“Çiçekleri sevdiğim için bana kızıyorsun!”
“Hayır.” “Çiçekleri sevdiğin için kızmıyorum. Onları beni sevdiğinden daha çok sevdiğin için üzgünüm yalnızca.”
“Ben sadece seni seviyorum.”
“Evet… Siyah Lale’den sonra!”
Ben insanları arabanın camına vuran yağmur damlalarına benzetiyorum.
Bazen bir damla aşağı doğru kayarken,
Başka bir damlaya karışıp güçlenerek daha hızlı ilerler.
Ben de sana karıştım aşkım.
İnsanlar acımasız, savurgan.
Hiçbir şey başına gelmeyecek gibi davranıyorlar.
Bir gün şoförün camı açacağı hiç düşünmüyorlar.
Seni seviyorum.
- İncir Reçeli
Ben seni düşündüğümde,
Bana sonbaharı hatırlatan gözlerin aklıma geliyor.
Kısılmış gözlerinde Mezopotamya’nın izleri var ve kan kokuyor gece…
Bir akşam üzeri yine Dicle’nin bir köşesinde elimde Süryani şarabım sana bakıyorum
Savaşlar, ayrılıklar ve ağıtlar bize eşlik ediyor
Sana baktığımda içim ısınıyor
Mülteci bir çocuğun saflığı ve korkuluğuyla bakıyorum gözlerine
Ve bir anne şefkatliğiyle tutuyorum ellerini
“Elleriniz çok soğuk “ diyorum
“Isıtın” diyorsun.
Aklıma Raif efendi geliyor susuyorum…
Yağmurun içime yağdığını hissediyorum bazen,
Sözcüklerim ıslanıyor ve düşüncelerim boğuluyor
Yağmurla o yüzden aramda bir soğukluk var Kar tanelerini daha çok seviyorum
Uzun otobüs yolculuklarında toprağın bembeyaz olması bana hep güzel görünmüştür.
Ve yıllarca uyumadan beklediğin birinin yanına kar yağarken gelme düşüncesi…Evladının mesela.
Kar tanelerini düşünüyorum ayrıca saçlarını
Düşünsene yıllar sonra ikimizin saçlarıda beyazlaşacak gecip giden zamana hayret edeceğiz..
Ben pişman olmam senin yanında olduğum için…
Saçların yüreğimin çölünde yeniden çiçek açmış bir ağaç gibi
Ardından Nazım aklıma geliyor ve yaşamayı ciddiye alıp bir pazar günü sırtımı duvara yaslayıp düşünüyorum…
Bak, Herman, sana karşıymış gibi görünmek istemem. Seni seviyorum. Fakat sen seksizm pazarlıyorsun. "
"Ben bok pazarlıyorum. Fakat bazı insanlar buna ihtiyaç duyuyor. Onları mutlu ediyor."
"Avni, sen çok çekeceksin. Lakin bu ıstırapları Allah'ın bana da müyesser kılmasını ne kadar isterdim. Asım'ın nesli dedim ... Biz ona layık olmalıydık. Sen olacaksın kardeşim. Ben.. bana gelince, ben kaçağın birisiyim. Yook, itiraz etme... Böyledir bu; kaçağım. Olsa olsa güreş adamıyım ben, kıran kırana güreş adamı. Sana karşı da tevazua katlanacak değilim ya? Kavgayı düşmanla yapmayı seviyorum.
Karşımda düşman varken, binlerce şükür, içime korkunun, can kaygusunun gölgesi düşmedi. Vatanım, milletim, dinim için yaşadım, yaşamayı ancak bunlar için değerli buldum. Ama yanı başımda görünenler, bunların hileleri, bunların kahpelikleri ile mücadele? Yok.. Bana göre değil bu.
Biliyorum; bu da vatan için, bu da milletim ve dinim için...
lakin insanı bu kadar küçülmüş görmeye tahammülüm yok. Avni. Ya ben yanılıyorsam diyor ve dağ başlarına, çöller ötesine kaçmak, unutmak istiyorum ... Unutulmak istiyorum. Tek teselli budur gibi geliyor bana. Sen.. sen öyle değilsin; sen yiğitsin, sen cemiyet erisin. Çok çekeceksin diye korkarım."
Sustular, Akif neden sonra ilave etti:
"Çektikçe büyüyeceksin Avni. Sen çektikçe, sen kaybettikçe... Ben.. seni kıskanacağım, kardeşim."
Ben sana tutkunum kır çiçeğim...Bülbülün güle dil göktüğü gibi değil benim sana gönül verişim... O sevdanın mahremiyetini düşünmedi hiç... Benim sana olan sevdam, sadece kalbimle şu karaladığım sayfalar arasında... Bülbül sabırsız... Ben seni ve sana olan hislerimi kalbimin derinliklerine gömüyorum... Sarı, mor, eflatun renklerin, yalnızlığımın simgesi... Desenlerin, yüreğime kazıdığım duyguların asilliğini taşımakta. Seni seviyorum yalnızlık çiçeğim...
"Sen ve ben... Aaron, bizim gibi insanlar iyi şeylerin yok olacağını düşünür, çünkü hep öyle oldu. İyi şeyler hiçbir zaman kalıcı olmadı hayatımızda; mutluluk hiçbir zaman uzun sürmedi. Ve nedense yalnızca yaşadıklarımızı bekleyebiliyoruz."
Artık tamamen anksiyeteye teslim oluyorum, hain bedenim kendini kapatıyor ve Ella ellerimi tutup düşmemi engelliyor. Onun gözlerine bakarken kalbim yerinden çıkacak gibi atıyor.
"Ama ne fark ettim biliyor musun?" diyor Ella. "Bu döngüyü kırabilecek gücümüz olduğunu fark ettim. Kendimiz için de birbirimiz için de mutluluğu seçebiliriz. Bunu sık sık yaparsak, yeni normalimiz haline gelir ve geçmişimizin yerini alır. Mutluluğu her gün yaşarsak artık tuhaf hissetmeyiz."
"Ella..."
"Seni seviyorum" diyor. "Seni hep sevdim. Hiçbir yere gitmiyorum."