Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gülseren

280 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
Oscar Wilde’in yayımlanmış tek romanıdır ve yazıldığı dönemde ahlaksızlığı yücelttiği düşüncesi ile çok tepki almıştır. Dorian Gray varlıklı, oldukça yakışıklı ve etkileyici bir gençtir. En büyük hayranlarından biri ressam Basil Hallward’dır. Basil Dorian’ın portresini çizer. Bu portre Basil’in en güzel eseridir. Dorian, Basil’in evinde zevk ve güzelliğe düşkün olan Lord Henry ile tanışır. Henry’in konuşmalarından çok etkilenir. Bundan sonra Henry Dorian’ın tüm yaşamını etkileyecektir. Basil’in çizdiği portre gibi… Portredeki yüzün hep güzel ve genç kalacağını kendisinin ise yaşlanıp çirkinleşeceğini fark eden Dorian, tam tersinin olması ve portrenin yaşlanıp kendisinin genç kalması için ruhunu bile satabileceğini söyler. Dileği gerçekleşir. İşlediği her günahta, yaptığı her ahlaksızlıkta portredeki yüz değişir. Dorian’ın yüzü değişmez güzel ve gençtir ama işlediği günahların izlerini portresinde görür. Lord Henry’in de etkisi ile gittikçe daha çok günah işler. Portreyi gördükçe ruh hali daha da kötüleşir. Zevk ve güzelliği her şeyin üstünde tutan Dorian’ın dönüştüğü kişiyi, ödediği bedeli okuyoruz. Beğendiğim kitaplar arasında yerini aldı.
Dorian Gray'in Portresi
Dorian Gray'in PortresiOscar Wilde · Can Yayınları · 201873,6bin okunma
Reklam
128 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Kitap Ekmel ve Derya adlarında bir erkek ve bir kadının günlüklerinden oluşmaktadır. Kitaptaki sol sayfalar erkeğin sağ sayfalar kadının günlüğüdür. Ekmel bey, aile içi çatışmalar içinde büyümüş ve mutluluğu yaptığı evlilik ile de yakalayamamış bir avukattır. Evini satılık olarak ilana verir ancak amacı evini satmak değil konuşacak, dertleşecek birini bulmaktır. Derya, annesini kaybetmiştir ve babası ile arasındaki bağ zayıftır ancak abisine çok bağlıdır. Öyle ki abisi ve abisinin eski sevgilisi Suzan’ın ilişkisinin 3. kişisi olmuştur. Abisini paylaşamayıp kıskansa da bu ilişkiye takılıp kalmıştır. Ekmel Bey’in ilanı için görüşmeye gider ve kendisini Suzan olarak tanıtır. Ekmel Bey ve Derya konuşurlar, dertleşirler. Derya Suzan’ın hikayesini kendi hikayesiymiş gibi anlatır. Kitap bir aşkı anlatırken, karakterlerin aile içindeki ilişki ve sorunlarına da yer veriyor. Ya da belki de tersini söylemeliydim. Karakterlerin iç dünyalarını, aile içi ilişkileri ve sorunlarını anlatırken, bir aşk hikayesine de yer veriyor. İki farklı kişinin günlüğüne yer verilmesi başta ilgimi çekse de kitaba başlayınca kafa karışıklığı yaşadım ve pek keyif aldığımı söyleyemeyeceğim. Karakterler de çok depresifti bazen sıkıldım. Bana hitap eden bir kitap olmadı açıkçası..
Suzan Defter
Suzan DefterAyfer Tunç · Can Yayınları · 202213,1bin okunma
520 syf.
·
Puan vermedi
·
13 günde okudu
Benim için okuması başlarda kolay olmadı odaklanma problemi yaşadım. Yarım bırakıp sonra devam etmeyi düşündüm ama bırakmakta istemiyordum. İyi ki de okumuşum. Kitabın konusuna gelecek olursak; Martin Eden’in sıfırdan başlayıp herkese ve her şeye rağmen hedefine ulaşma yolculuğu… Peki hedefine ulaşmak onu mutlu edecek midir? Martin Eden, toplumdaki zengin sosyeteler gibi kültür ve bilgi bakımından gelişmek, ünlü bir yazar olarak sevgilisi Ruth’un gözünde saygın bir konuma gelmek isteyen ancak maddi sıkıntılar ve açlık içinde yaşayan eğitimsiz bir denizcidir. Sevgilisi Ruth ise belli kalıplar içinde büyümüştür ve onun için başarı, eğitim görüp bir iş sahibi olmaktır. Martin amaçlarına ulaşabilmek için gece gündüz kitap okur, çok az uyur ve çok çalışır. Ünlü bir yazar olabilmek için hikayeler yazar ancak gönderdiği tüm hikayeler dergiler tarafından reddedilir. Bilgi edindikçe aslında bilgi ve kültür bakımından gelişmiş olduğunu düşündüğü bu insanları gözünde büyüttüğünü ve eğitimlerine rağmen cahil olduklarını düşünür. Başarıya ulaştığında ise insanların gerçek yüzünü acı bir şekilde öğrenecektir. Martin’in hedefine ulaşmak için gösterdiği çaba, kendine olan güveni ve pes etmemesi ile birlikte içinde bulunduğu toplumun davranışlarını da okuyoruz. Toplumdaki sınıf farklılığı, insanlardaki ikiyüzlülük, popüler olan şeylere olan ilgi net bir şekilde işlenmiş. Kendi yaşadığımız toplumdan da izler bulacağımıza eminim..
