Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Aman Ayrılıq, Yaman Ayrılıq
Babamla terminaldeyiz. Otobüs beklerken el ele tuşuyoruz, bazen ellerimiz birbirimize ağır geliyor, bırakıyoruz. Dokunmak, bulutların birbiriyle çarpışmasına eş değerdir, yağmuru hızlandırır. Bunu hissettiğimiz için bazen ne yapacağımızı bilemiyoruz. Birbirimizin gözüne bakamıyoruz, ikimiz de kafamızı başka yönlere çevirip konuşuyoruz. Araya başka şeyler sokarak, birbirimizi güldürmeye çalışıyoruz. “Ben iyiyim bak, sen de iyi ol. Sakın benim için üzülme" mesajı veriyoruz birbirimize. Aslında ruhlarımız birbirine sıkıca sarılmış hüngür hüngür ağlıyor. İç seslerimiz duyuluyor, sessizliğin içinden. Içimizdeki sesler duyulmasın diye, daha yüksek sesle olur olmaz şeyler konuşuyoruz. Otobüs yaklaşıyor, valizimi alıp bagaja koyuyor, yanağıma bir öpücük konduruyor, kısa. Biliyorum aslında kemiklerimi kırarcasına sarılmak istiyor. Kemiklerini kırarcasına sarılmak istiyorum çünkü... Vedalaşıyoruz, çok sarılmadan. Uzatırsak, ikimiz de ağlarız. Ağlamayı geciktiriyoruz. Yalnızken bırakacağız kendimizi. Otobüs hareket ediyor, gözleri kanlı ve omuzları çökmüş bir adam, o kocaman elleriyle bana el sallıyor. Gözünden bir yaş damlıyor, görüyorum. İçimde yağmur başlıyor, sırılsıklam oluyor ruhum. İstanbul'a kadar ağlıyorum, hiç durmadan. Kendime değil, en çok arkada bıraktığım babama.
Sayfa 109 - Timaş
Bu sessizliğin içinden senin sevgin,senin güzelliğin, gözlerine özel bir derinlik; varlığına özel bir aura, bireyselliğine bir güç ve kendine saygı gelir.
Reklam
. “Söyleyeceklerim sessizliğin güzelliğini bozmaya değecek kadar değerli değilse susmalıyım” dedi içinden. İnsan bazen sustuğu kadar sarar, konuştuğu kadar kanatırdı bazı yaraları.
Bir şairin anadili hüzündü Görünen kelimelerin hepsini tersten oku Çıkan anlam her seferinde ayrılık Ve Her seferinde ölüm Rutubetli bir odanın duvarında bir sırt düşün İki kürek kemiği aşınmış
352 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
“ Korku,sessizliğin içinden çıkagelmişti.Bütün gücüyle onun ve ailesinin üstüne çökebilmek için pusuya yatıp uygun zamanı beklemişti adeta” Editörlük görevini yaşadığı korkular yüzünden evinde devam ettiren Sarah,eşinin iş gezisinde olduğu bir akşam oğlu Harvey’in bahçede bir kişiyi gördüğünü söylemesi üzerine olaylar başlar.Sarah eşinin geldiğini düşünerek korkusunu bir şekilde yenmeye çalışsada mutfakta gördüğü adam yüzü yaralı ve eşinin kıyafetlerini giymiş bir şekilde görür.Peki bu adam kimdir?Sarah’ın eşi nerdedir?Sarah’a eşiymiş gibi davranan bu kişinin amacı nedir?Tüm bu soruların cevabını bulmak için polise başvuran Sarah gerektiği gibi cevaplar alamaz ve Londra’ya cenaze merasimi için gelen eski çocukluk arkadaşı Mark ile yaşadıklarını paylaşır.Mark,nişanlısı Tanja’nın gözleri önünde trafik kazasına kurban gittiği günden beri görevi olan psikiyatrlığı bırakmış dibe vurmuştur adeta.Sarah ve Mark olayları çözmeye çalışırken kitabı elinizden bırakamıyorsunuz.Ahhh Mark adamım sevdim seni.. Kitabın kapağı ürkütücü gelsede sonlara doğru her şey anlaşılıyor.Kitabın sonuna epey bir şaşırdım.Yüzü yaralı adama kızdım mı acıdım mı bilemedim.Zekice kurgulanmış olayların çözümü adım adım ilerlerken bir sonraki sayfada ne olacak diye nefesimi tutarak okudum.Sarah eşi Stephen’i bulabilecek mi?Sarah korkularıyla yüzleşebildi mi?Yüzü yaralı adamın sonu ne oldu?Mark hayatına kaldığı yerden devam edebilecek mi?Tüm soruların cevabı kitabımızda.
