Şüphemizi ve tereddütümüzü ancak zekamıza mahsus bir hak addedelim ve irademize çelme takmasına izin vermeyelim. Tembelliğin mazereti halinde bir şüphe ve imansızlık en kötü şeydir. Dünyanın azgın faaliyetinde ve gaye ne olursa olsun bu ezeli ve ebedi oluş içinde hepimiz dinamik rollerimizi yapmaya mecburuz.
"Halkımız gelişme gösterdi."
"Çürüme ve yozlaşma beni daha çok çekiyor."
"Peki ya sanat?"
"Sanat bir illettir."
"Aşk?"
"Bir yanılsama."
"Din?"
"İnancın yerine geçen moda akımı."
"Sen bir septiksin."*
"Asla! Septisizm inancın başlangıcıdır."
"Nesin peki?"
"Tanımlamak sınırlamaktır."
"Bana bir ipucu ver."
"İp dediğin kopar; labirentte kayboluverirsin."
*Septik=kuşkucu
"Benim babam gibi bütün kilise rahipleri cemaati İblis' ten korumuşlar. İblis' in inancı yıkmayı hedefleyen düşman olduğunu öğretmişler; İblis her kılığa girebilir ama kılıkların hiçbiri de septisizm ve şüphe pelerininden daha tehlikeli ve daha sinsi olamaz.
Peki bizleri kim koruyacak, kutsal septikler mi? Bilgelik aşkımıza ve köleliğe duyduğumuz nefrete yönelebilecek tehditleri bize kim gösterecek? Bu görev bana mı düşüyor? Biz septiklerin de düşmanları, en olmayacak yerlere inanç tohumları eken ve kuşkulanmamızı engelleyen iblisleri var. Bu yüzden Tanrıları öldürüyoruz ama onların yerine başkalarını koyuyoruz, öğretmenleri, sanatçıları, güzel kadınları."
Montaigne Septisizmde, kuşkuyu en sonunda yapay ve
gereksiz hale getirecek özgürleştirici bir güç buldu.
Kuşku, onun gözünde, nihai hiçbir hakikate
bağlanmamaktan, kesin hiçbir doğrunun olduğuna
inanmamaktan ama doğruyu her şeye rağmen aramaya
çalışmaktan başka bir şey değildi; Montaigne insanın
ihtiyaç duyduğu ruh dinginliğine ancak böyle bir tutumla
varılabileceğini düşündü. Söz konusu ruh dinginliğini
bozabilecek olan yegâne şey, gündelik deneyimlerin
ötesine geçerek şeylerin asli doğalarına nüfuz etme
çabası içine girmekti. Şeylerin gerçek doğasıyla ilgili
nihai hakikatlere erişme çabasının ve değişmez birtakım
mutlak hakikatlerin var olduğuna inanma tutumunun
sonucu ise ona göre fanatizm ve dogmatizm olmak
durumundaydı.
Çürüme ve yozlaşma beni daha çok çekiyor.
Peki ya sanat?
Sanat bir illettir.
Aşk?
Bir yanılsama.
Din?
İnancın yerine geçen moda akımı.
Sen bir septiksin
Asla! Septisizm inancın başlangıcıdır.
Nesin peki?
Tanımlamak sınırlamaktır.
Sayfa 224 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Benim babam gibi bütün kilise rahipleri cemaati İblis'ten korumuşlar. İblis'in inancı yıkmayı hedefleyen düşman olduğunu öğretmişler; İblis her kılığa girebilir ama kılıkların hiçbiri de septisizm ve şüphe pelerininden daha tehlikeli ve daha sinsi olamaz.