Martin Eden
Martin EdenJack London · İndigo Kitap · 201891,9bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
228 syf.
·
Puan vermedi
·
26 saatte okudu
Yalnızca tek bir adama görünen bir kadın… Film tadında bir aşk hikayesi… Stajyer doktor Lauren bir kaza sonucu derin komaya girer. Ruhu bedeninden bağımsız olarak aylarca dolaşır. Kazadan önce yaşadığı eve gider ve evin yeni kiracısı Arthur’u görür. Lauren’i sadece Arthur görür, duyar, hisseder. Ansızın evinde yabancı bir kadınla karşılaşan Arthur başta kendisine yakın arkadaşı tarafından bir şaka yapıldığını düşünür. Fakat zamanla birbirlerine aşık olurlar. Kitap Lauren’in ruhu ve Arthur arasındaki aşkı, Arthur’un Lauren’i kurtarma çabasını konu alıyor. Sade bir dil ile yazılmış, akıcı, kısa sürede bitirilebilecek bir kitap. ‘Cennet Gibi’ adlı filmi de var. Kitap ve film arasında farklar ve filmi daha güzel bence. Romantik-komedi sevenlere tavsiye ederim.
Keşke Gerçek Olsa
Keşke Gerçek OlsaMarc Levy · Artemis Yayınları · 2024944 okunma
224 syf.
·
Puan vermedi
·
30 saatte okudu
Ailesi maddi sıkıntılar içinde olan evin küçük kızı Agnes, mürebbiye olarak çalışmaya karar veriyor. Ancak çalıştığı evlerde öğrencilerin yaptığı yaramazlıklar, derslere olan ilgisizlikleri, saygısızlıkları, kibirli davranışları gibi durumların yanı sıra ailelerin çocukları sürekli şımartması, Agnes’ın işine sürekli müdahale edip çocuklarda düzelme olmadığında tüm suçu Agnes’a yüklemeleri gibi durumlar ile karşılaşıyor. Anne Bronte tarafından yazılan kitap yazarın kendi hayatından da izler taşımaktadır. O dönemde mürebbiyelerin karşılaştığı zorluklar bu kitapta ele alınmıştır. Daha önce Bronte kardeşlerden Uğultulu Tepeler, Jane Eyre ve Wildfell Hall’un Kiracısı kitaplarını okumuştum. Bu kitaplarla kıyaslayacak olursam Agnes Grey baya altta kaldı benim için… Jane Eyre ile benzerlikleri bulunsa da merak uyandırma ve etkileyicilik bakımından zayıf kaldığını düşünüyorum.
Agnes Grey
Agnes GreyAnne Brontë · Can Yayınları · 2024660 okunma
Reklam
672 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
Ejderhalar, savaşlar, mücadeleler, aşklar… Katipler, şifacılar, biniciler gibi bölüklerden oluşan savaş akademisinin biniciler bölüğünde geçiyor olaylar.. Peki biniciler bölüğünde süreç nasıl işliyor? Bu bölükte öğrenci olabilmek için bile tehlikeli bir köprüden geçiliyor. Düşen ölür… Çeşitli eğitim ve imtihanlardan geçiyorlar.. Amaçları ejderha binicisi olabilmek. Ejderhaların sayısı öğrencilerden az ve her bir ejderha güçlü bulduğu tek bir öğrenciyi seçip bağ kuruyor. Ayrıca bu akademiden çıkmanın yolu ya mezun olmak ya da ölmek.. Ana karakterimiz Violet.. Katipler bölüğüne girmeye hazırlanırken general olan annesinin emri ile biniciler bölüğüne giriyor. Kimse hayatta kalabileceğine inanmıyor çünkü ufak ve narin biri.. Ayrıca çeşitli sebeplerden Violet’i öldürmek isteyen çok öğrenci var. Violet hayatta kalabilmek için hem güçlenmek hem de zekasını kullanmak zorunda.. Hem akademideki mücadeleler, hem dışarıdaki savaşlar hem de yaşanan aşklar derken heyecan ve merak içinde okudum kitabı… Benim için farklı ve keyifli bir kitap oldu. Kitabın sonunda ‘Böyle bitemeez’ dedim ki zaten bitmemiş seriymiş. Sonraki kitabı da merakla bekliyorum. Fantastik kitap sevenler okusun bence, benim gibi başta kafasında soru işareti olan, acaba beğenir miyim diye düşünen varsa da okusun bence.
