seni yazıyorum...
Ben aslında şiir yazmak değil, Seni yaşamak istiyordum Ama yoksun sen artık... Ne yapılır ki şimdi , seni yazıyorum... .
Ne zaman şiir yazmak istediysem Seni yazdım ,senden öteye gidemedim .
Reklam
Seni sevmek, seni düşünmek, sana mektup yazmak yaşa­mak için elzem. Ve ben seni tanımayan insanların nasıl bahtiyar olabildiklerine şaşarım.
Sayfa 473 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okuyor
360 syf.
5/10 puan verdi
·
3 günde okudu
"Güvenli kelimeniz terebentin. Bunu söylerseniz bu iş hemen biter. Tasmayı çıkarırsınız, uzaklaşırsınız ve bir daha geri dönmezsiniz." Bunun 'Grinin 50 Tonu'ndan ÖNCE yazıldığını belirtmek muhtemelen anlamsız ve bu nedenle insanların benzerlikler hakkında sızlanmayı bırakıp bir an düşünmeleri gerekir: Bu yazar sizin değerli 'Grinin 50 Tonu'nuzu çalmadı. Bunun yerine öncelikle başka bir şeye odaklanmak istiyorum: Neden herkes hayran kurgu yazarlarının yayınlanmasından sızlanıyor? Birisi sizi kitaplarını almaya mı zorluyor? Biri seni bunları okumaya mı zorluyor? Hayır. Ve hayır. Peki ne oldu? Bu yazarlar aynı zamanda hikayelerini yazmak için de çalıştılar, insanların çalışmalarını yayınlamasına karşı değilim. Görünüşe göre bunun için bir pazar var, yoksa yayınlanmazlardı. Hayran kurguları ve romanların tamamen farklı iki şey olduğunu iddia etmeyeceğim ama neden, ah neden, başkalarının okumak istediği bir şey için yazarı suçlayalım? Kusura bakmayın, kendimi tutamadım, sinirlerimi bozuyor. Kitaba gelecek olursak hikayeyi beğendim. Çok fazla düzenlenmediğini veya en azından bana öyle geldiğini biliyorum. Biraz Wattpad kitabı gibiydi ve çoğu olay ayrıntılı anlatılmayıp kısa bir cümleyle atlanmıştı. Abigail King adlı bir kızın bir Dom olan Nathaniel West'e itaat etmesini konu alan bir kitap. Abigail ile onun için uygun bir yardımcı olup olmadığını tartışmak üzere buluşmasıyla başlıyor. BDSM kısmı "standart"tı ve sert bir şey değildi ve muhtemelen erotik okuyucuların çoğunu korkutmayacak. Kesinlikle okuduğum en iyi kitaplardan biri değildi ama ilgimi çekti ve birkaç saat içinde okudum.
İtaatkar
İtaatkarTara Sue Me (Tara Thomas) (Cat Waters) · Pegasus Yayınları · 2016244 okunma
384 syf.
8/10 puan verdi
Şu an bu kitap yüzünden ağlamak istiyorum. Selamlar, sevgili okurlar; O kadar fena bir hâldeyim ki, ağlayamıyorum bile. Keşke ağlayabilecek kadar daha az üzülseydim ama bu kitap, bana sonlarında yaşattığı şokla bu dramı yaşattı. Kitabın konusunu zaten arka kapakta okuyup anlarsınız. Çocukluğundan beri hep karşılaştırılmış olan ve Nor’un aldığı
Mercan ve İnci Tacı
Mercan ve İnci TacıMara Rutherford · Martı Yayınları · 202345 okunma
" "Hikaye anlatacağına" dedi, bırak hikayelerin seni anlatsın. Onları kendi hayatına uygula. Her gün üzerine bir fakirlik elbisesi geçir ve içindeki dünyayı Hazreti İbrahim Aleyhisselam'ın bıçağıyla kes. Unutma, eğer bu dünyayı istersen sadece bu dünyaya alırsın, ama eğer Allah'ı istersen, hem dünyayı hem ahireti alırsın." Kısa bir duraklamadan sonra gülümseyerek baktı ama su götürmez bir ciddiyetle konuştu: " Bunu anlamak için" dedi, " sen de (Rabbini arayan her gerçek arayışcı gibi), hamile kalmak zorundasın, işte bu kadar!"
