320 syf.
1/10 puan verdi
Merhabalar ben spor temalı kitapları severim fakat bu kitapta spor kısmıda aşk kısmıda fazlasıyla eksik. Koçun yasak bölge ilan etmesi, omzunda ki rahatsızlık falan derken kitap bitti. Olaylar çok kopuktu . Bana Aşk hiç geçmedi spor teması hiç geçmedi seri devam etsin diye yazılan geçiş kitabı gibi . Hikayede sevdiğim tek şey Holden karakterinin bahçe işleriyle uğraşması o kadar. İlk kısmında zaten aralarında çok diyalog yok sadece düşünce okuyoruz sonrada smut .
400 syf.
8/10 puan verdi
Mona ve dedesinin sanat günlüğü…
Bu kitap tamamen sanat seveler için yazılmış bir kitap. Üstelik, öyle detaylar anlatılıyor ki ilgisi olan herkes için başucu kitabı olacak bir şey. Ben sanat severim ama anladığım pek söylenemez, okurken ben daha çok duygusal kısmında, Mona’nın neden birden kör olduğu ve dedesiyle her Çarşamba müzeye sanat eseri incelemeye gittiğinde anlattığı hikayelerdi. Mona’nın anneannesine olan sevgisi tüm bunlara sebep olurken, dedesinin ona anlattıkları, Mona’nın o güzel aklı ve aralarındaki ilişki inanılmaz güzeldi. Kitap kesinlikle çok güzel, masalsı ve bittiğinde dolu dolu bir şeyleri okumanın verdiği haz hissini uyandırıyor. Gidip görmek, Mona gibi görmek ve anlamak istedim o eserleri. Belki bir gün diyorum.
Bu kitap Amir Khan hakkında değil, filmleri hakkında. Aamir Khan'ı çok severim, hayatı hakkında kitap beklemiştim oysa sinematografik bilgilerle dolu. Bir ara senaristler, yapımcılar, hint film piyasasının içinde boğulup kaldım. Benim beklentilerim pek fazla karşılamadı. Sinema sektörüne yakından ilgi duyanların ilgisini çekeceğini düşündüğüm bir eser.
Denemeler veya 56 başlıkta deneyimler bütünü
Deneme eserlerini severim. Sözlü olarak aldığım öğütler bende büyük bir etki ve heycan çoğunlukla uyandırmazken, yazarın belirli bir konu etrafında yazdığı kendi fikir ve düşünceleri aynı zamanda deneyim ve öğütleri bende daha fazla estetik haz uyandırır.
Francis bacon'un bu eserinden bahsetmek gerekirse özellikle dikkatimi çeken şey bu kadar rüşvet ve rüşvet alanlar üstünde durmasına ve bu durumun ne kadar aşağılık bir tutum olduğundan bahsetmesine rağmen 1621 yılında rüşvet ile yargılanıyor ve İngiliz kraliyetindeki Memuriyet hayatı sona eriyor ve hayatının bundan sonraki kısmında yazı yazmaya daha çok önem veriyor. Buradan aslında kavramamız gereken olgu bilginin eylemden güçlü olmadığı gerçeğidir.
Diğer yandan Türklerden ve Müslümanlardan bu kadar nefret söylemi ile bahsetmesinin arkasında saklı olan bir çok nedeni ve sebebi olabilir. Ama şimdi bütün bunları dile getiriyor diye bütün kavramları çöpe atmamalıyız. Nasıl ki tanecikli ve yapraklı bir çayı süzgeçten geçirmeden içmiyorsak, yazarın bazı düşüncelerini de akıl süzgecinden geçirdikten sonra fikir dünyamıza katmamız gerektiğini düşünüyorum.
Aramızda uğur böceklerini sevmeyenimiz yoktur die düşünüyorum, şahsen ben çok severim ve onlardan bir hikayeyi kızıma okumak çok keyif vericiydi benim için.
Hemen konusuna geçelim bu güzelliğin.
Kapısının önünde uğur böceklerinin toplanıp birşeyler konuştuğunu gören köyün en yaşlı Bilge uğur böceği Coccinella uğur böceklerinin bahar hazırlıklarının ne durumda olduğunu ve yumurtalarını özenli bir şekilde saklayıp saklamadıklarını sorar.Uğur böcekleri endişeli bir şekilde onları kuvvetli bir rüzgarın alıp götürdüğünü söyler.Bunun karşısında Coccinella onlara bunun nedenini sorar ve hepsinden farklı bahaneler duyar.Sonrasımı tabiki kitabımızda...
Çocuklar için neden-sonuç ilişkisini onların anlayacağı dilden anlatıyor kitabımız ve başlarına olumsuz bir olay geldiğinde bahaneler bulmak yerine kendi sorumluluklarımızı kavrayıp, sorgulama yapmamız gerektiği çok güzel hikayeleştirilmiş.
Yazar sorumluluk sahibi olmayı ve çocukların düşünme,sorgulama yetisini hayatta her daim kullanmaları gerektiği mesajını miniklere veriyor.
Kitap sonundaki sorular ise miniklerin okuduklarını pekiştirmesi adına çok güzel düşünülmüş bir detay.
Eğitici ve öğretici bu tatlı kitabı tüm miniklere gönül rahatlığıyla tavsiye ederim.
Şimdiden keyifli okumalar.
Bir tarafta zengin ailenin şımartılmış, yakışıklı ve kendini beğenmiş her istediğini elde etmeye alışmış Drew,
Diğer tarafta esas oğlanımızı reddettiği için özel olan Kate (güzel, zeki ve hırslı olduğundan bahsetmeye gerek bile yok)
Normalde romantik, çerezlik kitapları severim normal hayattan kaçmak için gülümsemek için bire birdir, bu kitaba da bu beklentilerle başladım ancak kitap vasatın altında çıktı.
Drew'in aşkı (!) bana gerçek gibi gelmedi ve Kate'i her fırsatta aşağılamasını ayyy ne romantik diyebileceğim bir şey değildi.
Kate'in Drew'i çok istiyorum ama lanet olsun ki nişanlıyım tavırları, her fırsatta adamla flört etmesi hoş değildi. Nişanlısını başka adamı düşünerek aldatmış olmuyor mu zaten, illa ki tensel temas mı gerekiyordu aldatmak için.
Beğenmedim, okumayın, okutmayın.