Dördüncü Kanat
Dördüncü KanatRebecca Yarros · Olimpos Yayınları · 20232,367 okunma
456 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
Benim gibi kitap kaç sayfaydı diye merak edip kitabın son cümlesine gözünüz kaymasın spoiler yersiniz. Karakterlerimiz Selim, Kenan ve Nihat adlarındaki birbirinden farklı karakterdeki üç yakın arkadaş… Kitap Selim’in ağzından yazılmış. Kenan’ın ölümsüz olmak istemesi ve fotoğraf çekme tutkusunun olması ile başlıyor her şey… Ölümsüzlük derken bedensel anlamda bir ölümsüzlükten bahsetmiyoruz. Öldükten sonra da isminin anılmasını istiyor Kenan. Nihat’ın Beyoğlu cinayetleri ile ilgili bir fotoğraf sergisi fikri ile de bu ölümsüzlüğü yakalayacağını düşünüyor. Fakat Kenan fotoğraf çekmek ile yetinmeyip cinayetleri çözmeye çalışınca Selim ve Nihat ona destek oluyor ve hepsinin hayatı değişiyor. Aslında kitabın sonunda ters köşe yapıyor yazar. Fakat ben kitabın son cümlesini okuduğum için ona göre tahminlerde bulunmuştum. Kitabı okurken Beyoğlu sokaklarında geziyormuş gibi hissedebilirsiniz. Çünkü sokaklar detaylı bir şekilde anlatılmış ve arada tarihi ile ilgili bilgiler verilmiş. Genel olarak kitabı beğendim fakat beklentim daha yüksekti açıkçası…
Beyoğlu Rapsodisi
Beyoğlu RapsodisiAhmet Ümit · Yapı Kredi Yayınları · 201927,3bin okunma
325 syf.
·
Puan vermedi
·
36 saatte okudu
Algernon adlı bir fare üzerinde zeka seviyesini artırmak için yapılan deneyde süreç olumlu ilerleyince bu deneyi insan üzerinde de yapmak isterler. Ana karakterimiz Charlie bunun için uygundur. Zeka geriliği vardır ve en büyük isteği akıllı olmak ve insanlar tarafından sevilmektir. Kitap Charlie’nin ameliyat öncesi ve sonrasında yazdığı ilerleme raporlarından oluşuyor. Ameliyat sonrasında hem çok hızlı öğrenmeye hem de geçmişini hatırlamaya başlıyor Charlie…İnsanların alay etmeleri, yediği dayaklar, sevilmemesi, hor görülmesi, annesi tarafından reddedilmesi… Zeka seviyesi artınca bütün bunların son bulacağını herkesin onu seveceğini, arkadaşları olacağını sanıyor fakat zekası normalin çok üstüne çıktığı için çevresi tarafından kıskanılıyor ve yine dışlanıyor. Derken Algernon’da hızlı bir gerileme gözleniyor. Peki süreç Charlie için nasıl ilerleyecek? Duygusal olarak çok etkileyici…Zaman zaman öfkeleneceğiniz, üzüleceğiniz belki de ağlayacağınız bir kitap…Ben çok beğendim.
Algernon'a Çiçekler
Algernon'a ÇiçeklerDaniel Keyes · Koridor Yayıncılık · 201515,2bin okunma
1552 syf.
·
Puan vermedi
·
14 günde okudu
Biraz Monte Cristo Kontu öveceğim çünkü o bunu hakediyor. İftira, yalan, haksızlık, hırs, intikam, aşk, cinayet, merhamet ne ararsanız var kitapta… 1552 sayfalık kitapta sıkıldığım tek sayfa yok. Kurgusu ve anlatımı çok iyi bence özellikle kitabın bazı bölümlerinde elimden bırakamadım. Her sayfasını merakla okudum. Filmi de varmış en yakın zamanda izleyeceğim. Bu uzun 2 ciltlik kitabı birkaç cümle ile anlatmak pek mümkün olmasa da spoiler vermemek için kısaca bahsetmek istiyorum. Edmond Dantes adlı başarılı bir denizcinin, çalıştığı geminin kaptanı olacağı ve sevdiği kız ile evleneceği sırada kendisini kıskananlar tarafından iftiraya uğraması ve tutuklanması ile başlıyor kitabımız. Sonrası zindanda geçen 14 yıl… Bu 14 yıl içerisinde aslında hayatını tamamen değiştirecek olan bilge bir adam ile tanışıyor Edmond. Kitabın devamı hapishaneden kaçışı ve intikam alışını konu alıyor. Ama o nasıl intikam almak öyle… Her şey en ince ayrıntısına kadar düşünülmüş. Ben çok beğendim kitabı bence kesinlikle okuyun.
