720 syf.
·
Puan vermedi
Uzun bir aranın ve uzun uzun sayfaların ardından yeni bir kitap yorumuyla giriş yapıldı. Öncellikle o nalet olası son beni çok dağıttı. Belli kısımlarda biraz durağan giderken biter mi bitmez mi diye düşünürken de bitti. Joey sen muhteşem bir abisin o güzel kalbinin yanı sıra senin kardeşlerine olan sevgin, desteğin, gücün, iletişim dilin ve daha birçok güzel özelliklerinle beni kendine hayran bıraktın be çocuk. Seri de en merakla beklediğim hikayelerden biri kesinlikle sensin. Bir diğeri ise kesinlikle serseri Gibsie offfff yan karakter sevdalısı olduğumu burda da gösterdim. Gibsie’nin serseri kuduruk halleri, Claire olan ilgisi onunla birlikte çevresindeki herkese tatlı dille sataşmaları, Johnny’e olan bağlılığı, dostluğu aşık ettin çocuk daha ne diyelim. Shannon ve Johnny ikisi de minnoş birer bebek.. yaşadıkları zorluklar, hedefleri, umutları, inançları, ah Shannon o nalet evden kurtulduğun anları da okumak istiyorum. Johnny’nin babasıyla hastanedeki konuşması da çok güzeldi ah benim ebeveynden yana şanslı çocuğum ah ah Shannon da öyle olabilseydi keşke. ikisini de gerçekten sevdim hikayelerinin devamını merak ediyorum ancak yazarın biraz uzattığını da söylemeden geçemeyeceğim. Fazla gün aşırı ilerleniyor olması beni okurken yordu. Bakalım diğer kitap nasıl olacak öyle ya da böyle okumaya devam seriyi.
On Üç’ü Bağlamak
On Üç’ü BağlamakChloe Walsh · Martı Yayınları · 2024429 okunma
"Eğer yaratıcı varsa, neden iyi kullarına bu kadar acı veriyor?" "Çünkü hanımım, senin gerçekten iyi bir kul olduğunu ancak böyle anlayabilir. Herkes kolaylıkta onun varlığına inanabilir. Önemli olan, zorlukta bile ona olan inancın... Hak, test etmeden kulunu cennete geçirmez." "Cennet mi?" diye mırıldandı Kardelen. "Benim halkım da cennete inanıyor. Oraya öldükten sonra gideceğiz, değil mi?" Çocuk kafasını iki yana salladı. "Hayır," dedi kaygılı bir sesle. "Hepimiz gitmeyeceğiz. Günahkâr kullar cehennemde yanıp, kötülüklerini ödemeden cennete gelemeyecek. Allah'a inanmayanlar ise hep cehennemde olacaklar."
Sayfa 334Kitabı okudu
Reklam
Senin gibi doğan var mı gönlüme
'Bir de benim gözümden bir bak kendine ❤' youtu.be/M3yv6eRU8KI?si=...
Yeni Zelanda'da faaliyet gösteren ilk misyonerlerden biri, Maori savaşçılarından birinin bir düşman şefinin muhafaza edilmiş kafasıyla şu şekilde alay ettiğini işitmişti: Kaçıp kurtulmak istemiştin, değil mi? Gel gör ki benim savaş topuzum seni ansızın yakaladı; işte bir güzel pişirildikten sonra ağzıma uygun bir yemek oldun. Peki ya, senin baban nerede? O da yemek olarak pişirildi. Ya kardeşin nerede? Mideye indirildi. Ya karın? Şuracıkta bana layık bir eş olarak oturuyor bak. Çocuklarınız nerede? İşte oradalar bak, sırtlarında yükler, kölelerim olarak yiyecek taşıyorlar. Maorilerin savaş geleneğinde düşmanın başının kesilmesi, mağlup edilen bir savaşçının aşağılanmasının sonunu değil, başlangıcını işaret ediyordu.
Son Mektup
Ey yar, bu mektubu aldığın demde Kara topraklara verdim kendimi... Herşey bana engel oldu alemde, Bir çoşkun nehirdim, yıktım bendimi. Benim gönlüm doğusundan deliydi; Başka dünyaların saşkın seliydi... Bunun böyle olacağı belliydi... Her şey biter sel yerine döndü mü... Dünya durmaz, bahar olur, kış olur, Belki senin gözün yaş olur, Ben garibim, benim gönlüm hoş olur, Sevdiklerim ayda yılda andı mı... Yıldız olur sana ışık tutarım, Bülbül olur pencerende öterim. Yer altında belki rahat yatarım Yer üstünde çektiklerim dindi mi... Şimdi yaşamayı tatlı bulursun, Koşarsın, gülersin, tez yorulursun, Bir gün olur yine bana gelirsin Deli gönlün yaşamağa kandı mı...
Sayfa 57 - YKYKitabı okudu
“Hava kapalı ama güneş, o bulutların arkasında. Her gün doğuyor ve doğmakmaktan hiç vazgeçmiyor. Bulutların önüne geçmesi, havanın yağmurlu olması, bir fırtınayı getirmesi bir şeyi değiştirmiyor. O güneş her gün orada ve olmaya da devam edecek. Bazen böyle olmaz mı zaten? Şimdi bize olduğu gibi. Sen her şeyin bittiğini düşünüyorsun ama yarın o güneş tekrar doğacak, Ahu. Hep orada zaten. Bugün de orada. Sen şu an göremiyorsun belki ama orada. Her şey bitti dediğin anda gerçekleşmez mi zaten dönüm noktaları? Senin de benim de dönüm noktam burasıdır belki. Bu, bizi sonsuz bir karanlığa hapsetme ki. Duralım bakalım, bir yarın olsun. Fırtınalar diner, bulutlar dağılır, gökyüzü görünür ve güneş bize de gülümser elbet. Her şey bitti demek için çok erken değil mi?”
Sayfa 268 - Dokuz Yayınları
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.