“Şu anda, sana güzel bir söz söyleyebilmek için, on bin kitap okumuş olmayı isterdim” dedi: Gene de az gelişmiş bir cümle söylemeden içim rahat etmeyecek: “Seni tanıdığıma çok sevindim kendi çapımda..”
İnsan evlat acısını, yılan kuyruk acısını unutamaz dünyada!
Ve, bitti.
Birkaç gündür bu kitapla yaşıyordum.
Bu kitabı okuyor, bu kitaba dair yapılmış filmi izliyor, gece gözlerimi kapayınca bu kitabı düşünüyordum. Şimdi ayrılık vakti. Yaşam içinde bir yaşamın daha sonuna geldik.
Bir köy: Adının ne önemi var köyü.
Bir aile: Kim olduklarının ne önemi var ailesi.
Düşmanlar: Kim olduklarının ne fark edeceği
Nobel ödüllü Amerikalı Modernist yazar.
Kitaplarını yazarken kesinlikle müsvedde, taslak kullanmadığını düşündüğüm öylesine çalakalem yazdığına, ilk kitapta emin olduğum bir yazar. Bu zaman sorunsalı ancak bu şekilde çıkar ortaya. Ve bir hiçbir karakteri tanımadan kendimizi hemencecik bir olayın içinde buluyoruz. Ve hiç tanımadığımız
“Tesadüf seni önüme çıkarmasaydı,gene aynı şekilde,fakat her şeyden habersiz,yaşayıp gidecektim.
Sen bana dünyada başka türlü bir hayatın da mevcut olduğunu,benim bir de ruhum bulunduğunu öğrettin…”