Monte Cristo Kontu (2 Cilt Takım)
Monte Cristo Kontu (2 Cilt Takım)Alexandre Dumas · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202026bin okunma
155 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
İnsanın anlam arayışı, nazi toplama kamplarında tutuklu olarak yaşamış bir psikiyatr olan Viktor E. Frankl tarafından yazılmıştır. Kitabın bir kısmında toplama kamplarında yaşadıkları ve oradaki insanların psikolojileri ile ilgili gözlemlerine yer vermiştir. Geri kalan kısımlarında da öncüsü olduğu logoterapiyi anlatmaktadır. İnsanın anlam arayışının hayatın temel motivasyonu olduğunu savunmaktadır. Bir amacının ya da beklentinin olması insanı hayata bağlar. Savunduklarını yaşadığı deneyim ve gözlemleriyle desteklemiştir yazar bu kitapta.. İlk bölüm yani yazarın deneyimlerini anlattığı bölüm daha akıcı ilerlerken, diğer bölümde daha çok terimlere yer verilmiş bu da terimleri bilmeyenler için biraz zorlayıcı olabiliyor. İnsanın kendi hayatının anlamını düşündürten bir kitap.
İnsanın Anlam Arayışı
İnsanın Anlam ArayışıViktor E. Frankl · Okuyan Us Yayın · 202335,7bin okunma
Reklam
1025 syf.
·
Puan vermedi
·
23 günde okudu
Baba Fyodor Pavloviç Karamazov ve oğulları Dmitri,Ivan ve Aleksey’in hikayesi… Fyodor Pavloviç; zevkine düşkün, asalak, çocuklarını küçük yaşta başkasına veren ilgisiz bir babadır. Gruşenka adında bir kadına aşık olur. Oğlu Dmitri de bu kadına aşıktır. Dmitri; babası gibi eğlenceye düşkündür. Babası ile arasında miras konusunda anlaşmazlık vardır. Gruşenka’ya aşık ancak Katerina ile nişanlıdır. Ivan; tanrıtanımazdır. Ailesine çok bağlı değildir, babasını sevmez. Abisinin nişanlısı Katerina’ya aşıktır. Aleksey; ana karakter ve en küçük kardeş. Tanrıya ve dine bağlıdır. Herkes tarafından sevilir. Karamazov Kardeşler, Fyodor Pavloviç’in öldürülmesi ile bir cinayeti anlatırken aynı zamanda karakterlerin iç dünyalarındaki çatışmaları, dine bakış açıları, aile bağları gibi konuları da barındırıyor. Kitabın ilk yarısında daha çok karakterleri tanıyoruz. Devamında cinayet gerçekleşiyor ve kitap daha merak uyandırıcı bir hal alıyor bence… Özellikle sonlara doğru mahkeme bölümünde kitabı elimden bırakamadım. Zaman zaman akıcılığını kaybettiğini düşünsem de kitabı beğendim. Ama 1025 sayfa boyunca okuduğum karakterlerin sonlarını daha net bilmek isterdim.
Karamazov Kardeşler
Karamazov KardeşlerFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202334,9bin okunma
544 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
Yıllar önce okumuştum Çalıkuşu'nu ortaokul zamanlarında sanırım. Hiç aklımda kalmamış nasıl kalmamış şaşırıyorum şuan... Tekrar okudum iyi ki de okumuşum. Özellikle küçük yaşta okuduğumuz bazı kitapları tekrar okumak gerekiyormuş. Feride, sanırım okuduğum en naif karakterlerden biri... Feride'nin aşkını, mücadelesini, merhametini, acılarını okudukça onunla birlikte üzüldüm, sevindim, ağladım, güldüm. Anadolu'nun çeşitli köylerinde öğretmenlik yapmış bazen güzelliğinden bazen saflığından oradan oraya sürüklenmiş ama mücadele etmekten vazgeçmemiş aşık ve gururlu bir kızın hikayesi Çalıkuşu... Okuyunca sizin de seveceğinizi düşünüyorum Keyifli okumalar "İnsan, birini sevmek felaketine uğradı mı, esir gibi bir şey oluyor."(s.62) "İnsan, yaşadığı yerlerde beraber bulunduğu insanlara görünmez ince tellerle bağlanırmış; ayrılık vaktinde bu bağlar gerilmeye, kopan keman telleri gibi acı sesler çıkarmaya başlar, her birinin gönlümüzden kopup ayrılması, bir ayrı sızı uyandırırmış."(s.166) "Söyle bana Feride, bu kadar derin bir vefayı, bu kadar ince bir ruhu, bu küçük Çalıkuşu göğsünün neresine saklamıştın?" (s.431)
Çalıkuşu
ÇalıkuşuReşat Nuri Güntekin · İnkılâp Kitabevi · 2019102,4bin okunma
311 syf.
