Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Ahhh, dostların çokluğu ile yalnızlığın mevcudiyeti arasında hiçbir alaka olmadığını zamanla anlayacaksınız. Ne diyordu şair, ne zaman bir dosta gitsem evde yoklar…
Sayfa 159 - Doğan KitapKitabı okudu
Evimizin kapısını “kim o” demeden açmayacak kadar temkinli ama her “benim” diyene kapıyı açacak kadar da saf bir milletin evlatlarıydık..
Sayfa 130Kitabı okudu
Reklam
Kalbim, tüm vücudum içerisinde, hassaten jeolojik bir öneme sahiptir. Şimdi şu çorak halini görünce insanın inanası gelmiyor tabii ama sizi temin ediyorum, buralar eskiden hep dutluktu. Öyle ki, bakmaya doyamazdınız.
Sayfa 31 - Doğan KitapKitabı okudu
Beş dakika gecikince,"Kusura bakma" dersin;birine kazara bir omuz geçirince dersin,üstüne yanlışlıkla çay dökünce dersin.Fakat insanın kalbini dağlayınca denir mi?Yine de kusura bakmadım.Sadece kusura değil,kimselere bakmadım,kendime bakmadım.
Ama işte sevgili gönülde meftun olunca bırakıp gidemiyorsun be Hakkı Amca, söküp atamıyorsun, kalbin de, kabrin de nakli mümkün ama aşkın nakli olmuyor.
Sayfa 65 - Terketti Hatun ZiyaretgahıKitabı okuyor
"Bir Attila Ilhan alabilirsin araya; 'Çünkü ayrılık da sevdaya dahil ' de bunları. Temizle kalbini Yılmadan bıçağın ucuyla falan,canını acıta acıta da olsa uğraştığında, ta içine çöreklenmiş o tortuyu kaldırabilirsin.."
Reklam
“Gönül bu Münif Abi, kime konacağı belli olmuyor. Ömür bu Münif Abi, ne zaman biteceği belli olmuyor."
Otuz yaşındaydım. Ama kırk yaşında, elli yaşında da olsan annen hayattaysa ona hep ihtiyaç duyuyorsun. Annen yaşadığı sürece elini ona doğru uzatıyorsun, tutmak istiyorsun.
Evimizin kapısını kim o demeden açmayacak kadar temkinli ama her "benim" diyene kapıyı açacak kadar da saf bir milletin evlatlarıydık.
"Ayna yüzünü, bardak dudağını, ellerim saçlarını, pencere gözlerini bekliyor..."
Reklam
O gün o dergide okumuştum. Zürafaların kalbi, kafalarından daha büyükmüş. Biz öyle değiliz. Bizim kafamız kalbimizden büyük Zarif.
Sayfa 39 - ZarifKitabı okuyor
..."Seneler evvel öğrenmiştim; cellatlar, işkencelerinde önce kızgın demirlerle dağlarmış kurbanlarını... Sonra iyileşmesin diye elmas tozu serperlermiş yaranın üzerine."
Sayfa 33 - Kusura bakma dağlarıKitabı okuyor
"Anlamak için,yaralanmayı göze alıp yaklaşmak,gözünün kenarındaki çizgiler arasında kendine bir yer edinmek,o çizgilerin her birinin kaç yıl, kaç acı, kaç hayal kırıklığı, kaç yitim, kaç sızı ettiğini hesaplayıp yerleşmek göz kenarına..."
"Vurulmak can yakıyor.İnsan olsun,kuş olsun.Kanadına taş değmesin istiyorsun."
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.