Reklam
20 Nisan 2024
İki küfürün arasına sıkıştı benliğim.Hep değer verdiklerim gitti ve şimdi burdayım.Sayfalar yazıyorum,çürütüyorum ama burdayım.Hep burdaydım ama görmediler.Onlar görmeyince ben gittim.Kırıldığımı ağladığımı görmediler,ben yine gittim.Gidersem kendime değer vermiş olurum sandım.Gittiğim yolda yürümeye çalışır şekilde topallarken boğazımdan kan geldi.Yere yığıldım.Doktorun söylediklerini dinlerken sadece annemi izledim.Yüzünü,benim için üzülmesini izledim.Belki bencilce gelecek ama annemin benim için üzülmesi bana iyi geldi.Hala adıma üzülen birileri varmış hissini sevdim.Kalp kırarken düşünmedikleri hayatımı sonlandırırsam belki mutlu olabilirim şimdi.Onlar da mutlu olurlar ve ben onları mutlu etmeyi hala her şeyden çok istiyorum.Hayatımdan birer birer çıktılar ama belki ben hayattan çıkarsam onların da üzerinden bir yük kalkabilir.O yükü üzerlerinden kaldırmak isteyecek kadar seviyorum onları.Kendime üç gün tanıdım.20 Nisan 2024.Bu tarihe kadar seni bu dünyadaki her şeyden çok seviyorum.Umarım bu tarihten sonra da buraya yazmak için çok geç olur ve seni dünyadaki her şeyden çok sevmem için bir dünyam olmaz.Yukarıdan izlerim seni belki,belki orası daha huzurludur.Sen benim yokluğumu aramazsın biliyorum ama olur da ararsan belki yukarıdan izlerken hafif bir tebessüm oluşur yüzümde.Seni, kendime tanıdığım üç günlük ömrüm kadar çok seviyorum.(sen hiç inanmasan da.)
Artık koşmaya mecalin kalmamış gibi... Sanki içinde o kadar çok şey eksilmiş ki... Koşup sarılamıyorsun kimseye. İçinde yaşadığın şeyler yormuş seni... Dile getiremediklerinin altında usul usul ezilmiş için... Sanki düşmek ilk defa bu kadar çok canını yakıyor ve birini, canını,kaybetmekten ilk defa bu kadar korkuyorsun, kıymetini anlıyorsun. Yüreğin titriyor, gözlerin doluyor ama yine onun için ayakta kalmak zorundasın kendini unutuyor gibisin usulca. Cıvıltın,neşen yok mesela artık,kelimeler kifayetsiz. Artık yazmak bile mümkün değil. Zaman ve yaşananlar seni sen kılıyor.
yazmak lüzum ettiğinde ya da ihtiyaç hâsıl olduğunda ruhta önce "yalnızlığı” davet edersin. ama yalnızlık yalnız gelmez o hüzünle yoldaştır. mecbursun ikisini de buyur etmeye. sarar seni ikisi de sabret, kabul et... biraz sonra sana cümleler bırakacaklar işleri bittiğinde sessizce ayrılacaklar. "Biz gidiyoruz" demeden ve sen arkalarından el etmeden. her şey, herkes oldun yazarken kendini bile affederken... bitkin... bitkin kalkacaksın oturduğun yerden.
176 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
. Kitap, hikayelerin, şiirlerin olduğu, hayatın içinden bir hayal gücünün eseri. Hikayeler hayatın içinde nefes alan, almayan varlıkların öyküleri.. Öykülerin bazıları, kimi zaman bir üçüncü sayfa haberi şeklinde yazgıları anlatırken, bazen de ön yargılarından oluşan bir dostun, bir çocukluğun durumu hakkında bilgiler veriyor. Şiirlerse hayatın
Şehbal
ŞehbalSelda Çokbilen · Edisyon Kitap · 20221 okunma
Reklam
Bayrağıma sema dünden alışık, Yiğidim, altın çağ yazmak için gel, Köhne çağa mezar kazmak için gel! ... Kosova'da şehit Murat Sultan ol, İstanbul'da Ulubatlı Hasan ol, Plevne'de Şanlı Gazi Osman ol,
Bu ömür içinde sevgili iki meşgalem var, seni düşünmek, yazı yazmak.
Sayfa 144 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okuyor
Nerdesin? Meğer ne doldurulmaz bir derinlikmiş yokluğun. Kaderde bu sensizlik de varmış. Her insanın yüzünde sana benzeyen bir şey aramak da varmış. Sesini duymak varmış şarkılarda, bütün kitaplarda seni okumak varmış. Meğer ne dayanılmaz bir şeymiş yokluğun. Kağıtlara seni yazmak varmış, renk renk düşünmek varmış seni, çiçek çiçek koklamak varmış. Artık hiç yazmasan da olur hiç gelmesen de... Meğer ne türlü bir ölümmüş yokluğun.
SÜT Senelerden beri yapmadığım şeyi yaptım: Süt içtim. Dükkânın içinde su buharı, süt kokusu, insanı ağlatıp uyutacak, kırk sene evvelki bir beşik hatırasına kadar sürüklüyordu... Evet, senelerden beri ne erken uyanmış, ne de süt içmiştim. İşe sütle başlıyorduk. Ne haristi parmaklarımız anamızın göğsünde. O ne dişsiz bir canavar ağzı idi
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.