Fobi
FobiWulf Dorn · Pegasus Yayınları · 20163,854 okunma
Hep birlikte kederli bir sessizliğin içinden, yürümek için mücadele eden babama baktılar.
Sayfa 74 - EVEREST
Reklam
144 syf.
6/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Mavi Köpeğin Gözleri, Gabriel Garcia Marquez'in 1947 ile 1955 yılları arasında kaleme aldığı 14 öyküden oluşan kitabı. Ancak kitap 1972 yılında yayınlanmış. Bundan da yazarın eserlerini iyice demlendirdikten sonra gün yüzüne çıkarmayı tercih ettiğini anlıyoruz. Marquez eserlerinde metafiziği kullanmayı seven bir yazar. Bu kitaptaki öykülerin çoğunun ortak noktası ise ölüm teması. Özellikle çocuk yaşta ölümler ve ölenlerin hala dünya üzerindeki algıları, yazarın en önemli ilgi alanını oluşturmuş. Yine zamanın duruma göre akışkanlığı, duruma göre durağanlığı, göreliliği üzerine derin bir hayal gücüyle karşılaşıyoruz öykülerde. Marquez zamanla oynamayı seviyor. Kurgu hikayeciliğini daha tercih eden birisi olarak, çok akıcı bulduğum hikayeler olmadı. On dört hikayenin içinden en fazla "Saat Altıda Gelen Kadın"ı beğendim. Yine "Macondo'da Yağmuru İzleyen İsabel'in Monologu" ve "Natanael'in Ziyareti" isimli öyküleri de etkilendiğim öyküleri oldu. Çok akışkan ve sürükleyici öykülerle karşılaşabileceğinizi söyleyemem. Öykülerin çoğu, yoğun bir odaklanma ve algılama süreci talep ediyor. Örneğin bir otobüste, işte öğle arasında okunabilecek öyküler değil. Daha çok günün çekildiği, sessizliğin egemen olduğu akşam vakitleri için uygun bir kitap. Marquez'in yazarlık serüvenini takip etmek ve Latin Edebiyatını tanımak için önemi bir eser olduğunu düşünüyorum. Okumanızı tavsiye ederim.
Mavi Köpeğin Gözleri
Mavi Köpeğin GözleriGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 20181,939 okunma
“Hayat konuştuğu zaman, tüm rüzgârlar söze dönüşür; daha çok konuşursa, dudaklarınızdaki gülüşler ve yaşlar da söze dönüşür. O şarkı söylediği zaman, sağırlar duyar ve duyulurlar; o yaklaştığında körler onu görürler ve şaşkın bir halde, hayranlıkla izlerler.” “Ve bu sessizliğin içinden duyulmaz bir şarkı yükselirken, hepsinin yalnızlığı avutulmuş, acıları yatışmıştı.”
Ağlama ben ağlarım
Ağlamak, bir yağmur damlası gibi gözyaşlarının serinliğiyle yüreğin kıpırtısı arasında bir sessizliğin derinliğinde. Ağlamak, bir nehir gibi akıp gitmek
Ayların içinden iplik gibi geçti ama diktiğini göremedi. Ömrünün en uzun tüneline girmişti ve ne zevkti ki ışık ve çıkış aramıyordu. Yorgunluk, ayakta durma, kulak kesilme, bir işi alıp yetiştirme, dört dönme... gece yattığında hiçbiri yoktu Müthiş bir sessizliğin içinde eğretilikten uzak sakin bir benliğin soluğunu duymaya çalışıyor, bazı gece bir bebek soluğu duyar gibi oluyordu.
Sayfa 374Kitabı okudu
744 öğeden 491 ile 500 arasındakiler gösteriliyor.