Sokakları çocuklarla dolduran eski oyunları seven,
eski eşyaların da dili olduğunu düşünen,
hâlâ mektuplar yazan ama hiç göndermeyen,
eski kelimeleri şiirlerinde gezdiren,
şimdiki kısa ve geçiştirilmiş cümlelerden
hiç haz etmeyen,
eski şarkılarda “mazi kalbimde bir yaradır”
denince uzaklara dalıp giden,
siyah beyaz fotoğrafların konuştuğunu hisseden,
bir yerlerde hâlâ
eski dostlukların yaşandığını bilen
eski kafalı biriyim işte.
Ve ne garip şimdilerde
her şey var ama hiçbir şey yok gibi.
Ve ne garip
herkes kalabalık ama herkes yalnız gibi…
Ve ne acı
iyilik saklambaç oynuyor
kötülük durmadan sobeliyor gibi…
Alıntı...