·
Puan vermedi
·
13 günde okudu
Sevilen, çocukları ile birlikte kölelikten kaçan siyahi bir kadının hikayesi... Toni Morrison, gerçek yaşanmış bir olayı sıradışı olaylar da ekleyerek anlatmıştır bu kitapta. Margaret Garner isimli siyahi bir kadının çocukları ile birlikte kölelikten kaçmak isterken yakalanması, çocuklarını ve kendini öldürmeye çalışması üzerine çocuklarının
Sevilen
SevilenToni Morrison · Sel Yayınevi · 20231,455 okunma
464 syf.
·
Puan vermedi
·
11 günde okudu
Öncelikle bu kitabı zorlanmadan okuyanları tebrik ederek başlamak istiyorum zira benim için okuması zor bir kitaptı. Kitabın başında verilen soyağacına kaç kere dönüp baktım bilmiyorum. Bazen kitabı bitirebileceğime olan inancımı kaybedecek gibi olsam da bitirdim ve beğendim. Çünkü karmaşık da gelse merak uyandıran bir kitap bence... Kitabın konusundan kısaca bahsetmek istiyorum. Jose Arcadio Buendia ve eşi Ursula İguaran'ın küçük bir köy olan Maconda'ya yerleşmesi ile başlıyor kitabımız. Maconda, dış dünyadan bağımsız ve yasaların olmadığı küçük bir yerleşim yeri... Kitabın devamında Buendia ailesinin sonraki 6 kuşağının karakterlerini, yaşantılarını, ilişkilerini okuyoruz. Tabi bununla birlikte Maconda'ya dışarıdan gelenlerin etkisi ve hükümetin yeni kurallar getirmesi ile oluşan değişimleri, savaşları da anlatıyor bir taraftan. Yazar, kitabın arka kapağında çocukluğunda kendisini etkileyen olayları edebiyat aracılığıyla aktardığını vurgulamıştır. Kitabı fantastik bir dil kullanarak büyülü gerçeklik türünde yazmıştır.
Yüzyıllık Yalnızlık
Yüzyıllık YalnızlıkGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 202036,5bin okunma
112 syf.
·
Puan vermedi
·
13 saatte okudu
İşleneceği herkes tarafından bilinen bir cinayetin hikayesi... Kitabın ilk sayfasından zaten ana karakterin öldürüleceğini biliyorsunuz yani kitapta sürprizli bişey yok aslında. Kitabın devamı cinayetten öncesi ve cinayet anını anlatıyor. Kitapta ilginç olan nokta gerçekten yaşanmış bir hikayeden esinlenerek yazılmış olması. İki kardeş namus için Santiago Nasar'ı öldürmeye karar verirler ve bunu herkese söylerler. Ancak bazıları önemsemez, bazıları yapamayacaklarını düşünürler, bazıları ise namus için olduğundan haklı bulurlar ve sonuç olarak kimse engel olmaya çalışmaz. Aslında Santiago Nasar'ın namus suçu işleyip işlemediği de tam olarak bilinmemektedir. Toplumun cinayeti önemsememesi hatta bazılarının destek vermesi toplum yapısındaki bozukluğu yansıtıyor. Kısa ve okuması kolay olduğu için 1-2 günde rahatlıkla bitirebileceğiniz bir kitap.
Kırmızı Pazartesi
Kırmızı PazartesiGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 202178,1bin okunma
626 syf.
·
Puan vermedi
·
8 günde okudu
Çok küçük yaşta anne ve babasını kaybeden Jane Eyre'nin bakımını kendisini sevmeyen ancak kocasının vasiyeti üzerine mecbur kalan yengesi Mrs. Reed üstlenmiştir. Mrs. Reed Jane Eyre'ye her zaman kötü davranmış sonunda da onu yatılı bir okula gönderip ilgilenmeyi bırakmıştır. Jane, yatılı okulda kaldığı dönemde birçok zorlukla karşılaşır ama oraya alışır ve öğretmen olarak mezun olur. Başta bulunduğu okulda çalışır daha sonra Mr. Rochester'in malikanesinde mürebbiye olarak iş bulur. Burada evin efendisi Rochester'a aşık olur. Ancak önlerinde bir engel vardır.. Kitabın devamında Jane'nin aşkını, çektiği acıları, zorlukları ve tek başına ayakta kalma çabasını okuyoruz. Charlotte Bronte, kendi yaşamından da izler bırakmış ve güçlü bir kadın karakter yaratmış. Doğa ve mekan betimlemelerinin uzun uzun yapıldığı, toplum kurallarını ve yaşantısını da yansıtan, okuması keyifli bir kitaptı.
