Yukarıda güzel insanlarla karşılaşmış olmalısın, ama çekingenliğinden gidip onlarla selamlaşmamışsındır Bir gün seninle birlikte Line Renaud'yla bir lokantada karşılaştığımızı hatırlıyorum, daha yeni onun hakkında bir belgesel yapmıştın ve gayet iyi anlaşıyordun. Gidip ona merhaba dememene şaşırmıştım, rahatsız etmek istemediğini söylemişti bana. Peki ya Mozart'la, Ravel'le, Watteau'yla Monet'yle kar şırsan... Onları tebrik etmeye cesaret edemeyecek misin? Seni temin ederim sıkıcı biri değildin, sıkıcı biriyle kırk birlikte olabileceğimi düşünebiliyor musun?
Duygularınızın Yönetimini Üstlenin “Bana gerçekten korkunç bir şey yapmış olan birisini nasıl olur da aklımdan çıkarabilirim?” diye düşünebilirsiniz. Bir seminerde Eleanor Roosevelt’in sözünü duvarda asılı bir pankartta ilk gördüğüm günü hiç unutmayacağım. Deyişini biraz değiştirip şöyle demiştim: “Rızamız olmaksızın, hiç kimse öfke duygusuna
Reklam
Rahipler... Onları nasıl tanıdım? Sanırım dedemin evinden, o kaçamak bakışları, bozuk takma dişleri, ağır kokulu solukları, ensemi okşamaya çalışan terli elleri bulanık bir anı olarak hatırlıyorum. Ne iğrençti. Bu aylaklar, hırsızlar ve berduşlar gibi tehlikeli bir sınıfa aittirler. İnsan miskinlik etmek için papaz ya da rahip olur; miskinlik sayılarınca garantidir. Söz gelişi bin candan biri rahip olsa o kadar çok işleri olur ki, yan gelip yatmaya ve horoz tıkınmaya vakitleri kalmaz. Hükümet en yakışıksız rahipler içinden en sersemlerini seçer ve onları piskopos yapar. Doğar doğmaz seni vaftiz ettiklerinde onlarla karşılaşırsın, anne ve baban seni onlara emanet edecek kadar sofuysa okula gittiğinde gene burun buruna gelirsin; sonra ilk komünyon, din eğitimi, vaftizin pekiştirilmesine gelir sıra; düğün gecesi odada ne yapman gerektiğini söyleyen bir rahiptir; ertesi gün günah çıkarma penceresinin arkasından, keyiflenebilmek için kaç kez yaptığını soran gene o: Cinsellikten dehşet içinde söz ederler ama her gün bir başka zina ya.. tağindan çıktıklarını görürsün; ellerini bile yıkamadan rahlerinin etini yiyip kanını içmeye, daha sonra da bunu dışkılamaya ve işemeye giderler. Krallıklarının bu dünya olmadığını yineleyip dururlar, gene de elleri araklayabilecekleri her şeye uzanır. Son kilisenin son taşı son rahip üzerine yıkılana kadar, uygarlık yetkinliğe ulaşamayacaktır; yeryüzü ancak o zaman bu soydan kurtulacaktır.
516 öğeden 501 ile 510 arasındakiler gösteriliyor.