Dünya denen masada iki tabak vardı. Masanın bir ucunda oturan tek bir kişinin yediği tabak ile diğer ucundaki doksan dokuz kişinin yediği tabağın boyutu ve içindekiler aynıydı. İşte sayılar burada anlamını yitriyordu. Tüm dünyayı deli gibi sömüren %1'lik kesim dururken sadece sayıları fazla diye %99'luk kısımda azaltmaya gitmek tam anlamıyla aptalca bir yaklaşımdı. Zaten bu insanların tükettiği kaynaklar oldukça sınırlıydı. O nedenle asıl yapılması gereken doyumsuz bir şekilde dünyanın ruhunu emen o %1'lik kesimi ortadan kaldırmak olacaktı.
Artık görünmez kablolarla birbirimize sanal olarak bağlıyız ve dünyanın bir köşesindeki bir gencin yaptığı saçmalığın hızla yayılıp beynine bulaşma ihtimalini asla küçümseme.
Erkekler başta olmak üzere, insanların büyük bir çoğunluğu vücudundaki görünür kaslarla hava atsa da en işlevsel kaslarının ağzının içinde olduğunu hatırlatmak isterim.