Ben ki; incinmeye bunca müsaitken sana,
Ve sen ki; beni incitmeye bunca müsaitken her satır arasında
Bütün garlarda ayrılıkları kucaklamışken kalbimiz, kavuşmalara inat
Artık birbirimizle nefes almak bile suçken kabahatler kanununda
Bunca pahalıyken uzun yıllar yaşamak bir sevdada
Aramızda anılar can çekişiyorsa artık,
Bize aşk olmasın!...
Ne farkeder?
Ki bir deprem gölgesidir yüreğim,
Kuş uçsa göçer...
Şimdi ikimizde ayrı coğrafyalarda sürgünüz
Senin artık her Temmuzda üşüyecek yüreğin
Ve ben artık bir yangınım,
Bundan böyle sesime kim dokunsa tutuşacak!
Bir gün,
O körpe düşlerin ellerinden tutup,
Umutla çaldığımız kapılar bir bir aralanır,
Her güzel şey yan yana sıralanır
Bir sen olmazsın
Bir de ben olmam...
İşte aşk o zaman yaralanır,
Sevgi yaralanır,
Emek yaralanır...
Düşler boyunlarını bükerler
Umutlar gözyaşları dökerler
Bütün çiçeklerin kalbi kırılır
Dili tutulur kuşların
Balıklar sığ sularda boğulurlar
Martılar göğün yüzünden düşerler
Denizlerin ciğerini deşerler...
Ve sonra,
Birbirine geç kalanların konu edildiği
Çatısız bir hikâyede ikamet etmeye başlarız seninle,
Sokağımızdan seyyar hüzün alıcıları geçerler
Yüzümüze bakarlar acıyarak
Hayretle!...
İçlerinden çok yazık olmuş diye söylenerek
Kalplerini önlerine eğerek...
Gözleri ağrıyor geceleri ayın
Ve yıldızların başı dönüyor bazen
Kuyulardan iple çekiyorum uykuyu
Dökmek için gözbebeklerime
Ve sürmek için kirpiklerime
Görsen karanlıkla nasıl savaşıyorum
Ne halde yaşıyorum
Görsen!
Ve bazen pes ediyorum yaşamaktan
Sonra, gülüşün geçiyor mahallemizden
En uzak ufka dalıp, ölmesem mi diyorum!