Jane Eyre
Jane EyreCharlotte Brontë · Can Yayınları · 202031,4bin okunma
Reklam
520 syf.
·
Puan vermedi
·
17 günde okudu
Uzun süre elimde kalan, bitirmem uzun süren ve bunu asla haketmeyen Masumiyet Müzesini çok şükür bitirdim Bir kitabı okuduktan sonra filmi varsa izlemek, kitabı okurken gözümde canlandırdıklarımı, hayal ettiklerimi başkalarının gözünden görüp karşılaştırmak keyif veriyor. Kitabı okuduktan sonra o kitabın müzesine gitmek, okurken kafanda canlandırdığın evi, sokağı, eşyaları görmek daha da merak uyandırıcı bence.. Sanırım müzesine gidene kadar kitap benim için yarım kalacak. Zengin bir iş adamı olan Kemal'in, kendisi gibi sosyeteden olan Sibel ile nişanlanma aşamasındayken, uzak akrabası Füsun ile karşılaşması ve aşık olması ile başlıyor kitabımız. Füsun'a olan aşkı ve takıntısının geldiği boyutu okuyoruz kitap boyuca. Füsun'un evindeki eşyaları, tokalarını, broşlarını, sigara izmaritlerine kadar elinin değdiği pek çok eşyayı toplayıp müze yapacak kadar aşık.. Ayrıca dönemin siyasi sorunları, yaşantısı, kültürü gibi birçok konuya da yer veriliyor kitapta. Hem olayların geçtiği dönemi anlatış biçimi hem de romanın müzesinin yapılması olayların kurgu olmadığı, gerçekten yaşandığı hissini veriyor. Kitabı genel olarak beğendim fakat az da olsa bazı yerlerinde sıkıldığım, fazla uzatıldığını düşündüğüm de oldu.
Masumiyet Müzesi
Masumiyet MüzesiOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 202241,6bin okunma
293 syf.
·
Puan vermedi
·
11 günde okudu
Sana gül bahçesi vaadetmedim, 16yaşında genç bir kız olan Deborah'ın aile ve toplumdaki baskıların, dışlamaların sonucunda kendine ait bir dünya yaratması ve gerçek dünya ile kendi yarattığı dünya arasındaki çatışmalar sonrasında akıl hastanesine düşmesi ile başlıyor. Kitabın devamında Deborah'ın hastanede yaşadıkları, arkadaşlıkları, tedavi süreci, bu süreçte beslediği umut ve verdiği savaşı okuyoruz. Aslında Deborah'ın birçok duygusuna ortak oluyoruz. Kitap, ayrıca yarı otobiyografik roman özelliğini taşıyor. Joanne Greenberg 1964 yılında Hannah Green takma adı ile bu kitabı yazmıştır. Kitabın gerçeklikten uzak olmaması etkileyiciliğini artırıyor.
Sana Gül Bahçesi Vadetmedim
Sana Gül Bahçesi VadetmedimJoanne Greenberg · Metis Yayınları · 202114,2bin okunma
216 syf.
·
Puan vermedi
·
20 günde okudu
Yaşamak için son 1 gününüzün kaldığını düşünün... O zaman ne yapardınız? Bu kitap bunu düşünmeye teşvik ediyor aslında... Veronika başarısız bir intihar girişiminin ardından kendini bir akıl hastanesinde bulur ve yakın bir zamanda öleceğini öğrenir. İntihar edip hemen öleceğini düşünürken ölümü beklemeye başlar. Farklı insanlar tanır, aşık olur ve farkına varır ki aslında istediği ölmek değil, istediği gibi yaşamaktır. "Biraz delidolu olma hakkını tanımalıydı kendine" (alıntı). Çoğumuz toplumun dayattığı belli kalıplar içinde yaşıyoruz. Biraz delidolu olma hakkını tanımalıyız kendimize belki de..
Veronika Ölmek İstiyor
Veronika Ölmek İstiyorPaulo Coelho · Can Yayınları · 202078bin okunma
288 syf.
