Seri yazar

·
Puan vermedi
Say yayınları'nın Aykut Göker çevirisi o kadar kötü ki birkaç sayfa dayanabildim. Gereksiz virgül kullanımı, hatalı imlalar... Bu kitabı alıp okumaya çalışarak kendinize eziyet etmeyin.
İnsanın Yükselişi
İnsanın YükselişiJacob Bronowski · Say Yayınları · 198749 okunma
Reklam
90 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
12 günde okudu
Ölüm çok yakınlarda bir yerlerde ve hızla yaklaşıyor. Kaçmak imkansız bundan. Belki hikayenin kahramanı gibi kafayı yiyip bundan kaçınabileceğimizi düşünürüz zaman zaman. İkna edebiliriz bir ihtimal. Halden anlar belki? O yokmuş gibi davranırız ya da. Sonluluğumuzu kabullenmek istemeyiz, hele yakınlarda olduğunu hissediyorsak. Ama kitapta buna izin yok. Yoğun bir şekilde ölümün hemen arkamızda olduğunu hissediyoruz ki bu hisler sadece empati kurabildiğimiz kadarı. Çevremde sıkça duyduğum bir yanılgı var: "Risk alıp sonuna kadar deneyeceğim. Böyle boş boş yaşamaktan iyidir. Olmazsa kafama sıkarım. Ne olacak sanki? Bir saniyelik acı." Bu tür bir kafa yapısının pratikte ne kadar zor olduğunu da dolaylı yoldan okurken anlıyorsunuz. "Kanın damla damla tükenmesi ile aklın düşünce düşünce sönüp gitmesi, aslında aynı türden çırpınmalar değil mi? Ancak kitabın asıl anlatmak istediği yukarıda yazdıklarım değildir. İçerisinde idam yasasına ve topluma dair birçok eleştiri var. Ben sadece bu konuları ele aldım.
Bir İdam Mahkûmunun Son Günü
Bir İdam Mahkûmunun Son GünüVictor Hugo · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2023121,6bin okunma
208 syf.
·
Puan vermedi
·
32 günde okudu
dont luk bek temalı aşk falan var kadınla erkek arasında
ishiguro'yu ikinci okuyuşum. ilk okuduğum onun ilk kitabı uzak tepeler'di. ishi'nin tarzı sürükleyicilikle sıkıcılık arasında bir yerde. hikaye başında size yakın vakitte gerçekleşmesini beklediğiniz bir olaydan bahsediyor, son bir iki sayfa kalana dek de düğümü bir türlü çözmüyor. sürükleyici bir tarz ancak tam güzel yerinde reklam arasına girmiş gibi hissettiriyor. kitabın anlattığı konudan (aşk) ziyade nasıl anlattığı ilgi çekici. kitabın arkasında yazdığı gibi "bir roman düşünün ki asıl anlattığı tek bir satırında dahi geçmeyen duygular olsun." ishi okumanın asıl zevki alt metinleri okuyabilmekte yatıyor. Stevens'a hem kızıyor hem üzülüyorsunuz, arada bırakıyor insanı. Ben ana bacı sövmeyi tercih ettim. tamam en iyi baş uşak sensin ya, vakur da sensin, kaçırdın gül gibi kızı. Kenton için ise sadece üzüldüm ben. Halbuki ikisinin de daha cesur davranıp duygularını saklı tutmama şansı vardı. Olmadı. Tek bir söz çıkmadı ikisinden de. Buruk roman. Vakur felsefesi de okuduğum zaman beni düşündürmüştü. Ancak ben bunun köle ahlakını manasız yere ulvileştirmek olduğunu düşünüyorum. şu ana fikirleri de fazla basit buldum: "Öyleyse bu kadar dönüp arkama bakmamam, daha olumlu bir bakış açısı benimsemem ve günümden arda kalanları en iyi biçimde değerlendirmeye çalışmam gerektiği öğüdünde de gerçek payı vardır belki." "Bizim gibilerin, hiç değilse doğru ve değerli bir şeye ufak da olsa katkıda bulunmaya çalışmamız yeterli olacaktır kuşkusuz." Kitabı okuduktan sonra bir de filmini izledim. Kitaba bayağı bağlı kalınmış ve daha akıcıydı. Tavsiye ederim.
Günden Kalanlar
Günden KalanlarKazuo Ishiguro · Yapı Kredi Yayınları · 20195,3bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
202 syf.
6/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Spoilersız yorumlarım
İnsan iki kez doğar; ikincisi bir başka hayatın olmadığını kavradığımızda başlar. Birçoğumuz maalesef bu farkındalığı ömrümüz boyunca yaşayamayız. Oysa bu farkındalık, anlamlı bir hayat için yegane unsurdur. İnsan ömrü sınırlılığa mahkumdur. Bu durum zaman zaman anlam yoksunluğu hissetmemize yol açar: "Her şey gelip geçicidir, bir gün dünyada bizi tanıyan hiç kimse kalmayacaktır," gibi. Bu fikirlere katılmamak mümkün değil elbette. Ancak bunlar yaşadığımız hayatı değersizleştirmiyor; aksine onu değerli kılıyor. 10 günlük bir ömrünüz kaldığını düşünün; o 10 gün, sahip olduğunuz en değerli şey olurdu. Yazarın duru anlatımını ve karakterlerin iç dünyasında okuyucuyu gezdirmesini sevdim. Ancak delilikle ve normal olmamakla ilgili yersiz övgüleri olduğunu düşünüyorum. Ayrıca bence karakterlerin evrimini iyi yansıtamamış. Dolayısıyla okuması kolay, keyifli ancak okuyucusunu sarsmayan bir kitap olarak incelememi bitiriyorum.
Veronika Ölmek İstiyor
Veronika Ölmek İstiyorPaulo Coelho · Can · 200078,3bin okunma
240 syf.
·
Puan vermedi
Sırf kişisel gelişmeyeyim diye paylaşıyorum, az da siz gelişin
Şahsen kitabı dijital minimalleşeyim diye almadım. Ancak kitap böyle bir ihtiyaç hissetmeyen birine dahi (en azından bana) kendini sorgulatabiliyor. Kitaptan çıkarılabilecek temel fikir bence şu: Teknoloji amaç değil araçtır. Kişisel gelişim kitapları okumanın namını bilirsiniz. Arkadaşlarınız bu kitabı elinizde gördüğünde çoktan instagram hikayesinde paylaşılmış olduğunuzu bilin. Olsun. Ne de olsa siz artık bir dijital minimalistsiniz. Artık İnstagram’ı neden kullandığınızdan çok, nasıl kullandığınızla ilgilisiniz. Günde 85 defa ekrana baktığınız zamanları gıptayla hatırlıyorsunuz. Dikkatiniz daha keskin. Sosyal medyalardan uzaklaştıkça arkadaşlarınızla eskisi kadar sık irtibatta değilsiniz ancak ironik görünecek biçimde ilişkileriniz daha yakın ve yalnızlık hissi eskisi kadar tepenize çökmüyor. Kısa vadeli tatminler hayatınızdan çıktıkça, uzun vadeli ve anlamlı uğraşlar edinmeye başladınız. Kendinize gönüllü yalnızlık zamanları ayırıyorsunuz çünkü Blaise Pascal’ın sözü artık size daha manalı geliyor: “İnsanlığın bütün sorunları, insanın bir odada tek başına, sessizce oturamamasından kaynaklanır.”
Dijital Minimalizm
Dijital MinimalizmCal Newport · Metropolis Yayıncılık · 20171,199 okunma
Reklam
Reklam