— îşte benim sevgilim bu, diyor. Hay Allah, ne diyeyim sana kız...
İçinden pazarlıklı bir âşığın rakibi, armudun iyisini yiyen bir ayı olmasmdansa, sevgilinin ayaklarını okşayan bir kedi olması elbette iyidir.
Bir sen, bir ben, sevgilim, bir de bu bahar...
N'eyleyim sen güzelsin, bende gençlik var.
Ölüm gibi mukadder bir yol ki bu aşk,
Ucu ta Leylâ ile Mecnun'a çıkar...
Yüz yıl sonra, sevgilim…
Hayır, her şeye rağmen daha evvel.
Ve ölen ve doğan
ve son gülenleri güzel gülecek olan yirminci asır
(benim şafak çığlıklarıyla sabaha eren müthiş gecem),
senin gözlerin gibi,
güneşli olacaktır…
bir hızlı bulutlar
kırmızı kuşlarla süslenmiş yün eldivenlerin
gökyüzü kaldırımlarken ve paris şehri
sen ve paris şehri sevgilim
ve her biri bir başka türlü çığrışan
yol-cu-luk-lar
Sabret sevgilim, sana her şeyi, hepsini en baştan anlattığım için, anlatacağım için, senden rica ediyorum, beni dinleyeceğin bu çeyrek saat yüzünden yorulma, çünkü ben seni bütün bir hayat boyunca sevmekten yorulmadım.