·
Puan vermedi
·
91 günde okudu
Mary Wollstonecraft tarafından 1792 yılında yazılan, toplumda kadınların sürekli aşağılanması, belirli bir kalıba konulmak istenmeleri, akıllarını kullanmayıp sadece fiziksel görünüşlerine önem vermeleri, erkekler gibi eğitim almamaları gibi konulara eleştiri getiren feminizm üzerine yazılmış bir kitap. Yazar kitapta evlilik, eğitim, çalışma hayatı, ebeveynlik, toplumsal baskılar gibi konuları ele alıyor. Mevcut duruma, sonuçlarına ve yapılması gereken değişimlere tek tek değiniyor. Kadınların da erkekler gibi eğitim almaları gerektiğini, çalışma hayatında olmaları gerektiğini, akıllarını kullanmaları ve özgürleşmeleri gerektiğini savunuyor. Kitabı içerik olarak beğendim fakat dil bakımından pek akıcı değil. Uzun ve karmaşık cümlelere rastlayabilirsiniz. Kitap 1792 yılında yazılmasına rağmen, kitapta belirtilen bazı sorunların günümüzde de yaşanıyor olması çok acı. Kadın erkek farketmez herkesin okumasını tavsiye ediyorum.
Kadın Haklarının Gerekçelendirilmesi
Kadın Haklarının GerekçelendirilmesiMary Wollstonecraft · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20191,581 okunma
288 syf.
·
Puan vermedi
·
22 günde okudu
Vücudumuzdaki mikroorganizmaların beynimizi, kararlarımızı nasıl etkilediğini anlatan, sindirim sistemimiz ve beslenme biçimimizin önemi üzerinde durulmuş, birçok bilgi içeren bir kitap. Bazen çok fazla bilgiden oluşan kitaplar sıkıcı olabiliyor ancak bu kitap sıkıcı olamamakla birlikte zevkle okuduğum bir kitap oldu. Kitabı genel olarak beğendim fakat kitapta 'Pia Mater' kitabından bölümlerin olmasına pek anlam veremedim.
Beyinde Ararken Bağırsakta Buldum
Beyinde Ararken Bağırsakta BuldumSerkan Karaismailoğlu · Elma Yayınevi · 20176,5bin okunma
500 syf.
9/10 puan verdi
·
17 günde okudu
Thruscross Çiftliğine kiracı olarak gelen Mr. Lockwood'un Uğultulu tepeler de yaşayan ev sahibi ile tanışması ve bu tuhaf ev sahibinin geçmişini merak etmesi ile başlıyor kitabımız. Mr. Lockwood evin kahyası Mrs.Dean'dan ev sahibinin (Mr. Heatcliff) geçmişini anlatmasını ister. Kitabın devamında geçmişte yaşanan olaylar Mr. Lockwood'un ağzından anlatılacaktır. Baba Mr. Earnshaw birgün Liverpool'a seyahate gider. Seyahatten sokakta bulduğu bir çocukla döner. Bu çocuğa Heatcliff adını verirler. Heatcliff evde yaşayanlar tarafından sevilmez, hor görülür. Evin oğlu Hindley ile anlaşamaz. Ancak evin kızı Catherine ile zamanla aralarında bir bağ oluşur. Birbirlerine aşık olurlar. Fakat Catherine Heatcliff'i kendine denk görmez ve Thruscross Çiftliğinde yaşayan Edgar Linton ile evlenir. Kitabın devamı Heatcliff'in Hindley ve Edgar Linton'a karşı beslediği kini ve intikam almak için yaptıklarını anlatıyor. Zira beslediği kin ve öfke gözünü kör etmiştir ve intikam almak için yapacaklarının haddi hesabı yoktur. Kitabın başında bir aşk romanı okuyacağımı düşünsem de daha çok kinin ve intikam hırsının bir insanı ne kadar kötü biri yapabileceğini okudum. Karakterlere acıdım, üzüldüm, sevindim, kızdım. Merak uyandıran, güzel bir kitaptı tavsiye ederim.
Uğultulu Tepeler
Uğultulu TepelerEmily Brontë · Martı Yayınları · 201242,4bin okunma
Reklam
80 syf.
8/10 puan verdi
·
7 saatte okudu
Bir çöküşün öyküsü, sarayda sözü geçen ve gözde olan Madame de Prie'nin taşraya sürgün edilmesi ile zamanla yalnız kalışını ve kendisini intihara sürükleyen sürecini anlatıyor bizlere. Ana karakterimiz, ilgiye,iltifata, gözde olmaya alışıktır ancak sürgünden sonra yalnızlaşır. İnsan sesine muhtaç duruma gelir, zamanla küçük gördüğü insanların bile ilgisini çekemez olur. İlgi çekmek için planlar yapar ancak sonuç alamaz. Psikolojik olarak çöken genç kadın ölümü ile ilgi çekeceğini düşünür ve intihar eder. Kitapta Madame de Prie'nin karakteri, duyguları, psikolojik çöküşü anlaşılır ve yalın bir şekilde anlatılmış. Kısa sürede sıkılmadan okunabilecek bir kitap. Okumanızı tavsiye ederim.
