seviyorum seni,
denizi ilk defa uçakla geçer gibi.
İstanbul'da yumuşacık kararırken ortalık
içimde kımıldanan bir şeyler gibi,
seviyorum seni,
"Yaşıyoruz çok şükür!" der gibi.
Yemeğin soğudu, kıyafetlerin yıkanmıyor artık, hep ayrı oturulan o sofradan bir tabak kalktı. Gökyüzü anlamlı hâle geldi. Seyahate çıktın. Bir uçurtma görsem eğlendiğini düşünür gülümserim. Seni özledim bulutum.
Çok mu gördün kuluna bir nameyi nesretmeyi,
İsterdi kırık gönül bir fırçayla seni resmetmeyi,
Tek dileğimdir hayata veda ederken seni bir nebze görmeyi,
Nasip eder mi Tanrı bilinmez, aguşunda ölmeyi