33 – EBU’L FARUK (SÜLEYMAN HİLMİ TUNAHAN) (K.S.) Tarih: 1888-1959
Süleyman Hilmi Silistrevî (Tunahan) Künyesi: EBU’L-FÂRUK Doğum Tarihi: 1888 Babasının Adı: Hocazâde Osman Efendi Annesinin Adı: Hatice Hâtun Dedesi: Ulemâ’dan Kaymak Hâfız adıyla ma’ruf bir zat olup soyu, Nesl-i Pâk-i Muhammedî’ye mensup (SEYYİD) olan İdris Bey’e dayanır.
İdris Bey; Fatih Sultan Mehmet Han’ın Rasûl-i Zîşân Efendimiz’e (s.a.v.) aşırı sevgi ve saygısından dolayı;Yer yüzünde Evlâd-ı Rasûl’den kimler kalmıştır? diye yaptırdığı araştırma neticesinde, şeceresine hiç şâibe, şüphe karışmamış olduğunu tesbit ettirdiği, Türkistan’lı bir zât olup, Fatih Sultan Mehmed tarafından İstanbul’a getirtilip, kız kardeşi ile evlendirilerek, TUNA havâlisinin mâlî işlerini takip etmek üzere “Tuna Hân’ı” olarak tayin edilmiş fazilet sâhibi bir seyyiddir.
Süleyman Hilmi Silistrevî (Tunahan), Milâdî 1888 (Hicrî 1305) yılında, o zaman Devlet-i Âli Osmânî hudutları içinde yer alan Silistre’ye bağlı Hezergrad kasabasının Ferhatlar köyünde dünya’ya gelmiştir.
Camus’de yazının doğuşu da annesinin sessizliğine (onun sessizliği sitemkâr değildir ama öyle bir vurdumduymazlığı yansıtır ki insanda hem acıma, hem sevgi, hem hayranlık, hem de korku uyandırır) ... bağlıdır.
Bataklıkların çetin gecesinde birbirlerine seslenen ve birbirlerini görmeyen, sevgi çığlıklarına evrenin tüm yazgısını sığıştıran kurbağalara benziyoruz biz de.
Scientific American dergisinin 1959 Mart sayısında, kendisini bir makine veya robot zanneden ağır şizofren hastası "Mekanik Çocuk" Joey hakkında şaşırtıcı bir hikaye vardı. Joey makineymiş gibi davranıyor, hayal dünyasındaki bir uzaktan kumandayla yönetiliyordu. Etrafındaki hayali makinelerin duyguları ve iradeleri vardı. Joey'nin doktoru Dr. Bruno Bettelheim, Joey'nin ebeveynlerinin ona sevgi ve yakınlıktan yoksun "mekanik" bir tutumla yaklaşarak onu bir makineye dönüştürdüklerini keşfetti. Joey bu makinelerin zihnine ve bedenine hükmetmesini istiyordu, çünkü insan olmak çok acı verici bir hale gelmişti.
Yakın tarihimizin, Yahya Kemal ile Ziya Gökalp'i yakından tanıma fırsatı bulan önemli isimlerinden biri de gazeteci, yazar, siyaset adamı ve diplomat Yakup Kadri Karaosmanoğlu'dur (1889-1974). Ziya Gökalp 25 Ekim 1924 günü ölmüş ve cenazesi İstanbul'un o tarihe kadar yaşamadığı söylenen çok coşkulu bir kalabalığın elleri üzerinde taşınarak