Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gündeliğe gider gibi gidiyorum ben kendi geçmişime, sabahtan akşama kadar canım çıkana kadar, sırtımdan ter aka aka temizliyorum her şeyi. Silkeliyorum, ovuyorum, gerektiğinde telliyorum geçmişi. Her gün yeniden başlıyorum, her gün yeniden... Kabul, asla ilk günkü ışıltısında olmuyor hayat; ama yine de, yıllarını anılarını temizlemeye vermiş ağır bir işçi kelamı bırakabilirim şuraya; barış geçmişinle her gün yeniden, yeterince uğraşırsan eser kalmıyor kirden...
Sayfa 172Kitabı okudu
Aşk, kalpte demlenir; içini temizlemezsen; içemezsin...
Sayfa 171Kitabı okudu
Reklam
Dikiş tutmayan ilişkilere müptela olanlar bilirler, her giden kalın bir kireç tabakası bırakır kalpte. Gözyaşı öyle gözden aşağı akınca kireç yapmaz, gömleğinin yeniyle siler, iki üç kere sümüklerini çekersin. O kolay olanı. Fakat gözden içe doğru akınca çok pis oluyor, çaydanlık dibi gibi bembeyaz oluyor insanın içi. Sen daha çocukluğunun tozunu atamamışken bir de kireç bağlıyorsun, ne fena. O tortudan illa kurtulman lazım. Yapamazsan tadı tuzu olmuyor gönlünde demlediğin yeni aşkların. Keder sökücü cümleler kurup içine bas geceden kalbini.
Sayfa 171Kitabı okudu
İsteyeceksin ki sevgilin her an yanında olsun. "Acıktın mı?" diye sorsun, işe giderken önünde diz çöküp yakanı düzelten anneler gibi öperek uğurlasın seni sabahları, isteyeceksin ki ödevlerini kontrol ederken saçını okşayıp "Aferin" diyen babalar gibi bağrına bassın seni akşamları. İsteyeceksin ki: dostların, fısıltıyla tesbih çeken anne elleri gibi ellerinden tutsun, her parmağın bir tesbih tanesine dönüşsün güvenilir avuçlarda. İsteyeceksin, ama bulamayacaksın. Kalbindeki boşluğu dolduramıyorlar diye, kızacak, öfkelenecek, kaçacak ve illa ağlayacaksın zamanla.
Sayfa 171Kitabı okudu
Dostların çokluğu ile yalnızlığın mevcudiyeti arasında hiçbir alaka olmadığını zamanla anlayacaksınız. Ne diyordu şair, ne zaman bir dosta gitsem evde yoklar...
Sayfa 159Kitabı okudu
Reklam
İlla bir şey oldum diyeceksek, diyebilirim ki fena halde tükendim.
Sayfa 157Kitabı okudu
“Silkeliyorum, ovuyorum, gerektiğinde telliyorum geçmişi. Her gün yeniden başlıyorum, her gün yeniden... Kabul, asla ilk günkü ışıltısında olmuyor hayat; ama yine de, yıllarını anılarını temizlemeye vermiş ağır bir işçi kelamı bırakabilirim şuraya; barış geçmişinle her gün yeniden, yeterince uğraşırsan eser kalmıyor kirden...”
Sayfa 235 - (e-kitap)Kitabı okudu
“Konuşana kadar herkes sıradan, herkes birbirinin aynısıydı; dertlerimizle farklılaşıyorduk, anlattığımızda birbirimizden ayrılıyorduk…”
Sayfa 195 - (e-kitap)Kitabı okudu
“Evimizin kapısını ‘kim o’ demeden açmayacak kadar temkinli ama her ‘benim’ diyene kapıyı açacak kadar da saf bir milletin evlatlarıydık…”
Sayfa 176 - (e-kitap)Kitabı okudu
Reklam
Giderken herkes hoşça kal diyor; ben de kimseye “Gitme” demiyorum. Gitme demeyince, tekrar gelmiyorlar. Oturup hoşça kalıyorum.
Kalbim, tüm vücudum içerisinde, hassaten jeolojik bir öneme sahiptir. Şimdi şu çorak halini görünce insanın inanası gelmiyor tabii ama sizi temin ediyorum, buralar eskiden hep dutluktu.
Kaya Bakkaliyesi
Bir müşteriye elli gram helva tartmak ,teraziye hafif, Şükrü Kaya' ya ağır gelir. Çünkü elli gram helva isteyen adam yalnızdır, o helvayı yalnız yiyecektir. Garibandir, daha fazlasını isteyemecektir.Ve insandır, bütün parasızlıgina rağmen canı yine de helva istemektedir.
“En büyük umutsuzluk, neyi aradığını bilmeden aramak diye okumuştum bir yerlerde…”
Sayfa 153 - (e-kitap)Kitabı okudu
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.