiş, hesapsızca harcamış olan birinin kendi geçmişinden korkması kaçınılmazdır.
"Hayatta da bir piyeste olduğu gibidir - ne kadar uzun sürdüğü değil, ne kadar iyi oynandığıdır önemli olan.
Onu hangi noktada sonlandırdığının ne önemi var? İstediğin zaman bitir; yeter ki iyi bir bitiş olsun bu."
İnsanın kendi gücünü değil, doğasının gücünü göz önünde tutarak bir işe girişmesi, yüce hedeflere ulaşmaya çalışması ve kendisine büyük bir cesaret bahşedilmiş kişiler tarafından bile başarılamayacak büyük işleri zihnen amaç edinmesi saygıdeğer bir davranıştır.