Kuma bir şato oturtabilmişseniz ondan daha sağlam şato yoktur. Bir ailede uyuşmazlık karşılıklıysa korkmayın, o yuva yıkılmaz. Tıpkı savunmadan yoksun iki düşman ulusun birbirlerine saldıramayıp keyiflerine baktıkları gibi.
.
Solda uyumsuzluk okyanusunun uğultusu, sağda küçük burjuva mutluluğunun dalgasız sessizliği vardı. Onların arasındaki ince çizgiye takılarak tökezliyordum.
.
"Vatanımızda neler oluyor, iki sözcükle anlatabilir mi siniz?" diye sormuşlar. Büyük bilgin tek sözcükle yetinerek onlara: "Çalıyorlar" diye yanıt vermiş.
Gerçekten çalıyorlar. Hem de her yıl artan bir tempoya.
.
Ya yaşamak gerek, ya yazmak. Ya söz, ya iş. İş sana iğrenç geliyor. İş’in çevresinde ölü bir alan var. Orada İş’e engel olan her şey ölür. Orada umutlar, hayaller, anılar ölür. Orada tatsız, karşı çıkılmaz, tek anlamlı bir materyalizm hüküm sürer.
Tüm bilinçli yaşantım beni içgüdüsel olarak bir yanı eksik insanlara, yoksullara, külhanbeylerine, acemi şairlere yöneltti. Belki bin kez insanca yaşamayı denedim, fakat başaramadım.
.
Tüm insanlar iki ayrı gruba ayrılırlar. Birinci grupta soranlar, ikincisinde de yanıtlayanlar bulunur. Yanıtlayanlar bu işi genellikle somurtarak yaparlar.
.