Kısa ve öz.
Ne Islâm'ın özünde kadın hak ve özgürlükleri yatmaktadır, ne Kurân'da kadının insanlık haysiyetine saygı diye bir şey söz konusudur ve nihayet ne de Muhammed'in kadını yücelttiği iddialarında isabet vardır.
Şeriat isteyenleri Afganistan'a yolladıktan sonra yaptığım konuşma
O çok arzuladığınız özgürlük işte burada; kontrolsüz, kendi kendini yiyip bitirecek, kanser misali bir güruhun özgürlüğü.
Sayfa 13 - İthaki Yayınları - 2. Baskı - Aralık, 2021- İstanbul - Çeviren: Mert Doğruer
Reklam
Yüzyıllardır Süren Bağnazlık...
Mithat Şükrü Bey'e Eşinin söyledikleri Başımı açmam "Korkmayın, korkmayın, açmam. Ama düşünün lütfen! Bir Müslüman Türk kadını çıplak gözle bu tarihi meydana bakamıyor, güzelim camilerini göremiyor, bir yalıda oturmuyorsa cennet Boğaz'ı seyredemiyor, eşsiz şehrini tanımıyor. Çünkü peçeli. Görmek için peçesini açsa kıyamet kopar. Din, namus, ırz, şeriat elden gidiyor diye çığlıklar atılır. İstanbul'un güzelliklerini siz erkekler biliyorsunuz. Rumlar, Ermeniler, Yahudiler, Frenkler, Moskoflar, trahomlular, şaşılar, miyoplar biliyor. Ama biz bilmiyoruz. Şu kahrolası peçenin arkasından ne kadar görünürse o kadar görebiliyoruz. Yarı kör gibiyiz. Bu peçe ile gözlerimize mil çekiyorsunuz. Karşıya geçmek için vapura binebiliriz ama açıkta oturup, Boğaz'ı seyredemeyiz, Boğaz havası alamayız, yüzümüzü o güzelim rüzgâra veremeyiz. Alt katta, bizlere ayrılmış bir yere kapanmak zorundayız. Açıkta, eşimizle, babamızla, kardeşimizle bile birlikte oturamayız. Allah'ın emri mi bu? Hayır. Kendini Allah'ın yerine koyan, O'nun adına yeni yasaklar getiren yobazın emri. Peki iktidar olarak ne yapıyorsunuz? Nice sorunlar varken çarşaf eteğinin uzunluğunu tartışıyorsunuz. Bunları size burada söylemek için arkadaşlarıma söz vermiştim. Sözümü tuttum. Savaştan korkmayan ama bir avuç \ ı »kızdan ödü kopan iktidarınıza sitemlerimizi arz ediyoruz." Arabaya bindi. Mithat Şükrü Bey donup kalmıştı. İstanbul'a hayranlık içinde bakagelmişti hep. Eşinin bu güzellikleri göremediğini hiç düşünmemişti. Bundan hiç utanmamıştı. Bu zulmü bitirmek için hiçbir şey yapmamıştı. Hiçbiri yapmamıştı.
Sayfa 154 - Bilgi YayıneviKitabı okudu
Ey ehl-i hak! Ey hakperest ehl-i şeriat ve ehl-i hakikat ve ehl-i tarikat! Bu müthiş maraz-ı ihtilafa karşı birbirinizin kusurunu görmeyerek, yek diğerinizin ayıbına karşı gözünüzü yumunuz!
Sayfa 159 - Sözler NeşriyatKitabı okudu
Azap geldiğinde nefis “Zulmet, küfret, döv.” der. Şeriat ise “Merhamet et, sabret, helâlleş, bağışla.”
Hıristiyan dünyası, dinlerini siyasetten, eğitimden ve toplum hayatının en önemli ve belirleyici kısımlarından çıkarıp kiliseye hapsettikten sonra bilim ve teknolojideki büyük atılımlarını yapmaya başladı.İnsanların haftada bir bir araya gelip sohbet ettiği ve sosyal olarak kaynaştığı ortamlar haline geldi günümüzde kiliseler. İslam’ın sorunu ise hala güçlü olmasında aslında. Bu ironik bir durum. İslam ülkelerinde din hala toplum hayatının, politikanın ve eğitimin önemli bir parçası olduğu için bir sorun. Zaten İslam, şeriat kuralları gibi, tüm toplumu en ince ayrıntılarına kadar yönetecek kurallarla da donanmış durumda olduğu için toplum hayatından çıkarılması daha da zor.
Sayfa 41
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.