Bir Çöküşün Öyküsü
Bir Çöküşün ÖyküsüStefan Zweig · Venedik Yayınları · 201977,6bin okunma
424 syf.
9/10 puan verdi
·
8 günde okudu
Pia mater, uzun süredir okuduğum kitapların en sürükleyicisiydi. Kitabın ilk bölümlerinde karakterler ayrı ayrı anlatılıyor. Daha sonraki bölümlerde bu karakterlerin hayatlarının kesişmesi ve yaşanan olaylar anlatılıyor. Bir yandan da yaşanan durumlara karşı beynimizin verdiği tepkiler bu olaylar aracılığıyla aktarılıyor. Kitap, anlatım şekli ve olay örgüsü ile okuyucuda merak uyandırıyor diye düşünüyorum. Ben okurken hem merak ettim hem keyif aldım. Tavsiye edebileceğim bir kitap. Serinin diğer kitaplarını da okuyacağım. Serinin devamında da aynı şekilde keyif alacağımı umuyorum.
Pia Mater
Pia MaterSerkan Karaismailoğlu · Elma Yayınevi · 201914,6bin okunma
282 syf.
8/10 puan verdi
·
8 günde okudu
Kitabın ana karakteri olan Nora'nın hayatında hiçbir şey yolunda gitmemektedir. Hayatına son vermek isterken kendisini yaşam ile ölüm arasında bir kütüphanede bulur. Kütüphanedeki her kitap Nora'nın farklı bir hayatını anlatır ve Nora'ya farklı seçimler yaptığı hayatları görme fırsatı sunar. Gece yarısı kütüphanesi, Nora'nın pişmanlıklarını, farklı kararlar aldığında yaşadığı hayatları, değişen bakış açısını anlatıyor. Hepimizin hayatta pişmanlıkları vardır. Peki pişman olduğumuz konularda farklı kararlar alsaydık daha mutlu olacak mıydık acaba? Kitap, yaşayamadığımız hayatların pişmanlıklarını yaşamaktansa geleceğe odaklanmamız gerektiğini vurguluyor. İçerisinde anlamlı mesajlar bulunduruyor ancak kitabı okurken nasıl ilerleyeceğini ve nasıl biteceğini az çok tahmin edebiliyorsunuz bu da kitabı biraz sıradanlaştırıyor. Çok beklentiye girmeden okumanızı tavsiye ederim.
Gece Yarısı Kütüphanesi
Gece Yarısı KütüphanesiMatt Haig · Domingo Yayınevi · 202155,9bin okunma
792 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
18 günde okudu
Aşk ve Gurur, varlıklı bir aileden gelen Darcy ve taşralı bir ailenin kızı olan Elizabeth arasında geçen, başta statü ve önyargılardan kaynaklı imkansız görülen aşkı anlatıyor. Darcy için Elizabeth'in ailesinin alt tabakadan olması evlenmelerine engelken, Elizabeth için Darcy dünyanın en kibirli insanı. Kitap, iki tarafın da zamanla duygu, düşünce ve önyargılarının nasıl değiştiğini gösteriyor. Ayrıca kitapta ana karakterler dışındaki karakterlere de sıkça yer veriliyor. Böylece o dönemde ki evliliklere, kadınlara ve sınıf farklarına bakış açıları daha net aktarılıyor. Kitapta sade ve akıcı bir dil kullanılmış. Böylece okuyucu sıkmıyor bence. Ancak insan ve mekan isimlerinin çok olması kafa karşılığına sebep olabilir. Ben okurken keyif aldım ancak çok iyi kesinlikle okunması gerekir diyebileceğim bir kitapta değil açıkçası.
Aşk ve Gurur
Aşk ve GururJane Austen · Can Yayınları · 201776,3bin okunma
254 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
5 saatte okudu
Bir anne adayı olarak çocuğumla nasıl iletişim kurmam gerektiği üzerine kafa yorduğum sıralarda tavsiye üzerine bu kitap ile tanıştım. Kitabı okuduğum zaman hem çevremdeki anne-babaların çocukları ile nasıl iletişim kurduğunu gözlemledim hem de kendi çocukluğumu değerlendirdim. Kitap, içerisindeki testlerle sizin kendinizi sorgulamanızı sağlıyor. Ayrıca günlük yaşamdan örneklerle ve yalın anlatımıyla aile içindeki iletişimin önemini daha iyi kavramanızı sağlıyor. Özellikle ebeveyn ve ebeveyn adaylarına tavsiye edebileceğim bir kitap.
İçimizdeki Çocuk
İçimizdeki ÇocukDoğan Cüceloğlu · Remzi Kitabevi · 20177,6bin okunma