- Güzelliği mi?
- Severdim elbet, tanrısal ve ölümsüz olsaydı.
- Altını mı?
- Sizin Tanrı'dan nefret ettiğiniz kadar nefret ediyorum ondan.
- Peki, tuhaf yabancı, neyi seversin öyleyse?
- Bulutları severim... İşte bak, şu geçip giden bulutları... Harika bulutları!